Macar, bu tartışmaların sonucunun ülkenin demokrasisinin düzeyini göstereceğini söylüyor:
"Bütün bu tartışmalar bize şunu gösteriyor: Devlet dediğimiz mekanizma yekpare değil. Bunun içindeki ayrı ayrı kurumlar, farklı farklı görüşlere sahip. Dışişleri Bakanlığı, Patrikhanelere statü vermek üzere kanun tasarıları hazırlıyor. Öte yandan, devletin bir başka kurumu, bunlardan farklı bir çizgi izliyor.
Ülkenin demokrasisinin düzeyini bu olayların nasıl netice verdiğini, hangi kurumun sözünün geçtiğini görerek anlamış olacağız."
Basına yansıyan bilgilere göre, Genelkurmay'ın yeniden yazılan MGSB için hazırladığı metinde şu üç konu tehdit olarak tanımlanmış durumda:
* Türkiye'nin toprak bütünlüğünü tehdit edecek şekilde Rum-Pontus propagandasına engel olunmalı.
* Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi'nin mevcut statüsünü aşma çalışmalarına izin verilmemeli.
* Heybeliada Ruhban Okulu'nu yeniden açma taleplerine karşı çıkılmalı.
Macar, bu noktaları şöyle yorumladı:
Ruhban Okulu'nun yeniden açılması
"Genelkurmay, hükümetin bu konularda çizdiği politikaya karşı çıkıyor. Hükümet uzun süredir okulu açmanın yollarını arıyor.
Okulun kapatılması, Lozan'ın 40. maddesine aykırıdır. Türkiye, en çok savunduğu antlaşmayı çiğnemektedir. Ama Batı Trakya söz konusu olduğunda, Lozan hemen hatırlanır.
Bu nasıl bir okuldur ki, ülkenin en büyük güvenlikle ilgili kurumu ve onun varolduğu söylenen belgesinde, bir tane okulun adı geçmektedir. Bu okulun nasıl bir melanet yuvası olduğunu, Türkiye aleyhine neler yaptığını anlatsınlar. Biz de bunları bilelim ve açılması gerektiğini söylemekten vazgeçelim."
Patrikhane'nin statüsü
"'Patrikhanenin statüsü nedir?'i konuşmamız gerekiyor. Türk hukukuna göre, Patrikhanenin hukuki statüsü yoktur. Ne bir yönetmelik, ne bir kanun var. Olmayan şeyi nasıl aşmaya çalışıyor? Bu anlaşılır bir şey değil.
Bu, Türk devletinin varsaydığı bir statü. Bundan kasıt eğer ekümeniklikse, cumhuriyet döneminden beri, Türkiye sınırları dışında Patrikhane'ye bağlı olan yerlerin başındaki din adamlarını Patrikhane'nin seçtiğini ve gönderdiğini hatırlatarak, bunlara izin veren sorumluların kim olduğunu bilmek isterim.
Ekümeniklik, Ortodoks kiliseleri itibariyle onursal bir unvan. Eşitler arasında birinci olan Patrikhane'nin evrensel niteliği.
Fiili anlamına gelince, kendi bağımsız kilisesi olmayan ülkelerde, Patrikhane'nin ruhani yetkisi var ve oraları Patrikhane yönetiyor. Buna örnek ABD ve Avustralya'dır.
Türkiye devleti, yıllardır buna izin verdiği için, fiilen bunu tanımış durumda. Yani kimsenin karşı çıktığı yok. Eğer engel olan bir yasa varsa, bilmemiz gerek."
Karadeniz'de Pontus-Rum propagandası
"Beş solcu gencin basın bildirisi dağıttığı Trabzon'da neler yaşandığını gördük. Oralarda Rum-Pontus propagandası olsa, zaten oranın halkı bunları linç etmeye hazırdır. Hiç korkmaya gerek yok." (TK/EÜ)