İstanbul'da 14 aylık bir bebek yandı. Ailesi dört hastanenin kapısından geri döndü. En sonunda bir özel hastanede yoğun bakıma alındı.
bianet'in görüştüğü İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Hüseyin Demirdizen "Bu tip örnekler bizim açımızdan 'aysberg'in görünen kısmıdır. Görünmeyen kısım önümüzdeki on yıllar içinde ortaya çıkacak" dedi.
Radikal'in haberine göre yanan bebeği Bakırköy Yenimahalle Doğumevi, Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Vakıf Gureba Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi yoğun bakım ünitesinde yer olmadığı için kabul etmedi.
İstanbul Üniversitesi Hastanesi'nde müdahele edildi ancak oradan da yoğun bakım ünitesinde yer olmadığı için küçük çocuğun başka hastaneye götürülmesi gerektiğini söylediler. Bebek sonunda bir özel hastanede yoğun bakıma yatırıldı.
"Yoğun bakımlarda yer yok, olsa da devlet tüm masrafı karşılamıyor"
Demirdizen "yanan çocuklarla" gündeme gelen sağlık sistemi sorununu şöyle açıkladı:
"Yanık özel bir durumdur... İstanbul'da yalnızca iki yanık merkezi var, biri Gülhane Askeri Tıp Akademisi, diğeri Cerrahpaşa. Bunlar dışında özelde de devlette de yanık ünitesi yok. Bu son zamanlarda meydana gelen olaylar hastaneye yanarak gelen çocuklarla ilgili. Yanık ünitesi olmayınca hastanın normal yoğun bakım ünitesinde yatması gerekiyor. Sosyal Güvenlik Kurumu makinaya bağlanan yoğun bakım hastaları dışındaki hastaların tüm masraflarını karşılamıyor. Eğer hasta makinaya bağlıysa devlet bir paket program kabul ediyor, fark ödemesi gerekmiyor ancak hasta makinaya bağlı değilse belli bir miktarını sosyal güvenlik kurumu karşılıyor, pahalı süreçleri karşılamıyor.
"Bu nedenle hastaneler normal yoğun bakımlara almaktan imtina ediyorlar. Durum bu olmasa bile normal yoğun bakım yatakları ihtiyaç için yeterli değil zaten. Hastalar özelden fark ödemeleri gerektiği için yararlanamıyor, kamuya başvuran çok olduğu için orası da ihtiyacı karşılayamıyor."
"Bu ticari sağlık anlayışının sonucu"
"Tabii yurttaşlar için bunların bir anlamı yok. Bu ülkede sağlık hizmetini yönettiğini söyleyenlerin bu sorunları çözmesi gerekir...
"Bu ülkenin kamu sağlığıyla ilgilenen bir meslek örgütü yöneticisi olarak bunları makul görmek kabul etmek mümkün değildir. Kamu kuruluşları birer işletme haline getirilmiştir. Sağlık bakanlığı kar getirmeyen, uzun süre kalması gereken hastaların bakıldığı hastaneleri, verem, tüberküloz hastanelerini kapatma durumuyla karşı karşıya kalmıştır. Şüphesiz bu sorun sağlık alanına ticari bakışla ilgili. Hem kamu hem özel daha kısa sürede hizmet verebileceği, daha çok para kazanacağı alanlara yöneliyor." (NZ)