Yazarlar, gazeteciler, çevirmenler, avukatlar tutuklu olarak cezaevindeler. Sayıları çok fazla. Yazmayı bu kadar çok seven insan tutuklanınca, "bilgisayar istiyoruz" sesleri kısa zamanda yükselecektir.
Yükseldi bile.
Baştan ortaya koymak gerekir; bu bir talep değil, bir hak. Elbette yalnızca bu meslek gruplarındakilerin değil, isteyen herkesin hakkı.
Adli ve siyasi, kişisel bilgisayar talep eden tüm tutukluların, hükümlülerin, CD'lerde gelen iddianameleri okumak, savunmalarını yazmak, avukatlarına yazı yazmak, günlük tutmak, entelektüel faaliyetlerini devam ettirmek ve geliştirmek için bilgisayar edinme hakları olmalı.
"Bilgisayar" AİHM'de
Çünkü tutuklular, masumiyet karinesinden yararlanırlar.
Tutuklamalar arttıkça, bunu unutmaya başladık galiba. Tutuklu olmak sadece bir emniyet tedbiridir.
Birini tutuklayınca, onu özgürlüğünden alıkoymuş olursunuz; başkaca bir yüküm, ek bir mükellef, ek bir kısıtlama getirilemez, getirilmemeli. Bu evrensel hukuk kuralları açısından da, Türkiye'nin iç hukuku açısından da böyle.
Yani tutuklu birinin, dışarıdakilerden tek farkı, dışarı çıkamaması olmalıdır. Onun dışında özgür bir insanın haklarına sahiptir.
Avukat Zülfü Erdoğan, müvekkilinin bilgisayar hakkı için hayli uğraşmış, uğraşmaya da devam ediyor. Konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) bile taşımış.
Erdoğan, "Yasal olarak bir engel yok" diyor. "Bir tek bilgisayar hakkı değil, istediği kıyafeti sayı sınırlı olmak üzere alma hakları var ama birden fazla kazak getirtmeniz dahi zor olabiliyor."
Erdoğan'ın altını çizdiği bir önemli konu da cezaevleri arasında bir standart olmaması. "Cezaevinden cezaevine tüm koşullar değişiyor. Bazı cezaevlerinde bilgisayar odaları var belli saatlerde çıkabiliyorlar. Bazı cezaevlerinde bu daha zor, keyfi bir tutum var. Terörle Mücadele Kanunu'ndan (TMK) içeride olanlar için daha da fazla zorluk çıkarılıyor. Bu insan haklarına aykırı. Cezaevleri arasında fark olmamalı."
Daktilo bir haktı
"Tutuklular ve hükümlüler arasında da haklar yönünden çok fark olmamalı. Siz devlet olarak, bu insanları şu ya da bu sebeple özgürlüğünden alıkoyuyorsunuz; bu noktadan sonra onun kitap okumasını, yazı yazmasını, iyi yemek yemesini, giyinmesini, rahat bir ortamda yaşamasını engellemek insan haklarına aykırıdır."
Cezaevi koşulları iyi değil. Ancak bunu iyileştirmek elimizde. Özellikle savunma hakkını korumak adına kişisel bilgisayar talebi cevap bulmalı.
Bunun yanında, var olan ama kullanım koşulları son derece kısıtlı olan bilgisayar odalarından yararlanmak da kolaylaştırılmalı ve kullanım süreleri artırılmalı.
Çünkü yıllarca içeride kalma ihtimaliniz varken ve yüzlerce sayfalık iddianamelere cevap verirken bunu kara kalem yapmanızın hayli zor olacağı malum.
Dünya değişiyor, yeni dünyanın yeni ihtiyaçları var. Daktilo devri kapandı ve daktilo bir haktı. Şimdi bilgisayar devrindeyiz ve cezaevlerinin de buna ayak uydurması gerekiyor. (IC)