1990’lı yıllar, Lice’den Diyarbakır’a giden bir takside, 17 yaşında bir kadın, abisi ve taksi şoförü sohbet ediyor. Şoför, bir anda erkek yolcuya, “Siz ne yapıyorsunuz? Newroz kutluyorsunuz. Kürtçe konuşmak istiyorsunuz?” diyor. Erkek yolcu da şöyle yanıt veriyor:
“Diyarbakır'a gidiyoruz, yolculuk yapıyoruz, yolda başımıza bir şey gelse, radyodan dinlese senin yakınların, anlamayacaklar. Biz diyoruz ki Türkçe’nin yanında Kürtçe de olsun. İkisi beraber söylesin. Hem senin annen anlasın hem bizim halkımız anlasın. Hem de herkes anlasın…”
Şoför de “Devlet buna izin vermez” diyor. Yolcunun yanıtı gecikmiyor:
“Devlet zaten izin vermez ama biz isteyeceğiz. Bu bir gün olacak. Kendi köyümüzde, kendi evinizde Kürtçe, radyo, televizyonlar olacak. Türkçe var, neden Kürtçe olmasın? Bizim mücadelemiz budur. Biz bunu istiyoruz…”
Şoför ve abisinin konuşmalarını bugün anlatan kişi Cumartesi Annesi Hanım Tosun.
Hanım Tosun, “kayıplar bulunsun, failler yargılansın” talebiyle başlatılan Cumartesi eylemlerinin öncülerinden.
Cumartesi Anneleri/İnsanları, 25 Mayıs Cumartesi günü 1000. eylem için Galatasaray Meydanı'nda bir araya geliyor.
Tosun'dan bin haftadır neler yaşadıklarını anlatmasını istediğimde, şu anısını “komik ve hüzünlü” diye paylaşıyor:
“Bir gün bizi gözaltına aldılar. Duvarlara ‘Ulaş Mahir kurtuluşa kadar savaş’ yazılmış. ‘Bu sloganı siz yazmışsınız’ dediler. Ben daha okuma yazma bilmiyorum o zaman. Sonra Reha Muhtar bize, ‘cahiller, bir de eylem yapıyorlar’ gibi laflar etti. Ben de o zaman okuma yazma öğrenmeye karar verdim. Galatasaray Meydanı’da konuşmalar yaptım. O zaman ona dedim ki bizler cahil değiliz, yakınlarımızı arıyoruz…”
Cumartesi Anneleri mücadelesinin kendisini nasıl dönüştürdüğünü anlatmaya, buralardan başlıyor Hanım Tosun.
Diyor ki “Eşimi kaybetmeden önce, abimi katlettiler. Lice’yi yaktılar. Biz bunu unutmadık. Galatasaray Meydanı’ndaki işkenceleri, gözaltıları unutmadık, sadece eşim için değil bu mücadele artık tüm kayıplarımız için…”
Tosun, eşinin kaybolmasından sonra insan hakları savunucusu olarak nasıl bir mücadele verdiğini, cezaevlerindeki arkadaşlarıyla görüşmeler yaptığını ve sürekli olarak devlet güvenlik mahkemelerine giderek bilgi almaya çalıştığını anlatıyor.
“Başka kayıpların olmasını engelledik”
Cumartesi Anneleri'nin mücadelesinin dünya çapında yankı bulduğunu belirten Tosun, bu hareketin kayıpların bulunmasında ve daha fazla kaybın yaşanmasının önlenmesinde büyük rol oynadığını söylüyor.
Bin haftadır süren bu mücadelenin kolay olmadığını, polis şiddeti, gözaltılar ve baskılarla karşılaştıklarını ancak vazgeçmediklerini belirten Hanım Tosun, Galatasaray Meydanı'nın kendileri için toplu mezarların yeri gibi olduğunu ve orada kayıplarının resimlerini kaldırarak dünyaya seslerini duyurduklarını anlatıyor:
“O bin hafta gerçekten kolay bir şey değildi. Çok arkadaşımızı, anneyi çocuklarına kavuşamadak kaybettik, öldüler. Galatasaray deyince aklıma sadece birçok acı geliyor, büyük acıya tanık olduk.”
“Galatasaray'da yediğimiz o gazı, yediğimiz o jopları veya da hakaretleri, bir dönem her haftasonumuzu gözaltında geçiriyorduk. Bin haftamız hep böyle mücadele içinde geçti.”
“Devlet bize mezar taşı göstermeli”
Cumartesi Anneleri'nin olmasaydı daha fazla kaybın yaşanacağını, daha çok gençlerin ve kadınların acı çekeceğini söyleyen Hanım Tosun, “Kimi zaman çocuklarımı unutuyordum” diyor:
“Ne olursa olsun, bedeli ne olursa olsun çok şey acılar çektim. Fakat vicdanım rahat. Çok kötü bir şekilde geldim, gittim, çok arkadaşlarımı kaybettim. Ama diğer tarafta da vicdanım rahattı. Rahat uyuyabiliyorum. Çünkü bu mücadeleyi vermeseydik çok insanlar kaybolacaktı. Belki daha çok kadın dul kalacaktı veya benim çocuklarım gibi çok yetim çocuklar kalacaktı. Ben vicdanen bu mücadeleyi verdim ve vicdanım rahat. Devlet bize bir mezar taşı ve devlet bizden özür dilemeli. Devlet bize can borçlu.”
Galatasaray Meydanı’nın Cumartesi Anneleri/İnsanları için “mezar değil” “toplu mezar” olduğunu söyleyen Hanım Tosun’un son sözleri tüm topluma:
“Devlet bu alanı bir an önce açsın. O demir bariyerleri kaldırsın. Ve biz de Galatasaray'da tekrar eski halimize dönelim. Bunu istiyoruz. Mezar taşlarımıza tekrar kavuşalım, bunu istiyoruz.”
FEHMİ TOSUN'UN ARDINDAN
Bitmeyen yas
Hanım Tosun: Pakette Demokrasiyle İlgili Bir Şey Yok
CUMARTESİ ANNELERİ/İNSANLARI 760. HAFTA
Hanım Tosun: Dün “Haklısınız” Diyenler Bugün Meydanları Yasakladı
(EMK)