Bursa, Mimar Sinan mahallesindeki Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi'nin zemin katındaki radyoloji servisinin kayıt bölümünde çıkan yangında, yoğun bakımdan çıkartılan sekiz kişi hayatını kaybetti. bianet'in sorularını yanıtlayan Sağlık Hakkı Hareketi Derneği'nden Mustafa Sütlaş Bursa'daki yangını hasta hakları çerçevesinde değerlendirdi.
Hastaların güvenliğinden kim ya da kimler sorumlu?
Hasta Hakları Yönetmeliği'nin 37. maddesi, sağlık hizmeti alan vatandaşların güvenliğinin sağlanmasını güvence altına alıyor. Yönetmelik şöyle "Herkesin, sağlık kurum ve kuruluşlarında güvenlik içinde olmayı bekleme ve bunu isteme hakları vardır. Bütün sağlık kurum ve kuruluşları, hastaların ve ziyaretçi ve refakatçi gibi yakınlarının can ve mal güvenliklerinin korunması ve sağlanması için gerekli tedbirleri almak zorundadırlar. Tutuklu ve hükümlülerin sağlık kurum ve kuruluşlarında muhafazaları ile ilgili özel mevzuat hükümleri saklıdır."
Sağlık kurumlarındahasta ve yakınları için risk taşıyan yerler özel uyarılarla işaretlenmeli, bunlar herkesin anlayacağı şekilde görünür kılınmalı, gerekirse "kontrol altında" hizmet sunulmalı. Kurumlar hizmetin dışındaki nedenlerle güvenliği tehlikeye düşürecek durumları gidermekle yükümlüdür.
Bunların kaynakları, kurumsal olarak bulunur, zamanında, doğru bir şekilde sağlanır ve hizmetin olumsuz etkilenmesi önlenir.
Sağlık kurumları bu konularda "düzenli ve sürekli" olarak izleme ve kontrol çalışmalarını sürdürmek, elemanlarını bu konularda eğitmek, herhangi bir olumsuzluk anında etkin ve doğru müdahaleyi sağlayacak "düzenleme ve organizasyonları yapmak ve işler halde" tutmakla yükümlüdür.
Peki kurumlar hasta güvenliğini sağlamak için neler yapılmalı?
Bursa örneği üzerinden söyleyecek olursak, yangın çıkma tehlikesinin sıfıra indirilmiş olması, yangın çıktığı koşulda en erken ve en az zararla ve en yakındakinin yangına müdahalesinin sağlanması, bu müdahaleye karşın duman, boğucu gaz ortaya çıkışı gibi vb. tehlikeli durumlar söz konusuysa bunların yayılmasını önleyecek kapatma sistemlerinin olması gerekli. Yangın durumunda da tahliyeyi sağlayacak görevlilerin hastaların durumlarını yakından bilmesi, mevcut tedavi ve bakımları açısından herhangi bir eksiklik ve olumsuzluk olmaksızın tahliyenin sağlanması gerekli. Tüm bu noktalarda eğer hastaların yanında hasta yakınları varsa, onların bilgilenmesi ve eğer yardımları gerekiyorsa, tıbbi personelin direktif ve uyarılarına göre bu yardımın sağlanması çok önemli.
Bu olay hakkında ne söylenebilir?
Yoğun bakım birimlerinin güvenlikleri daha farklı koşulları gerektirir. Buralarda hasta yakını bulunmadığı gibi yaşamı destekleyen, çoğu elektrikle ve merkezi gaz sistemleriyle çalışan ekipmanlar söz konusu. Bu birimlerde eğitilmiş ve sürekli bulunan personel sayısının 24 saat üzerinden standartlara uygun olması gerekir. Eğer bu sayı tutturulamıyorsa, buralarda verilen hizmetin daha baştan risk altında olduğu kabul edilmeli. Diğer yandan her türlü elektrikli ekipmanın güç kaynak yedeklemeleri yerel (o birimde) olmalı, merkezi destek (gaz, oksijen sistemleri gibi) unsurları varsa, bunların merkezi kesinti halinde devreye girecek yedeklemelerinin etkin bir şekilde çalışır durumda olması gerekir.
Yine bu birimlerin tahliye yol ve yapılarının yatakla birlikte tahliyeye olanak tanıyacak şekilde düzenlenmesi gerekir. Hatta mümkünse genel tahliye yollarından ayrı ve özel tahliye yolları olması sağlanmalı.
Buradaki somut durumun ayrıntılarını bilmiyorum. Bu nedenle ölümlerin hangi nedene bağlı olduğu konusunda bir yorum yapamayacağım. Ama tüm olasılıkların hesaba katılması ve tüm sorumluların ortaya konulması gerekir. Asıl sorumlunun yöneticiler olduğu kabul edilmelidir. Bu bağlamda "Sağlıkta Dönüşüm Projesi"nin sonucu gerçekleştirilen özelleştirme ve taşeronlaştırmaların, dahası sağlık alanındaki ticarileşmenin bu olayda rolü ve etkisi olduğu açık.
Hasta yakınları nerelere başvurabilirler?
Yaşamını yitiren kişilerin ve yakınlarının kayıplarının tazmini açısında onların yasal başvuru haklarını kullanmalarını sağlayacak destek ve yardımların yapılması çok önemli. Hasta Hakları Platformu'muz ve Sağlık Hakkı Hareketi Derneği bu konuda gereken desteği sunmaya hazır.(BÇ/EÜ)