İsmail Daye ve Türkiye bayraklı tişörtüyle Ukraynalı bir yurttaş.
Rusya'nın Ukrayna'yı işgaliyle başlayan savaş bugün (8 Ağustos) itibariyle 166. gününde devam ederken Avrupa'nın en büyük nükleer santrali Zaporijya Nükleer Santrali'ne yönelik saldırılar endişe yaratıyor.
Rusya ve Ukrayna, Rusya'nın kontrolü altındaki santrale yönelik son üç gündür aralıklarla süren saldırılardan birbirini sorumlu tutadursun söz konusu saldırılar şüphesiz en çok bölgede yaşayan sivil halkı etkiliyor.
Temmuz 2016'dan bu yana Zaporijya'nın Bilenke köyünde, nehrin ötesindeki nükleer santrale yaklaşık 30 kilometre mesafede yaşayan İsmail Daye de son dönemde artan saldırılardan etkilenenlerden biri.
Zaporijya'daki son durumu ve sivillerin yaşananlardan nasıl etkilendiğini sormak için aradığımız Daye'nin telefonu açtığında ilk söylediği, bölgede sirenlerin çaldığı oluyor. Sirenlerin çalması ise şu anlama geliyor: Rusya, yakındaki bir bölgeye roket saldırısı düzenledi.
Beş ayı aşkın süredir savaşı deneyimleyen Daye, bu deneyimlerin ışığında, bölgede sirenler çaldığında bunun Rusya saldırısı anlamına geldiğini, çatışma sesi gelse de sirenler çalmadığında ise bunun Ukrayna güçlerinin ateş açtığına işaret ettiğini söylüyor.
"Sizler iyisiniz umarım" diyerek başladığımız söyleşiye, İsmail Daye, "İyiyiz. Yani, savaş ortamına gittikçe alıştık..." diyerek yanıt veriyor ve ekliyor:
"Ama son dönemde daha fazla ses geliyor, daha fazla sarsıntı oluyor, bu da çok daha fazla endişeye yol açıyor. Ama köyde kimsenin gitmek gibi bir derdi olduğunu düşünmüyorum. Herkes işinde gücünde..."
İsmail Daye, Rusya kontrolü altındaki bölgelerde doğalgazın tamamen kesildiği, yerel basında "nükleer sızıntı durumunda ne yapmalı" haberlerinin yayınladığı Zaporijya'dan aktarıyor...
Nükleer santral çevresinde mayın iddiaları
Bizim Türkiye'den takip edebildiğimiz kadarıyla, son birkaç gündür Zaporijya Nükleer Santrali'ne yönelik saldırılar var. Siz bu saldırıları nasıl deneyimlediniz? Bölgede neler yaşanıyor?
Aynı haberleri biz de burada okuyoruz.
Nükleer santral bizim bulunduğumuz noktaya kuş uçumu 30 kilometre. Karşımız... Yani, dolayısıyla, bizi çok yakından ilgilendiriyor.
Nükleer santralin olduğu bölgeyle ilgili çok fazla bilgi dolanıyor. Örneğin, şu an etrafının mayınlandığı söyleniyor.
Gerçekten mayınlandı mı mayınlanmadı mı? Rusya, bu bilgiyi özellikle mi veriyor? Bu konuda bir bilgim yok. Ama gerçekten mayınlandıysa bu, insanlar ve bölgeye giriş-çıkış açısından daha büyük bir tehlike tabii.
Onun dışında, karşıdan son günlerde çok fazla ses geliyor. Çok fazla bomba sesleri geliyor. Sesler çok fazla yoğunlaştı.
Muhtemelen orada çatışmalar oluyor. Ukrayna güçleri de vuruyor. Yani, yoğun şekilde karşıda devam ediyor...
Nükleer santralinin bölgesine yakın Vasilivka var, orada yoğun şekilde devam ediyor. Melitopol bölgesi burada. Melitopo'deçok yoğunlaşıyor.
