Fotoğraf: Altan Sancar (sağda) / MA / Twitter
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine gerçekleştirdiği Barış Pınarı Harekatı yedinci gününde devam ederken bölgedeki gelişmeleri yerinden takip eden serbest gazeteci Altan Sancar’ın akreditasyonu iptal edildi.
Kararın polis ekiplerine ve kendine sözlü olarak tebliğ edildiğini söyleyen Sancar, artık ‘onaylı bir gazeteci’ olmadığı için bölgeden ayrılmak durumunda kaldığını ifade etti.
Taz, İndependent, Gazete Karınca ve Özgürüz Radyo gibi mecralara haber geçen Sancar özetle şöyle konuştu:
"Akredite istediler, aldım"
“Operasyon bölgesine 10 Ekim’de gittim. Görevliler akreditasyon gerektiğini yoksa sınır bölgesinde görev yapamayacağımı söylediler. Başvurup şansımızı deneyelim istedik. Herhalde bu işlemlerin hızlıca halledilmesi yönünde bir talimat geldiği için sıkıntı yaşamadan akredite oldum.
"Dört gün boyunca sınırda haber takibi yaptım. 11 Ekim’de Mardin'in Nusaybin ilçesinde yapılan ve sekiz kişinin öldüğü saldırı sonrası 13 Ekim’de bu bölgeye geçtim. Havan topu isabet eden eve gittim. Buradan canlı bağlantı ve yazılı haberlerle yaşananları aktardım.
"Daha sonra bu bölgede oteller dolu olduğu için yine sınır hattındaki Kızıltepe’ye gittim. Oteldeyken akşam 23:00 sularında lobiden bir telefon geldi. Polislerin lobide olduğu bilgisini verdiler. Ben gözaltı yapılacak zannettim. Oteldeki diğer gazeteci arkadaşlara da durumu iletip aşağıya indim.
"Yazılı değil sözlü beyanda bulundular"
"Üç polis memuru beni bekliyordu. Herhangi bir kötü muamele olmadan bana Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından akreditasyonumun iptal edildiğini söylediler. Ellerinde yazılı bir tebligat olup olmadığını sordum. Durumun onlara da sözlü olarak ifade edildiğini söylediler ve akredite kartıma el koydular. Daha sonra ise otelden ayrıldılar.
"Akreditasyonunuzun olmaması bölgede haber takibi yaparken ‘onaylı gazeteci’ olmadığınız anlamına geliyor. Akreditasyonsuz haber takibinde ısrarcı olursanız gözaltına alınabilirsiniz. Ben de mecburen bölgeden ayrılmak durumunda kaldım.
"Gazetecilere karşı farklı bir algı yaratıldı"
"Haber takibi yaptığım süre zarfında, bölgede uluslararası medya kuruluşu çalışanlarına yönelik farklı bir algı yaratıldığını gördüm. Biz de haber yaparken yaratılan algının zorluklarını sonuna kadar yaşadık.
"Orada bulunan herkesin tedirginlik içinde yaşadığını, bölgede görev yapan gazetecilerin de tedirginlik içerisinde haber yapmaya çalıştığını söyleyebilirim." (HA)