“Halk Sağlığı, Barışa Köprü” temasıyla düzenlenen 19. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi Antalya’da devam ediyor. 15-19 Mart tarihleri arasında düzenlenen kongrenin açılış konuşmasını yapan, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Türkan Günay, dernek olarak 1988 yılından bu yana düzenlenmekte oldukları kongrenin bu seneki temasını içinde bulunduğumuz coğrafyada etkili olan savaş, çatışmalar ve göçün yol açtığı sağlık sorunlarını gözeterek belirlediklerini ve bunu yaparken Dünya Sağlık Örgütü’nün 1998 yılında kullanmaya başladığı “Halk sağlığı barışa köprü” sloganından esinlendiklerini belirtti.
Savaş ve çatışmalar
Birbirine sıkı sıkıya bağlı olan yaşam hakkı ile sağlık hakkının korunmasının, halk sağlığı uzmanlarının öncelikli konusu olduğunu belirten Günay’a göre; "Savaş ve çatışmalar ekonomik ve sosyal açıdan yıkıma ve insanların yaşam alanlarında tahribata yol açarak, beslenme, barınma, eğitim, güvenlik, sağlıklı bir çevrede yaşama gibi sağlığın sosyal belirleyicilerini son derece olumsuz olarak etkiliyor, bu arada uluslararası hukuk ve etik kurallarına aykırı bir biçimde sağlık hizmetleri de hedef alınabiliyor, dolayısıyla sağlık hizmetlerine erişim aksayarak, olanaksız hale gelebiliyor."
"Savaş gerçeği ve barış"
17 Mart 2017 pazar günü sona erecek olan kongrenin birinci gününde “savaş gerçeği ve barış”, siyasi ve ekonomik boyutları, öznel ve toplumsal temelleri ve halk sağlığının barışa nasıl köprü olabileceği temaları çerçevesinde tartışıldı.
Savaş dönemlerinde yaşanan insan hakları ihlalleri ve etik sorunlar, barışın inşasına epidemiyoloji konularında sunuşlar gerçekleştirildi.
Savaş ve çatışmaların önlenmesini, barışın korunması ve yeniden oluşturulmasını halk sağlığı uzmanlarının ilgi alanında gören yaklaşım çerçevesinde kongrede, savaş ve çatışmanın yol açtığı beden ve ruh sağlığı sorunlarının yanısıra, Suriyeli göçmenlerin sağlık hizmetlerine erişimi ve sağlık sorunları, savaşın yarattığı ekolojik sorunlar, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet, akran zorbalığı, iş kazaları ve işçi sağlığı, cinsel istismar, kadına yönelik şiddet karşısında acil servis çalışanlarının tutumları, kadın araştırma görevlilerinin maruz kaldıkları ayrımcılıklar gibi disiplinlerarası araştırma konusu çok sayıda bildiri sunuldu.
Barış gazeteciliği
Savaşın etkilerini değerlendirirken kullanılacak yöntemsel yaklaşımlar ve raporlar, halk sağlığı eğitiminde savaş ve barış gibi konularda atölye çalışmaları gerçekleştirildi. Ayrıca, üretim ilişkileri ve emek süreci açısından savaşın rolü ve etkilerinin yanısıra, savaşın önlenmesi ve barışın sürdürülebilmesi açısından önemli olan barış gazeteciliği konularında iki konferansa da evsahipliği yaptı.
Ortak vurgu
Gerçekleştirilen sunumların ve tartışmaların birleştiği nokta, sağlığa hastalıkların olmadığı bir durum olarak değil, fiziksel, psikolojik sağlığın sürdürülebilmesi için gerekli çevre, beslenme ve barınma koşulları içinde, adil bir ücret karşılığı çalışma koşularının sağlandığı dinamik bir süreç olarak yaklaşılmasıydı.
Bu çerçevede de, barış içinde yaşamanın sağlığın olmazsa olmaz bir koşulu olduğu vurgulandı. Halk sağlığı emekçilerinin ve geliştirilecek sağlık politikalarının barışın sağlanması ve sürdürülmesi yönündeki çabalarıyla nasıl daha etkin olabilecekleri tartışıldı.
Günün programı
Kongre, 19 Mart 2017 pazar günü, savaşın başlıca risk altındaki grupları oluşturan kadınlar ve çocuklar, engelliler, savaşın ruh sağlığı üzerindeki etkileri konularındaki sunuşlarla devam edecek.
Nükleer Savaşın Önlenmesi için Uluslararası Hekimler (IPPNW) Almanya temsilcisi, Angelika Clausen tarafından gerçekleştirilecek, “Sağlık aracılığıyla barış: Barışa hekimlerin katkısı” başlıklı konuşması ile de sona erecek. (SA/YY)
Kongrenin programına buradan ulaşablirsiniz.