Zaporijya'nın yüzde 60'ı Rusya güçlerinin elinde; yüzde 40'ı Ukrayna güçlerinin elinde. Biz, Ukrayna güçlerinin tarafındayız.
Rusya, referandum hazırlığında mı?
Burada asıl gerilim şu noktada devam ediyor: 15 Eylül'den itibaren burada referandum yapılacağı söyleniyor. Nerede yapılacağı söyleniyor? Rusya güçlerinin denetiminde olan Melitopol, Herson, Zaporijya'da...
Buralarda referandum yapılacağı söyleniyor. Bugün örneğin yazılı basında Rusya'nın referanduma katılacak insanlara 10 bin ruble teklif ettiğini okudum.
Referandum, ne ile ilgili olacak peki? Bağımsız olmak için mi ya da Rusya'ya bağlanmak için mi?
Rusya'ya bağlılığı kabul etmek demek olacak. Benim bilgim bu doğrultuda. Çünkü buraların bağımsız olma şansı yok, zaten Rusya'nın elinde. Yani, dolayısıyla, bu referandum Rusya'nın işgalci konumunu meşru bir hale getirecek. Onun için de 1-1,5 ay burada çok yoğunlaşacak gibi görünüyor.
Okullar açılıyor bu arada. Okullar 1 Eylül'de, üniversiteler 15 Ağustos'tan sonra açılıyor. Okulların açılmasıyla da ilgili çok ilginç haberler yayılıyor şu an burada... Basında şöyle haberler okuyoruz: Rusya'nın denetiminde olan yerlerde çocuklarını Rusya okullarına vermeyen ailelerin çocuklarının ellerinden alınacağını okuyoruz.
Yani, zorlamak için... Çünkü buralarda eğitim Rusça olacak. Ukraynaca da olacak ama Ukraynaca seçmeli olacak. Rusça eğitim alınacak.
"Sarı ve mavi renkleri giymek istemiyorlar"
Onun dışında; Rusya'nın denetimi altında olan bölgelerden buraya insanlar geliyor. Bizim köyde de var. Onlarla ilişkilerimiz, konuşmalarımız da oluyor. Pazarda alışveriş yaparken iletişimimiz oluyor.
Bazı ayakkabı ve terlik firmaları - düşünerek ya da bilinçli değil - ürünlerine renkler koyuyorlar, iki renkli, üç renkli terlikler yapıyorlar.
Rusya'nın denetimi altındaki yerlerden gelip burada pazarda alışveriş yapan insanlar, ayakkabı ya da terlik alacakları zaman buranın bayrak renklerini - mavi ve sarı; gökyüzü ve buğdayı temsil ediyor - almıyorlar.
Neden almıyorlar? Diyorlar ki "Biz bunları alırsak oraya gittiğimizde bize sanki Ukrayna'yı destekliyormuşuz gibi davranırlar."
Renk konusuna giysiler de dahil. Yani, bu, Türkiye'deki şeye benziyor... (Üç renk?) Evet, üç renk... Burada da konuşulan şey bu.
"Halkta bir kanıksama var"
Sizce bölgede son dönemde artan saldırılar yerel halkı ve günlük yaşamı nasıl etkiliyor? Sizin gözlemleriniz neler? Daha önceki konuşmamızda bölge halkının savaşı kanıksamaya başladığından bahsetmiştiniz. Gözlemleriniz hala bu yönde mi?
Savaş aslında artık ufak ufak kanıksanmaya başladı gibi. Ben dün şehir merkezinin bir bölümündeydim. Semtinde, halk pazarındaydım. Pazar çok fazla hareketli değildi. Yani şu anda harekette, pazarlarda bir düşüş var.
Ama bunun tam nedenini bilmiyorum. Sıcaklardan mı kaynaklı? Endişeden mi kaynaklı? Bilmiyorum.
İnsanlar normal yaşamına devam ediyor. İnsanların bir seçeneği de yok. Ne yapabilir ki? Giden gitti. Bir kısım geri döndü.
