2016'da katıldığı ilk başkanlık yarışı öncesi eski ABD Başkanı Donald Trump, başta faşizmi popülerleştiren İtalyan diktatör Benito Mussolini ve Adolf Hitler olmak üzere dünyanın en kötü ünlü faşistlerinin liderlik tarzını öne çıkarmakla suçlanıyordu.
ABD'de Seçim günü yaklaşırken, Trump'a yönelik faşistlik suçlamaları geçtiğimiz hafta daha da güçlendi.
Trump'ın eski maiyetinin suçlamaları
Trump döneminde en uzun süre görevde kalan özel kalemi emekli Amiral John Kelly, 22 Ekim'de The New York Times'a verdiği söyleşide Trump'ın "faşist genel tanımına kesinlikle uyduğunu" söyledi.
Ertesi gün, Cumhuriyetçi başkan adayının Demokrat rakibi Başkan Yardımcısı Harris, bu söyleşiden hareketle CNN'de Trump'ın faşist olup olmadığı sorulduğunda, "Evet, olduğunu düşünüyorum" dedi.
Ardından, birçok insanın "diktatörlere hayranlık duyan ve faşist bir Amerika Birleşik Devletleri başkanı olmamasını" önemsediğini ekledi.
"Faşist": Bir tehlike sinyali
Özellikle başkanlık yarışının son perdesinde hakaret yaygınlaşır. Ancak faşist etiketinin yerinde olduğunu söyleyen birçok uzman bunun yalnızca siyasi polemiklerden ibaret olmadığını savunuyor. Terimin yararlı olduğunu, demokrasiye yönelik tehdit açısından bir tehlike sinyali görevi gördüğünü söylüyorlar.
Başkalarıysa, bunun Trumpçılığın diğer çok sahici tehditlerini gizleyen muğlak bir eleştiri olduğu kanısında.
Trump kampanyası, Yeni Kamu Radyosu'nun (NPR) bu suçlamalar konusunda yorum talebine NPR'ye hakaret içeren bir açıklamayla karşılık verdi.
Bu ultra milliyetçi ideoloji üzerine çalışan bilimciler açısından faşizmin ne olduğu ve ne olmadığı konusuna daha yakından bir bakış ana hatlarıyla aşağıdakiler gibi.
Faşizm nedir?
Uzun zamandır faşizmin tanımı üzerinde tartışan akademisyenlerden İngiltere'deki Oxford Brookes Üniversitesi modern tarih kürsüsünden emekli profesör ve bu konuda görüşlerine sıkça atıfta bulunulan siyaset kuramcısı Roger Griffin'in açıklaması şöyle: Irkçılığı, yabancı düşmanlığını, erkek şovenizmini ve şiddet kültürünü sıklıkla bünyesinde barındıran otoriter, "ultra milliyetçiliğin devrimci bir biçimi".
Griffin, NPR'ye verdiği demeçte, "[Onlar] Komünizm ve liberalizm gibi şeyleri toplum için bir tehdit olarak görüyorlar" dedi. "Faşistler, yeni bir düzen yaratmak üzere komünist veya geleneksel muhafazakâr veya liberal devleti devirmeyi hedefliyorlar."
Faşizmde şiddetin rolü
Faşistler, tarihsel olarak, Mussolini ve Hitler örneğinde olduğu gibi, muhalefeti bastırmakta askeri güce dayanmışlardı.
Ulusal Faşist Parti başkanı Mussolini, Ekim 1922'de Roma'ya yürüyüşe geçmeden önce, "Kara Gömlekliler" olarak bilinen silahlı faşist milis üyeleri önünde iktidarı ele geçirme planını açıklamıştı. Almanya'da, Hitler'in Nazi Partisi'nin de solculara ve Yahudi halkına yönelik şiddetli sindirme kampanyasını yürütmek için bir "Kahverengi Gömlekliler" ordusu vardı. Her iki lider de basını sansürlemiş ve propaganda yoluyla ırkçılığı teşvik etmişti.
Griffin, "faşist" sözcüğünün o zamandan bu yana daha gevşek bir tanım edindiğini söyledi. "Faşist" sadece Trump'a değil her iki yanda da siyasal rakiplere yöneltilen favori bir sıfat haline geldi. Solda pek çok kişi, Ronald Reagan ve George W. Bush dahil diğer muhafazakar ve sağcı liderlere bu sıfatı yapıştırmışlardı. Muhafazakarların da Demokratları faşistlerle karşılaştırdıkları biliniyor.
Griffin, [bu yaklaşımla] "Otoriterlik, şovenizm veya kontrol manyaklığı kokan her şey faşist olarak reddedilebilir" dedi.
Kimi akademisyenler neden Trump'ı tanımlamak için "faşist" sözcüğüne başvuruyor?
Eski ABD başkanı için faşist sıfatını onaylayanlar, Trump'ın kampanyasının ve başkanlığının şu çizgilerine işaret ediyor: Trump, 2016 başkanlık adaylığını açıklarken Meksikalı göçmenleri "tecavüzcü" olarak karalamış ve tüm Müslümanların Amerika Birleşik Devletleri'ne girmesini yasaklama sözü vermişti. Trump, Mussolini'yi örnek göstermiş ve eski maiyetinin tanıklığına göre, Hitler'den övgüyle bahsetmişti. Medyayı gayri meşru kılmaya çaba göstermiş ve basını "Amerikan halkının düşmanı" olarak adlandırmıştı.
