Hatay’da Arapça tiyatro yapan Çağdaş Sanat Atölyesi’ne (ÇSA), bir süredir oyun oynamaları için yer verilmiyor. Daha önce Samandağ ve Antakya’da oynadıkları, Yılmaz Erdoğan’ın "Sen Hiç Ateş Böceği Gördün Mü?" oyunundan uyarlanarak, Arapça oynanan oyuna pandemiden beri yer verilmiyor.
Ne zaman oyun oynamak isteseler ‘elektrikler kesik’ ‘tadilat var’ gibi gerekçelerle kendilerine salon verilmediğini belirten tiyatro sanatçısı Gülizar Işık Çay, Arapça tiyatro gibi az yapılan bir şeyi yaptıklarını, destek olmak yerine salon verilmeyerek, dolaylı olarak engellendiklerini söyledi.
İlk 1990’lı yıllarda kuruldu
Hatay’da Arapça tiyatro, skeçler yapan Çağdaş Sanat Atölyesi’nin (ÇSA) kuruluşu 1990’lı yıllara dayanıyor. Dönemin koşullarına göre bazen kapatılan ve çalışmalarını durdurulan ÇSA, 2016 yılında tekrar faal duruma geldi. Anadilde, kadın bakış açısı ve ezilenden yana şiarıyla tiyatro yaptıklarını belirten tiyatro sanatçısı Gülizar Işık Çay, “Biz 1990’lı yıllarda Mehmet Latifeci’nin öncülüğünde kurulan ÇSA’nın devamcısıyız. O dönem de insanlar anadilimiz Arapça müzik, tiyatro yaptı. Çok da baskı gördüler. Bir dönem kimse yapmadı, aktif değildi. 2006 yılında onu devamı olarak biz başladık” dedi.
“İlk oyunumda çocukluk arkadaşımın hikayesini anlattım”
KHK’yla ihraç edilen öğretmenlerden olan Gülizar Işık Çay’ın tiyatroya başlama hikâyesi, çocukluk arkadaşının yaşadığı bir olaya dayanıyor.
Çay, o olayı da şu sözlerle anlattı:
“İlkokul arkadaşımla 2001 yılında iki gün arayla evlendik. Ben Sinop’a öğretmenliğe gittim o Samandağ’da kaldı. Bir süre sonra o kadın arkadaşımın ailesinin evinde olduğunu öğrendim. Arkadaşım ‘bakire’ değil diye ailesinin evine gönderilmiş. Mahrem bir konu olduğu için bir şey diyemedim ama düşündüm gece boyunca.
"Çok etkilendim bu olaydan. Kadın doktorlara gidip bilimsel olarak doğuştan kızlık zarının olmadığını ispatlamaya, anlatmaya çalışmış. Ben bu olayı herkese anlatmak istedim. En iyi yolun da tiyatro olacağını düşündüm. Bizim insanımız da anlasın diye Arapça dilinde Çığlık adında bir tiyatro oyunu yazıp oynadık.”
Oyunu ilk Samandağ’da oynamak istediğinde “belden aşağı, oynatmazlar” denildiğini ama kendilerinin bir risk alarak oyunu oynadığını söyleyen Çay, “500 kişilik salon tıka basa doluydu. Herkes oyundan çok etkilendi. Hikâyesini anlattığım anne ve kız da salondaydı. Ben kadına yaşatılan ayıbı anlatmak istedim. Sonrasında da farklı oyunlarla tiyatroya devam ettim” dedi.
Arapça tiyatro yerel yöneticilerden maddi manevi çok destek görmese de Hatay halkı anadilinde tiyatroyu çok benimsemiş. Köylerde Türkçe bilmeyen anneler, neneler, dedeler Arapça tiyatroda salonu dolduruyor.
“Resmi kurumlar bize yer vermiyor ve verdirmiyor”
Gülizar Işık Çay, az yapılan Arapça tiyatronun kıymetli olmadı gerekirken, dolaylı engellemelerle yolların kesilmesine tepkili:
“Pandemi öncesi Yılmaz Erdoğan’ın Sen Hiç Ateş Böceği Gördün Mü? Oyunundan esinlenerek, Arapça hazırladık. 2 defa Samandağ’da bir defa Antakya’da oynadık. Pandemi sonrası Antakya’da organize etmeye çalıştık fakat salon bulamadık. Salon verilmiyor bize.
"Pandemiden sonra Samandağ’da oynadık ama Antakya’da hiç oynayamadık. Nereye başvursak bir şekilde resmi kurumlar salonu verdirmiyor bize.
"Meclis Kültür Merkezi’nde Engelliler Haftası’nda oynayacaktık, oyuna saat kala “elektrikler kesik” dediler. Tekrar başvuru yaptık Antakya Kaymakamlığı’na ‘Başvurduğunuz salonu bulamıyoruz adresiniz net değil’ dediler. 3’ncü defa başvurduk, 3’ncüsünde de aldığınız güne başka etkinlik konulmuş dediler.
"Hepsi bizde belge olarak da var. Bir kolej ‘size salon verilmiyor’ dedi. Başka bir kolejle anlaştık. 10 gün sonra ‘tadilatımız var’ dedi. Biz sadece Arapça dilinde insanlara hikayeler anlatmak istiyoruz, engelleniyoruz.”
Tüm engellemelere rağmen çalışmalarına devam ettiklerini kaydeden Gülizar Işık Çay, Ray Cooney'in "Karmakarışık" adlı oyununu tercüme ettiklerini, ocak ayında çalışmalara başladıklarını söyledi.
(BÖG/EMK)