Geri dönen insanlar var şu anda. Polonya'dan, başka yerlerden dönen insanlar var. Çünkü buralarda o ilk baştaki destekler çekildi. İş bulamayan insanlar ağır ağır geri dönmeye başladılar.
Halkta bir kanıksama var. Ne yapabilir ki? Başka yapacağı bir şey yok.
"Karşı kıyıda doğalgaz yok"
Günlük yaşamda bizi nasıl etkilediği ile ilgili şunu da söyleyeyim: Karşıda, Rusya'nın denetiminde olan bölgelerde gaz kesilmiş durumda şu anda. Gaz yok. Gazı Ukrayna'nın kestiği söyleniyor.
Gaz kesilince insanlar ne yapacak? Bu çok önemli bir şey. Burada insanlar kendini gazla yaşama göre ayarladığı için daha önceden hiç düşünmediği bir şey. Çoğu insan, evlerindeki soba sistemlerini sökmüş durumda.
Bizim şu anda bulunduğumuz yerde Türkiye'de olmayan Sovyet soba sistemi vardı. Bu sistem duvara gömülüdür ve evi inanılmaz sıcak tutan farklı bir sistemdir. O sökülmüş. Çoğu insan sökmüş onu, daha sonra böyle bir şey olabileceğini düşünmediğinden...
Şimdi karşıda hiç gaz yok. Bizde hala gaz var. Ama yarın ne olacağını bilmiyoruz. Onun için biz de evimizde soba kurmaya çalışıyoruz. Ama randevuyu ancak ay sonuna alabildik. Çok fazla sıra, çok fazla talep var.
Çünkü yarın belli değil, gaz da kesilebilir başka şeyler de olabilir. Ne olacağını bilmiyorsun. Burada kışın hava sıcaklığı eksi 20'lere kadar düşüyor. Nehir donuyor. Elektrik de kesilebilir. Yani, her şey olabilir.
Ay sonuna randevu aldık biz de soba için. Durup dururken bir de bu masraf çıktı. Öyle çok ucuz bir sistem de değil.
Basında Rusya'nın Melitopol'e çok fazla elektrikli ocak getirdiğine ilişkin şeyler okuyoruz. Ama bu elektrik de ne kadar devam edecek?
Yere basında "iyot" bilgilendirmesi
Yani, bugünlerde buralar gerçekten kritik ve zor günler geçiriyor. Şu anda - şans belki de - yaşam standardımızda bir düşme yok. Ama yarın ne olacak? Yarın ne olacağına ilişkin bir fikrimiz yok, bilmiyoruz.
Dahası, elektrik kesildiğinde su da yok. Burada kuyu sistemi, artezyen sistemi var. Su sistemi de elektrik sistemine bağlı. Köydeki evlerin hepsinde suyu kuyudan alıyoruz. Ama bu elektriğe bağlı. Dolayısıyla, elektrik kesildiği zaman kalırsınız. Kovalarla su getirmek durumundasınız...
Dün bazı haberler okudum. Buranın yerel basınında iyotla ilgili, herhangi bir nükleer sızıntı durumunda ne yapılabileceğine ilişkin haberler var. Herhalde burada bunu ilk kez okudum. Bu, ürkütücü bir şey. Yapacak da bir şey yok.
İyotu bile "zorunlu kaldığınızda, az miktarlarda, denetimli tüketin" gibi uyarılar var çünkü o da tehlikeli. "Evden çıkmayın, musluk suyu içmeyin ya da kullanmayın" gibi birtakım uyarılar okudum.
Burada şöyle bir izlenim var halk arasında: Rusya, bunu, nükleer santrali dünyaya, Avrupa'ya ve buraya bir tehdit aracı olarak kullanıyor.
Oraya Rusya'nın ağır silah yığınağı yaptığına ilişkin de haberler okuyoruz. Bunlar herhalde doğrudur diye düşünüyorum. Çünkü denetimleri altında... (SD)