Newroz, Anadolu'da, Ortadoğu'da, Ortaasya'da, Kafkasya'da birbirine komşu ya da birbirinin ardılı olan dini inanç ya da kültürel anlamda birbirini etkilemiş, zamanla yer değiştirmiş ya da içiçe geçmiş halkların binlerce yıldır kutladığı bir bayram.
Kutlayan her topluluk değişik anlamlar yüklemiş, çıkışına ilişkin değişik rivayetler, efsaneler üretmiş. Örneğin Babillilerin Yaratılış Mitolojisi'nde, gündüzün geceye, iyiliğin kötülüğe, sıcağın soğuğa galip geldiği gün olarak anlatılır ve Babillilerden beri bu coğrafyada bayram olarak kutlanır.
Gılgamış Destanı'nda bereket ve canlanan doğanın müjdecisidir. Kürt Efsanesi'nde Demirci Kawa'nın zalim Dehak'a başkaldırıp kötülüğü yendiği, Kürt halkını yokolmaktan kurtardığı gün olarak anlatılır. Bu efsanede verilen tarih ise (21 Mart 612) Medlerin, Asur başkenti Ninova'yı aldıkları tarihtir.
Newroz kutlamalarında ateşler yakılıp üzerinden atlanması Zerdüşt dininin etkisi olarak görülebilir. Mezopotamya, Kafkasya ve çevre bölgelerinde yayılmış olan Zerdüşt dinine göre ateş, "Tanrının oğlu ve ruhu" olarak kutsaldır. Suçlardan ve günahtan arınmak için ateşin içinden geçmek ya da üzerinden atlamak gerekir. Newroz, Zerdüşt dininde de kutsal bir gündür ve üç gün oruç tutularak ibadet edilir.
Her 21 Mart'ta çok geniş bir coğrafyada birbirinden farklı dünya görüşüne, dini inanca, mezhebe, milliyete mensup; çeşitli sınırlarla birbirinden yalıtılmış birçok halk Newroz'u bayram olarak kutluyor. Ülkemizde de Newroz Anadolu halklarının binlerce yıllık kültür birikiminin bir ürünü olarak diğer bayramlarımızın yanında kutlanır.
Özellikle Kürt Ulusal Mücadelesi'nin gelişimiyle birlikte her Newroz, bir isyan gününe dönüştü. Halkın sokağa taştığı, şehirleri istila edip devletle çatıştığı bir gün haline geldi. Devlet önce klasik refleksini verdi. Her ayaklanmayı şiddet ve katliamla bastırmaya çalıştığı 1990 sonrası Newroz'un "Türklerin Ergenokon'dan çıkıp tüm dünyaya yayılışının başlangıcı" ve "Bahar Bayramı" olarak keşfedip(!) sahiplenmeye çalıştı. Türki cumhuriyetlerden resmi temsilcilerle resmi törenlerde kutlamalar yapıldı. İsmi Nevruz" olarak değiştirildi. Bu tür saptırmaların halkların binlerce yıllık kültür birikiminin bir ürünü olan Newroz'un içini ne kadar boşaltabileceğini bilmiyoruz(!) Ancak devletin bu keşfinin 20. yüzyılın en nadide keşiflerinden biri olarak tarihe geçeceğinden hiç şüphe yok...