Demokrasi için Birlik’in (DİB) çağrısıyla bir araya gelen emek ve demokrasi güçleri, koronavirüs salgınının derinleştirdiği ekonomik kriz koşullarında, artan yoksulluk ve işsizlik karşısında halkın katılımına dayalı bir seçenek yaratmak için hangi somut hedefler etrafında ortaklaşılması gerektiğini tartıştı.
Çok sayıda dernek, platform ve siyasi partinin katıldığı toplantıda temel gelir, servet vergisi, alt yapı ve temel sektörlerin kamulaştırılması çeşitli yönleriyle tartışıldı. Kimi katılımcılar geçmişteki varlık vergisi örneğini hatırlatarak, servet vergisinin iktidarın antidemokratik uygulamaları için araç haline gelebilmesi tehlikesini dile getirdi.
Artan işsizlik ve yoksulluk, güvencesizleşme, gelir eşitsizliği, çalışma sürelerinin uzatılması, çalışan yoksulluğu, eğitim ve sağlık haklarının piyasalaşmasının sonuçları konuşuldu.
Toplantı sonucunda, bundan sonraki aşamada, taleplerin netleştirilip, üstünde ortaklaşılan taleplerin birlikte organize edilecek halk toplantıları ve başka demokratik yollarla toplumsallaştırılması, halka ulaştırılması için atılacak somut adımların belirlenmesi kararı alındı. Bu adımları hayata geçirmek için çalışma grupları oluşturulmasına karar verildi.
“Saldırılara birlikte cevap verilmeli”
İşsizler sendikası kurulması, çalışma sürelerinin kısaltılması, vergi sisteminin adaletli bir hale gelmesi önerileri de toplantıda dile getirildi.
Kadınlar Birlikte Güçlü, kadınlar olarak erkek şiddetinin pandemiyle birlikte yükseldiğini, kadınların ev içi yükünün ve güvencesizliğin arttığını, kadın istihdamının azaldığını belirtti. Son süreçte ise cinsel istismar yasasının kabul edilmesi ve İstanbul Sözleşmesi’nin iptali gibi saldırılarla yüz yüze olunduğunu ifade etti.
Otoriterliğin arttığı, iktidarın salgını baskıları artırmak için fırsata çevirdiği, bütün bu saldırılara emek ve demokrasi güçlerinin halkın katılımına dayalı örgütlü bir hareketle, birlikte cevap vermesi gerektiği konusunda ortaklaşma sağlandı.
Türmen: Direniş potansiyeli var
Toplantıda ilk sözü alan DİB sözcüsü Rıza Türmen, pandeminin yeni eşitsizlikler ve yoksulluklar ortaya çıkardığını, ancak yoksulların hak sahibi olmadığını belirterek şöyle konuştu:
“Toplumda bu kadar büyük bir eşitsizlik varsa mutlaka bir direniş potansiyeli de vardır. İşsizlik ve güvencesizlik koşullarındaki yığınların örgütlülükten yoksun durumda. Halka ulaşmak için kamusal alanın kullanılması gerekiyor ancak kamusal alanın iktidar tarafından kontrol altında. Ortaya çıkacak taleplerin halkla tartışılabilmesi ve yaygınlaştırılması için sokak dahil bütün demokratik ifade yolları kullanılmalı.”
Üç ayrı sunum yapıldı
Toplantıda biri videodan olmak üzere üç sunum yapıldı. İktisatçı Mustafa Sönmez, temel gelirin bütün dünyada bir talep haline geldiğini, ülkede yaşayan herkese merkezi bütçeden her ay belli bir gelir bağlanması gerektiğini söyledi.
Sönmez, “Temel gelirin finansmanının nereden bulunacağı teferruattır, bütçe yapılırken, mesela askeri harcamalar ve güvenlik harcamalarından önce temel gelire pay ayrılabilir” dedi.
Prof. Dr. Haluk Levent, sınıf ayrımı yapmadan herkese verilecek bir temel gelirin emeği özgürleştiren bir nitelik taşıdığını, eşitsizliğin kastlaşmasını ve yoksulluğun kuşaklar boyu sürmesini engellediğini, basit bir biçimde yoksulluğu ortaya çıkaran nedenleri ortadan kaldırdığı belirtti. “İklim yıkımıyla birlikte yaşanan bir uygarlık krizidir ya hayatta kalacağız ya yok olacağız” diye konuştu.
“Covid-19 kitlesel travma yarattı”
Son sunumu yapan Vatandaşlık Temel Geliri Araştırma, Geliştirme Kültür ve Yayma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ali Mutlu Köylüoğlu, Covid-19’un sağlık alanında, ekonomi alanında ve psikolojik olarak kitlesel bir travma yarattığını ve demokrasinin tahribatına yol açtığını belirtti.
Köylüoğlu, vatandaşlık temel gelirinin vatandaşlara onurlu bir yaşam sunan, “hayır” deme imkânı sağlayan bir uygulama olduğunu belirterek temel gelirin anayasal bir hak olması, periyodik, nakit ve evrensel olması, herkesi eşitlemesi ve devlet tarafından organize edilmesi gibi niteliklerinin üstünde durdu.
Toplantıya katılan kurumlar:
Alevi Düşünce Ocağı (ADO), Antikapitalist Müslümanlar, Demokratik Alevi Dernekleri Federasyonu (DAD), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Emek Partisi (EMEP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Hacı Bektaş Anadolu Kültür Vakfı (HBAVKV), Halkevleri, Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Kadınlar Birlikte Güçlü, Kaldıraç, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Mülkiyeliler Birliği İstanbul Şubesi, Pir Sultan Abdal Derneği, Sosyal Araştırmalar Vakfı (SAV), Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV), Sosyal Haklar Derneği (SHD), Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP), Türk Tabipler Birliği (TTB), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Yeşil Sol Parti (YSP), İrfan Kaygısız (Sendikacı – Birleşik Metal İş)
(TP)