Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB), Antalya’da tutukluyken hayatını kaybeden Hamza Kaçmaz ile ilgili açıklama yaptı.
Açıklamada, Antalya E Tipi Cezaevinde tutuklu bulunan 22 yaşındaki Kaçmaz’ın, 16 Ağustos 2017’de “intihar ettiği iddiasıyla” götürüldüğü Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, 19 Ağustos'ta hayatını kaybettiği belirtildi.
Hak örgütleri, “cezaevlerindeki tüm tutuklu ve hükümlülerin sağlıklarının korunması ve can güvenliklerinin sağlanmasının devletlerin yükümlülüğü altında olduğunu” hatırlattı.
Ön otopsi: Boyun bölgesinde ize rastlanmadı
TİHV ve TTB, basına yansıyan bu bilgilere karşın, “Kaçmaz’ın işkence ve diğer kötü muamele uygulamaları sonucu yaşamını yitirdiğine yönelik son derece ciddiye alınması gereken bulgular söz konusu olduğunu” ifade etti.
Ortak açıklamada özetle şu ifadelere yer verildi:
“Bu bulguların başında kimi yayın organlarında ‘kendini asma’ iddiasına yer verildi.
“Ancak 20 Ağustos 2017 tarihli Ölü Muayene Tutanağı’nda şu ifade yer aldı: ‘Tahkikatında ası olayı bildirilmekle birlikte boyun bölgesinde haricen belirgin ası telemi [asının boyun cildinde oluşturduğu iz] tefrik edilmedi.’
“Bununla birlikte, her iki el bileğinde kelepçe uygulaması ile uyumlu iz olduğu tespiti yer aldı. Basına da ‘Kendisinin ‘yıkım ekibi’ olarak isimlendirilen gardiyanlar tarafından dövüldüğünün öğrenildiği’ ifadesi yansıdı.
“Bu ifadeler Hamza Kaçmaz’ın ölümüne ilişkin ciddi kuşkular oluşturuyor.
“Kapsamlı, bilimsel ve tarafsız bir soruşturma”
TİHV ve TTB’nin açıklamasında, hapishane nüfusunun da kötü muamele iddialarının da arttığına dikkat çekildi:
“Hukukdışı, keyfi ve yargısız infaz şüphesi olan durumlara yönelik olarak 1991 yılında Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan ve ulusal mevzuatta da yer alan Birleşmiş Milletler Hukuk Dışı, Keyfi ve Yargısız İnfazların Önlenmesine ve Soruşturulmasına İlişkin El Kılavuzu (Minnesota Protokolü) esas alınarak derhal bağımsız özel bir komisyon tarafından kapsamlı, bilimsel ve tarafsız bir soruşturma sürecinin başlatılması gerekir.
“Ancak bu kapsamdaki etkin bir soruşturma sürecinin sonucunda hakikate ulaşma, adalet duygusunun hissedilebilmesi ve başta yakınları olmak üzere onarım süreçlerine katkı sağlanabilmesi olanaklı olur.
“Adalet Bakanlığı verilerine göre 2005’te 55 bin 870 olan mahpus sayısı, 17 Şubat 2017 itibari ile 209 bin 941’e yükseldi. Son 11 yılda, yakın tarihimizde benzeri olmayan şekilde nüfusu yaklaşık dört misli artmış olan cezaevlerinde özellikle son dönemde belirgin olarak yoğunlaşan işkence ve diğer kötü muamele iddiaları da gözönüne alındığında Kaçmaz’ın ölümü ile sonuçlanan bu sürece yönelik etkin bir soruşturma gerçekleştirilmesi daha da önem arz ediyor.”
Son 6 yılda 280 şüpheli ölüm
Tıklayın - Hapishanelerde Altı Yılda 280 Şüpheli Ölüm
Adalet Bakanlığı açıklamasına göre, 2002-2012 arasında hapishanelerde toplam 1734 kişi öldü.
Yine bakanlık rakamlarına göre, son altı yılda 280 mahpus, intihar ettiği iddiasıyla, şüpheli şekilde hayatını kaybetti.
İnsan Hakları Derneği de Ağustos ayı başında yaptığı açıklamada, hapishanelerde 357’si ağır olmak üzere toplam 1025 hasta mahpus bulunduğunu ifade etti. (AS)