R.C. yaklaşık üç hafta önce, üç yılı aşkın süredir orta düzeyde yöneticilik yaptığı kurumdan istifa etti. Ancak onu istifaya götüren sebep "mobbing" yani işyerinde psikolojik taciz/şiddet/ yıldırma oldu..
37 yaşındaki R.C. başına gelenleri anlatmaya şöyle başlıyor:
"Yakın zamana kadar çalıştığım kurumda organizasyonel değişiklikler çok sık yaşanırdı. Bundan ben de nasibimi aldım ve 2008 yılının üçüncü çeyreğinde yöneticisi olduğum birimin farklı bir gruba bağlanması neticesinde kurumumuza transfer olarak gelen yeni bir yöneticiyle çalışmaya başlamış oldum."
"Yöneticim disipline vermekle tehdit etti"
Ancak R.C. yöneticinin kendisine psikolojik taciz uyguladığını öne sürüyor:
"Kendisi yönetiminden sorumlu olduğum ürüne inanmıyordu. Halbuki ürün kısa zamanda çok başarılı olmuş, yapılacak eklemelerle daha da başarılı olacak gibi görünüyordu. Ürünün başarısı üst düzey yöneticilerimizin de dikkatinden kaçmıyor, hatta hayata geçirmek istediğim projelere tam destek vereceklerini belirtiyorlardı. Nitekim öyle de oldu ve yöneticimin inanmadığı ürün gelişti. Bu defa yöneticim üst düzey yöneticilerimizle doğrudan bağlantı kurmamdan son derece rahatsız olduğunu belirterek bu konuda beni sözlü olarak uyardı. Hatta işi ileriye götürüp eğer kendi başıma üst düzey yöneticilerle görüşürsem beni disipline vermekle tehdit etti."
İkinci kez düşük yaptıktan sonra...
Kurumda çalıştığı zaman zarfında ikinci hamileliğinin de düşükle sona erdiğini belirten R.C. yaşadıklarının üstüne bir de bu eklenince psikolojik çöküntü içine girdiğini ancak yöneticisinin tehditlerini unutarak işine ve sağlığına odaklanmaya karar verdiğini anlatıyor.
"Ancak yöneticim zaman ilerleyip ürünün başarısı arttıkça bir manevra daha yaptı ve beni ve birimimi yeni terfi etmiş kıdemsiz bir yöneticiye bağladı. Bu organizasyonel değişikligi bana duyurmak için odasına çağırdığında ameliyata gitmeden evvel ofisteki son günümdü. Bana bu değişikliğin benim ciddi sağlık sorunları yaşamam nedeniyle benim için de daha iyi olacağını söyledi, yine aynı sebeplerden benim kurumda daha fazla terfi edemeyeceğimi de ekledi. Ciddi sağlık sorunlarından kasıt gebeliğimin düşükle sona ermesi ve göğsümden bir parça alınmasıymış.Oysa ki ne sebepten olursa olsun, o güne kadar asla işimi aksatmadığım gibi daima kurumu özel hayatımla eş tutmuştum."
"E-postayla öğrendim"
R.C. bu yapılan değişiklik ve açıklamanın artık yöneticisinin kendisiyle çalışmak istemediğini anlatmasının bir yolu olduğunu düşünmüş ve ancak ameliyat geçirecek olması nedeniyle iş hayatında değişikliğe gitmek ona riskli geldiğinden durumu kabullenmeyi tercih etmiş. Ancak bir gün kurumun insan kaynakları bölümünden görüşme talep eden bir e-posta alınca her şey değişmiş.
"Başarılı geçen ameliyatımdan sonra üç ay işime sıkı sıkı sarıldım ve nihayet yeniden hamile kaldım. Hamileliğin ilk üç ayında her hamile kadının çektiği sıkıntıları çektim. Bu defa bir gün insan kaynakları biriminden bir e-posta aldım. Görüşmeye gittiğimde yöneticimin performansımdan memnun olmadığının kendilerine intikal ettiğini ve bu konuda ne düşündüğümü sorduklarında şoke oldum. Yöneticimin performansım hakkında benimle bir kez bile konuşmadığını kaldı ki son açıklanan performans notumun kurum seviyesinde 'çok iyi' kategorisinde olduğunu uyarı değil tebrik ve takdir beklediğim için şaşırdığımı söyledim. İnsan kaynakları yetkilisi istifa etmem yönünde telkinlerde bulundu. Bir anlaşma yaparak istifamı verdim ve ayrıldım.
Haklarını bilmesine, bu yaşadıklarının mobbing olduğunu fark etmesine rağmen R.C. kalıp mücadele etmeyişini şöyle açıklıyor:
"Bu iş yerinde iki kez hamile kalıp çocuk kaybettim. İnsan kaynakları yetkilisiyle bu görüşmeyi yaptığımdaysa dört aylık hamileydim. Yeniden çocuğumu kaybetmek istemedim. Bunu göze alamadım. Kurum zaten stresli ve rekabetin yoğun yaşandığı bir alanda faaliyet gösteriyordu. Üstüne bir de psikolojik tacizle hamileliğimi zor geçirirdim."
Ama R.C. aynı durumda olan pek çok insanın özellikle kadının varlığından ve yasaların işyerinde psikolojik tacizi tanıdığından haberdar:
"Eğer hamile olmasaydım kalıp mücadele ederdim. İstifa etmezdim. Aynı durumda kalan insanlar da istifa etmesinler, işten çıkarıldıklarında İş Kanununda onlardan yana pek çok yasa var. İşe iade davası açıp geri dönebilirler."
Zaten "istifa"nın bir tür "işten çıkarılma" olduğunu söyleyen R.C. "'Seni işten çıkarırsak siciline işlenir, başka yerde iş bulamazsın" diyerek istifaya zorluyorlar" diyor.
"Kapitalizmin kâr hırsı mobbinge yer açıyor"
R.C. sağlığını seçince iş yerinde ona taciz uygulayan yöneticisinin hedefine ulaştığını düşünüyor ve işyerinde psikolojik tacizle baş etmenin ne denli zor olduğunun altını çiziyor.
"Kapitalist sistemde hep daha çok çalışan birey tercih edilir. O nedenle "performans düşüklüğü" kavramının izafi şekilde kullanılmasının hiçbir şekilde önüne geçecek uygulama yok. Kâr hırsı şirketler için her şeyden önce gelir. Yöneticim de tam anlamıyla işkolikti. Kendi üstlerinin işlerini de üstlenerek onların evlerine daha erken gitmesini sağlıyordu. Dolayısıyla kendisi tercih edilen bir çalışandı ve öyle olmaya da devam edecektir."
R.C. yine de kariyerinden vazgeçmemiş.
"Önce doğurmayı planlıyorum. Ardından duruma bakıp iş arayacağım. Neyse ki ekonomik açıdan rahatım ama herkes benim kadar şanslı olmayabilir." (EZÖ)
______________________________________________________-
* Yasa ne diyor?
TBMM Adalet Komisyonu, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı'nda yaptığı düzenlemeyle. "Psikolojik taciz (mobbing)" mevzuata alındı. Düzenlemeye göre, iş yerinde psikolojik tacizde bulunan personelin sözleşmesi feshedilebilecek. Cinsel tacizle ilgili hüküm genişletilerek "İşveren, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu nevi tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür" şeklinde değiştirildi. Maddenin gerekçesinde "Cinsel tacizin yanında diğer psikolojik taciz (mobbing) de kişilik değerlerini ihlal eden sebepler kategorisinde sayılmıştır" deniliyor.