Antalya Halkevi Yönetim Kurulu Üyesi Kutay Meriç, 24 Mart’ta ifade vermek üzere gittiği emniyette, sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek gözaltına alındı. Meriç, 25 Mart’ta çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı.
Meriç’e yöneltilen suçlama, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yargı sürecine karşı düzenlenen protestolara ilişkin sosyal medya paylaşımları nedeniyle “suç işlemeye teşvik” oldu.
“Kişiye özel bir süreç”
sendika.org’un haberine göre, Meriç’in avukatı Engin Akbaba, yürütülen sürecin hukuki değil, siyasi bir zemin üzerinde ilerlediğini söyledi.
Akbaba, “Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri’nin yasal basın açıklamasının duyurusunu paylaşmaktan dolayı tutuklama kararı çıkması biz hukukçuları şoke etti. Bunun hukuki bir açıklaması yok. Bu durum, ‘Biz Kutay Meriç’i tutuklamak istiyoruz, gerekçeye ihtiyacımız yok’ demekten başka bir şey değil,” dedi.
Savcılık aşamasında sürecin olağandışı bir hızla ilerlediğine dikkat çeken Akbaba, şunları ifade etti:
“Savcı, ifadesi sırasında eylemin suç oluşturmayacağı izlenimini verirken, ifadenin tamamlanmasından yalnızca bir dakika sonra tutuklama talepli sevk yazısını kolluğa teslim etti. Ardından sulh ceza hakimliğinde Kutay Meriç’in ve üç avukatının savunmaları alınmasına rağmen, hakim karar vermek için ara dahi vermeden tutuklama kararı verdi. Bu kadar hızlı ve değerlendirmeye kapalı ilerleyen bir süreç, soruşturmanın kişiye özel olarak yürütüldüğünü açıkça göstermektedir.”
“Hukuki dayanağı yok”
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi Avukat Münip Ermiş de tutuklamanın hukuki bir temeli olmadığını vurgulayarak, sürecin siyasi bir baskı aracına dönüştürüldüğünü ifade etti.
Ermiş, sosyal medya üzerinden yapılan barışçıl ve demokratik içerikli paylaşımların suç unsuru sayılmasının kabul edilemez olduğunu belirtti:
“Kutay Meriç’in paylaşımları, halkı bilgilendiren ve barışçıl eylemlere çağrı niteliği taşıyordu. Bu paylaşımlarda ne şiddet çağrısı vardır ne de yasadışı bir faaliyetin teşviki söz konusudur.”
(VC)
