Sanıklarının ajanlıkla suçlandığı, aylarca tutuklu kaldığı ve sekiz yıl boyunca yargılandığı Büyükada davası, son sanık hakkındaki beraat kararının Yargıtay tarafından onanmasıyla tamamen kapandı.
T24’ten Gökçer Tahincioğlu’nun haberine göre, 5 Temmuz 2017'de İstanbul Büyükada'da insan hakları alanında düzenlenen bir eğitim çalıştayına katılan 10 insan hakları savunucusu, çalıştayın beşinci gününde polis baskınıyla gözaltına alındı.
Ailelerine ve avukatlarına haber verilmeden gözaltına alınan hak savunucuları hakkında, iktidara yakın medya organlarında ajanlık suçlamaları yer aldı. AKP'li bazı vekiller, Büyükada’da ajanlar için özel toplantı alanları kurulduğunu iddia etti.
Önce ajanlık suçlamalarıyla gündeme gelen dava, iddiaların hızla çürütülmesi üzerine "Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına hareket etmek" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlamalarına dönüştü. Hak savunucularının tutuklu gazetecilerle dayanışma amacıyla kurdukları WhatsApp gruplarındaki yazışmalar bile aleyhlerinde delil olarak gösterildi.
Tutuklamalar ve yargılama
18 Temmuz 2017’de savcılığa çıkarılan insan hakları savunucularından;
- İdil Eser (Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü),
- Özlem Dalkıran (Helsinki Yurttaşlık Derneği),
- Günal Kurşun (İnsan Hakları Gündemi Derneği),
- Veli Acu (İnsan Hakları Gündemi Derneği),
- Ali Garawi (İsveç vatandaşı, insan hakları eğitimcisi),
- Peter Steudtner (Almanya vatandaşı, insan hakları eğitimcisi)
tutuklandı. Nalan Erkem, Şeyhmus Özbekli, İlknur Üstün ve Nejat Taştan adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı, ancak Erkem ve Üstün savcılığın itirazı üzerine yeniden tutuklandı ve toplam tutuklu sayısı sekize çıktı.
Bu süreçte, daha önce başka bir davada tutuklu bulunan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç da iddianameye eklendi ve örgüt üyeliğiyle suçlandı.
İlk duruşmada, tutuklu sekiz sanık 113 gün sonra tahliye edilirken, Taner Kılıç’ın tutukluluğu bir süre daha devam etti.
Mahkeme kararı ve Yargıtay’ın müdahalesi
3 Temmuz 2020'de İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi,
- Taner Kılıç’a “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 6 yıl 3 ay hapis,
- Günal Kurşun, İdil Eser ve Özlem Dalkıran’a ise “terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçundan 2 yıl 1 ay hapis cezası verdi.
Diğer sanıklar beraat etti.
Ancak Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 17 Ekim 2022’de yerel mahkemenin kararını bozdu. Kararda, Taner Kılıç hakkında eksik soruşturma yürütüldüğü belirtilirken, hapis cezası alan diğer isimlerin de beraat etmesi gerektiği vurgulandı.
6 Haziran 2023’te yeniden görülen davada, İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi tüm sanıklar hakkında beraat kararı verdi. Ancak savcılık, Taner Kılıç yönünden karara itiraz etti.
Beraat kararaları kesinleşti
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, savcılığın itirazını reddederek Taner Kılıç hakkındaki beraat kararını onadı. Böylece, sekiz yıl süren yargılama süreci nihayet sona erdi ve Büyükada davasının tüm sanıkları suçlamalardan aklanmış oldu.
Büyükada davası, hukuki sürecin ağır işleyişi, uluslararası kamuoyunda yarattığı tepki ve Türkiye’de insan hakları savunucularına yönelik baskının bir sembolü haline geldi.
