Dışarıda Deli Dalgalar İnisiyatifi'nin hazırladığı "Kıyıya Vuran Dalgalar" ve "Papucu Yarım"dan sonra mahpus öykülerinden oluşan üçüncü kitabı "Korkma Kimse Yok" adıyla Notabene Yayınları'ndan yayınladı.
Mahpuslarla mektuplaşarak, kitap göndererek dayanışma içinde olan inisiyatif, son 3-4 yıldır mahpustan yazıları derleyerek kitaplaştırıyor.
16 siyasi mahpusun öykülerinden oluşuyor
Neden çöl, sesler, taş, özlem ve insan? |
Sibel Öz, "neden çöl, sesler, taş, özlem ve insan" başlıklarını seçtiklerini de anlattı: "Çöl; aslında hapishanelerde yaşanan onca katliama, tecride duyarsız kalan toplumun sessizliğini anlatmak için kullanıldı. Taş; genelde tek kişilik hücrelerin fiziki yapısını anlatmak, taşın, betonun küfünü, rutubetini, çürütücülüğünü anlatır. Özlem; tek başına kalınan hücrede özlemi duyulan herşey, hayata dair her ayrıntı, uzak kalınan yaşam zerrelerini anlatır. Zaman; hapishanenin ve hücrenin zamanı farklıdır. Günler ağır, yıllar çabuk geçer. Tek kişiliklerde ise zaman durur, onca sessizlik zamanı taşlaştırır. İnsan; insan ne yapar bu koşullarda, nasıl başa çıkar, neyle avunur, nasıl çoğaltır kendini, yaşamı ve ölümü nasıl yeniden anlamlandırır? Sesler; seslerin olmadığı mekanda insan konuşacak kimse olmadığı için konuşmayı unutur, kendi sesine yabancılaşır. Sesler yitip gittiğinde yaşam var mıdır ki? |
Editörlüğünü Sibel Öz ve Ayşegül Tözeren'in yaptığı kitapta çoğu müeebbet hapis cezasına çarptırılmış ve çoğu tekli hücrelerde tutulan 16 siyasi mahpusun öyküleri var. Kitapta farklı cezaevlerinde bulunan Zeynep Avcı, Ergin Atabey, Mahmut Ulusan, Nizamettin Özoğlu, A. Rahim Akalp, Salih Gün, Hayri Konar, Ali Tekin, Yüksel Yiğitdoğan, M. Nuri Özen, Sait Dayan, Deniz Tepeli, Muhabbet Kurt, Metin Yamalak, Mehmet Akpolat ve A.Vahap Kavak'ın yazıları yer alıyor.
Kitap hakkında bianet'e konuşan Dışarıda Deli Dalgalar aktivisti ve kitabın editörlerinden Sibel Öz, hapishanedeki siyasi mahpuslarla yazışarak öykülerin "çöl, sesler, taş, özlem ve insan" başlıklarında olmasını kararlaştıkrdıklarını ifade etti.
Hapishaneyle yazışmak
Öz, kitabın hazırlık sürecini şöyle anlattı: "Altı yılı aşkın bir süredir mektuplaştığımız siyasi tutsaklardan tek kişilik hücrelerde yaşanan özel uygulamaları, ağır tecrit koşullarını biliyorduk. Hem içeride hem de dışarıda bu konuda çeşitli gündemleştirmeler olsa da, sorunun devam ettiğini görerek bir şeyler yapılması gerektiğini düşündük. Onlar adına ve yerine bizlerin değil, bizzat onların konuşmasının doğru olacağı gerçeğinden hareketle bir kitap çalışmasının bu konuda uygun bir araç olacağını fark ettik.
"Deli Dalgalar'ın daha önce hazırladığı Kıyıya Vuran Dalgalar ve Papucu Yarım kitaplarıyla da belli bir farkındalık yaratabilmiştik. Bundan aldığımız güçle içerideki arkadaşlara danıştık. Olumlu yaklaştılar.
"Yürüttüğümüz yazışmalarla kitabı çöl, sesler, taş, özlem ve insan gibi başlıklar halinde taslaklaştırıldı ve öyküler gelmeye başladı. Hapishanelerle yazışmanın zorlukları ortada. Kaybolan mektuplar, faksların bile 1 aya varan sürelerle ulaştırılması, iletişim cezaları vs. Sonunda öyküleri tamamladık."
Tecrite karşı duyarlılık
Amaçlarının tecrite ve müeebbet hapis cezalarına karşı bir duyarlılık yaratmak olduğunu vurgulayan Öz sözlerini şöyle sürdürdü: "Kitapla kamuoyunda bu konuda bir duyarlılık yaratarak tek kişilik hücreler ve müebbet tutsaklar hakkında kampanyalar düzenlemek amacındayız. Kitap etrafında oluşacak ilgi ve duyarlılığı eyleme dönüştürmek tecrit karşıtı mücadeleye böylelikle katkı sunmak istiyoruz." (BA/HK)