İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp ve Cerrahpaşa tıp fakülteleri öğretim üyeleri, asistan ve uzman hekimleri, öğrencileri ve sağlık çalışanları yarın (22 Kasım) bir günlüğüne sağlık hizmetini durduracak, sadece acil vakalara bakacaklar.
İstanbul'da, Cerrahpaşa Tıp ve İstanbul Tıp fakültelerinde gerçekleşecek eylemin amacını sağlık alanında yaşanan gelişmeleri İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı'ndan Prof. Raşit Tükel'le konuştuk.
Yapı değişiyor
Tükel yarınki "tıp eğitimi ve sağlık alanındaki yıkıma karşı" yapılacak eyleme kaynaklık eden taleplerini anlatırken sağlık alanındaki tabloya dikkat çekti:
* Üniversite hastanelerinin Sağlık Bakanlığı tarafından mali denetim altına gireceği ve Türkiye Kamu Hastaneler Kurumu'na ya da onun altında taşra teşkilatı Kamu Hastaneleri Birliklerine bağlanmaya doğru gidecekleri görülüyor.
* İkincisi, tıp fakülteleri, üniversite hastaneleri ayrılacak, tıp eğitiminin kendine özgü uygulamalarının olmadığı bir yüksekokul konumuna gelecek.
* Sağlık çalışanları da asgari yaşam koşullarına ulaşabilmek için uzun saatler çalışmak zorunda kalacak. Sözleşmeli çalışacaklar, güvencesiz çalışacaklar.
Hastaya bakmak için zaman
Tükel ne istediklerini, neye karşı olduklarını da somut ifadelerle dile getirdi:
* Tüm hastanelerin kâr amaçlı işletmelere dönüştürülmesine karşıyız. Böyle bir ortamda çalışmak istemiyoruz.
* Tıp eğitimi içinde olmak, uzmanlık eğitimi içinde olmak, araştırma yapmak istiyoruz.
* Sağlık çalışanları olarak, öğretim üyeleri olarak güvenceli çalışma istiyoruz.
* Performans sistemiyle hasta hekim ilişkisini bir puan kaygısı içinde görmeden çalışmak istiyoruz.
* Eğitim ve bilimsel araştırmanın yapılabildiği, hasta bakım hizmetlerinin yeterli süre ayrılarak (performans sistemi kısa sürede, beş dakikada hasta bakan bir sistem) yapılmasını istiyoruz.
* Emeğimizin karşılığı olan, özlük haklarımızın tanındığı bir ücretlendirme istiyoruz.
* Çalışma barışımızın bozulmadığı adil bir ücretlendirme istiyoruz. Aynı işi yapan çok farklı ücretlendirme içinde olan sağlık çalışanları ya da hekimler ya da öğretim üyeleri olmak istemiyoruz.
* Tabipliğin kamu ve kişi yararına uygulanıp geliştirilmesinin sağlandığı bir çalışma ortamı istiyoruz.
Kâr odaklı hastaneler yaratılıyor
Bir günlük uyarı grevinin mesajının yerine ulaşmasını ve daha uzun süreli eylemliliğe ortam oluşturmayacağı beklentisini dile getiren Tükel, 2 Kasım 2011 tarihli kanun hükmünde kararnameyle Türk Tabipler Birliği Kanunu'nda geçen "tabipliğin kamu ve kişi yararına uygulanıp geliştirilmesini sağlamak" ibaresinin kaldırıldığına dikkat çekti.
Tükel getirilmek istenenin kâr odaklı bir sistem olduğunu da ısrarla vurguladı:
"Eğer Kamu Hastaneleri Birlikleri gibi bir yapı içine girdiyseniz kâr getirmeniz önemli olduğu için çalışma düzeninizi buna göre oluşturmanız gerekiyor.
Neden kâr getirmeniz isteniyor, çünkü Sağlık Bakanlığı'nın altında Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu oluşturuldu. Kamu Hastane Birlikleri denen yapılar da bu kuruma bağlı. Bu birlikler ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurumlarını içine alıyor ve bu birlik içinde işletiyor. Birliğin büyük şirketlerin CEO'su gibi çok güçlü bir genel sekreter denen yöneticisi var. Onun altında hastane yöneticisi, onun altında da başhekim var. Genel sekreter hekim olmak zorunda değil ve sözleşmeli çalışıyor. Eğer genel sekreter ve hastane yöneticisi aldıkları hastaneyi kâr edecek duruma getiremezlerse ya da bu hastane yapılan puanlamada bir üst gruba çıkamazsa, bu kişiler görevlerinden ayrılmak durumunda kalıyor. Dolayısıyla amaçları kâr ettirmek olacak.
Böyle bir yapıya Sağlık Bakanlığı eğitim araştırma hastaneleri ve bakanlığa bağlı hizmet hastaneleri dahil ediliyor. İlk hazırlanan taslakta üniversite hastaneleri de dahil ediliyordu, şimdilik edilmedi ama niyet belli. Dolayısıyla burada eğitimden de sağlık hizmetinden de söz edemeyiz." (YY)
Eylem etkinlik programı, kamuoyuna yönelik bildiri ve hastalara yönelik bildiri için tıklayınız.