Büyükada hak savunucuları davası
İstanbul Büyükada'da "insan hakları savunucularının korunması dijital güvenliği" konulu bir atölye çalışması için bir otelde biraraya gelen 10 insan hakları savunucusu, 5 Temmuz 2017'de otele düzenlenen polis baskınıyla gözaltına alınmıştı.
18 Temmuz'da İnsan hakları savunucuları İdil Eser (Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü), Özlem Dalkıran (Yurttaşlık Derneği), Günal Kurşun (İnsan Hakları Gündemi Derneği), Veli Acu (İnsan Hakları Gündemi Derneği), Ali Garawi (İsveç vatandaşı insan hakları eğitimcisi), Peter Steudtner (Almanya vatandaşı insan hakları eğitimcisi) "Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" (TCK 220/6), "silahlı terör örgütüne üyelik" (314/2 ve 314/3) suçlamalarıyla tutuklandı.
Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan İlknur Üstün (Kadın Koalisyonu), Nalan Erkem (Yurttaşlık Derneği) ise savcının itirazı üzerine 23 Temmuz'da tutuklandı. 25 Temmuz'da Nejat Taştan ve Şeyhmus Özbekli haftada iki gün adli kontrol şartıyla ve yurtdışına çıkma yasağıyla serbest bırakıldı.
Hazırlanan iddianameye Haziran 2017'den beri tutuklu bulunan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı avukat Taner Kılıç da "şüpheli" olarak eklendi.
Cumhuriyet savcısı Can Tuncay'ın hazırladığı iddianamede hak savunucularının üye oldukları iddia edilen örgütler "FETÖ/PDY, PKK/KCK ve DHKP/C" olarak sıralandı.
TIKLAYIN - Büyükada İddianamesinde Hangi "Deliller" Yer Aldı?
Hak savunucuları, 25 Ekim 2017'de ilk kez hakim karşısına çıktı. İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi, Günal Kurşun, İlknur Üstün, İdil Eser, Nalan Erkem, Peter Steudtner, Özlem Dalkıran, Ali Garawi ve Veli Acu'nun tahliyesine karar verdi. Ayrıca Özlem Dalkıran ve Veli Acu hakkında yurtdışına çıkış yasağı koydu. Tutuksuz sanıklar Şeyhmus Özbekli ve Nejat Taştan hakkında 25 Temmuz 2017'de verilen adli kontrol kararı ise kaldırıldı.
Mahkeme dosyaya sonradan "şüpheli" olarak eklenen Taner Kılıç hakkında "terörizmin finansmanı ve casusluk" iddiasıyla tutuklu bulunduğu, İzmir 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dosyanın Büyükada davasıyla birleştirilmesine de karar verdi.
TIKLAYIN - Sekiz Hak Savunucusu Hakkında Tahliye Kararı
Taner Kılıç hakkında 15 Ağustos 2018 günü tahliye kararı verildi.
Son duruşması 19 Şubat 2020'de görülen Büyükada davası, savunmalara devam edilmesi için 3 Nisan 2020'ye bırakılmış, ancak koronavirüs salgını nedeniyle davanın karar duruşması 3 Temmuz 2020'ye ertelenmişti.
3 Temmuz'daki son duruşmada, Taner Kılıç'a 6 yıl 3 ay, Günal Kuşun, İdil Eser, Özlem Dalkıran'a 1 yıl 13 ay hapis cezası verildi.
Dosya Yargıtay'a gitti. Yargıtay 22 Kasım 2022'de Taner Kılıç ile ilgili "örgüt üyeliği" suçlamasıyla verilen 6 yıl 3 aylık hapis cezasını "eksik araştırma" nedeniyle, diğer sanıklar Günal Kuşun, İdil Eser ve Özlem Dalkıran hakkındaki mahkumiyeti de "kanuna aykırılık" nedeniyle bozdu.
TIKLAYIN - Yargıtay Büyükada davasını esastan bozdu
TIKLAYIN - AYM'den Özlem Dalkıran için Büyükada davasında "haksız tutukluluk" kararı
(EMK)