Trump kaybettiği özgür ve adil bir seçimi yok saymaya çalışmıştı. Bir çok Cumhuriyetçiyi Başkan Biden'ın zaferinin gayri meşru olduğuna ikna etmiş ve seçimlerin çalındığı yalanlarını yayarak demokratik sürece güvensizlik tohumları ekmişti.
Birçok akademisyen açısından Trump'ın faşist niteliklerini taşıyıp taşımadığı sorusu yanıtını, 6 Ocak 2021'de, Trump'ın yandaşlarının iktidarın demokratik yollardan el değiştirmesini engellemek üzere Kongre Binası'na düzenledikleri baskında buldu.
Griffin: "Trump'ın belli bir ideolojisi yok"
Britanyalı siyaset kuramcısı Griffin, "Trump [6 Ocak'ta] Amerikan Anayasası'nı devirmeyi ve kendi karizmatik iktidarına dayalı bir yeni düzeni tesis etmeyi amaçlamış olsaydı kesinlikle bir faşist olurdu" dedi.
Ancak Griffin'e göre, Trump'ın kendisi o gün o niyetten yoksundu, çünkü belirgin bir ideolojisi yoktu.
Griffin, "onu ırkçılık, yabancı düşmanlığı, erkek şovenizmi, aşırı kapitalizm ve bir sürü -izm ile ilişkilendirebilirsiniz," diyor ancak "Trump'ın tutarlı bir ideolojiye sahip olduğuna, hatta faşizm kelimesini hak edecek kadar tutarlı bir darbe yoluyla devletin devrilmesine yönelik bir ideolojiye sahip olduğuna dair hiçbir kanıt gör[ünmediğini]" söylüyor.
Paxton: "Trump'ınki orijinal faşizmlere çok benziyor"
Times'a göre, faşizm bahsinde önde gelen akademisyenlerden Robert Paxton için, faşizmi anlamaya çalışırken takipçilere odaklanmak da aynı derecede önemli.
Columbia Üniversitesi profesörü ve "Faşizmin Anatomisi"nin yazarı Paxton, daha önce Trump'ın faşizmin yalnızca bazı temel unsurlarını taşıdığı kanısındayken 6 Ocak'tan sonra fikrinin değiştiğini söyledi. Geçtiğimiz hafta yayınlanan bir Times röportajında, Capitol kuşatmasından sonra Trump'ın faşist olarak nitelenmesine artık karşı olmadığını doğruladı.
Paxton, Times'a yaptığı açıklamada, Trump'ın faşizm türünün "aşağıdan çok kaygı verici biçimlerde yükseldiğini ve bunun, Mussolini ve Hitler'in destek toplamak için kitlesel hoşnutsuzluğu kullandıkları orijinal faşizmlere çok benzediğini" söyledi.
Trump'ın "iç düşman" söylemi
NPR'nin yakınlarda gerçekleştirdiği bir araştırma, Trump'ın muhaliflerinin, kendisini eleştirenlerin ve tek tek yurttaşların soruşturulması, kovuşturulması, hapse atılması veya başka şekilde cezalandırılması gerektiğini söylediği 100'den fazla örnek ortaya çıkardı.
Trump ideolojik muhaliflerini "iç düşman" olmakla suçladı.
Kelly, Times'a verdiği röportajda Trump döneminde eski başkanı alenen kınayan en üst düzey yetkili olarak, Trump'a karşı cephe almsına yol açan şeyin bu yorumlar olduğunu söyledi.
"Faşizmin Karakteri"nin [The Nature of Fascism] yazarı Griffin, "iç düşman" söyleminin faşizmin bir temel özelliği olduğunu söyledi.
"Faşistler, ulusun çökme halinde olduğu fikrine takıntılılar. Dünya parçalanıyor. İç ve dış düşmanları var. Ulus veya ırka dair kutsal, ebedi gerçekleri veya önemli şeyleri yok eden güçler var" dedi.
Stanley: "Faşizme bu kadar benzeyen bir şey için faşizmden başka bir kelime yok"
Yale Üniversitesi'nde felsefe profesörü ve "Faşizm Nasıl İşler?"in [How Fascism Works] yazarı Jason Stanley, Trump'ın da Hitler'in hedef aldığı kişileri hedef aldığını söyledi. Geçtiğimiz hafta New York Halk Radyosu'nun [WNYC] Medya Üzerine programında "Tarih kitaplarına faşizmin yükselişinin suç ortakları olarak girmemek için artık bu söze ihtiyacımız var" dedi. Gerçi bunun duruma mükemmelen uymadığını da kabul ediyordu: "Faşizm kelimesini kullanıyorum çünkü faşizme bu kadar benzeyen bir şey için başka bir kelimemiz yok."
Griffin: "Trump faşist olduğu için değil, demokrasinin temel ilkelerini yok etmeye çalıştığı için tehlikeli"
Ancak Griffin, faşist etiketinin bir aldatmaca olduğunu söylüyor. Trump'la tanık olduğumuz şey, onun görüşüne göre "bir demokraside bulunabileceği için çok daha tehlikeli."
Griffin, "Trump faşist olduğu için tehlikeli değil," dedi, "ama liberal demokrasinin temel ilkelerini- tüm dünyada sağlıklı bir demokrasi için temel olan ifade özgürlüğü, uzmanlara saygı ve açık fikirliliği- sistematik olarak yok etmeye çalıştığı için tehlikeli.
(EB/AEK)