Bir süre önce Hatırla Sevgili dizisinin danışmanları arasına katılan Erkan Kayılı, dizinin 12 Mart'a gelen süreçte ve sonrasında odağına orantısız bir biçimde Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu'nu (THKO), özellikle de Deniz Gezmiş'i aldığını söyledi.
Kayılı'ya göre bunun dizinin kurgusuyla, danışmanların ve yapımcıların siyasi tercihleriyle –çok doğrudan olmasa da- ilgisi var.
Önemli olansa, büyük bir izleyici kitlesine ulaşan yapımın –bir televizyon dizisi olmasının getirdiği kısıtlar bir yana- Türkiye tarihinin önemli bir dönüm noktasını nesnel olarak aktarmaktan uzaklaşması.
Kayılı, görev aldığından bu yana bu duruma dikkate çektiğini ve daha dengeli bir anlatımın kısmen de olsa sağlandığını belirtti. Kendisinin de o zamandan beri siyaset yaptığını, halen de Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) içinde yer aldığını söyleyen Kayılı, "Bununla birlikte diziye belli bir görüşün propagandasının yapılmasından çok, rekabet noktalarından gayrı o tarihin ve solun nesnel bir biçimde anlamlandırılması ve benimsenmesi açısından bakıyorum."
THKO odaklı kurgu
Kayılı'nın itiraz ettiği noktalar özetle şöyle:
* Dizi esas olarak idamlar üzerinden –27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül- kurulmuş durumda. Dolayısıyla 12 Mart, 1968-1971 süreci de özellikle Deniz Gezmiş ve THKO üzerine yoğunlaşıyor. Diğer tüm olaylar bunun etrafında dönüyor. Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi'nin (THKP-C) tüm eylemlerinin amacı Denizleri kurtarmak için sanki. Oysa özellikle onların cezaevinde olduğu dönemde İsrail Başkonsolosu Elrom'un öldürülmesine kadar THKP-C'nin politik gündemi meşgul ettiği, farklı alanlarda örgütlü sıkı bir örgüt olduğu ihmal edildi. Maltepe Cezaevinden kaçış süreci de THKO güzellemesi olarak sunuldu.
* 12 Mart'a gelen süreç bir dizi polisiye eylemler şeklinde aktarıldı. Deniz Gezmiş de bu anlatımda bir süse indirgenmiş oldu. Çok kısa zamanda çok şey anlatma zorunluluğundan, bu eylemlerin arka planları, neden yapıldığı hiç yer almadı.
* 12 Mart döneminde ortaya çıkan kontrgerilla, Ziverbey Köşkü gibi meseleler de yeterince ele alınamadı. Sanki bir takım kötü insanlar bir yerlerde sebepsizce işkence uyguluyor gibi gözüktü. 9 Mart darbe girişiminin 12 Mart'a nasıl evrildiği gibi konular da dışarıda kaldı.
* Dizinin bir aile etrafında dönmesi ve aile üyelerinin THKO taraftarları olarak konumlanması bu orantısızlığın 12 Eylül'e giderken daha da yoğunlaşmasına yol açacak. Özellikle 77-80 arasında THKP-C geleneğinden gelen hareketlerin kurguya girmesi, bu karakterlerin politik tercihleri nedeniyle güçleşti. 70'lerin ikinci yarısında yüzbinlerce insanı içeren hareketlerden bahsediyoruz sonuçta.
Kayılı, "Dizi her şeye rağmen büyük bir izleyiciye devrimcilerin nasıl insanlar olduğunu, amaçları idealleri peşinde koştuklarını göstermesi açısından olumlu bir işlev görüyor" dedi. (EÜ)