Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü (DİSA) kurucularından, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Toplumsal Travma ile Başetme programı koordinatörü Dr. Necdet İpekyüz ile Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin Diyarbakır ziyaretinin yansımalarını ve Kürt sorununun çözümü çerçevesinde gelişen siyasal ortamı konuştuk.
Dr. Güleryüz, Barzani'nin Diyarbakır'a gelişinin tarihi anlam taşıdığı ve Kürtlerin kendi arasındaki ilişkiler açısından önemli olduğu görüşünde.
Her ne kadar çeşitli tepkiler olsa da protokol düzeyinde Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın konuğu olarak Barzani’nin Diyarbakır’a gelmesinin olumlu olduğunu savunan İpekyüz, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır’daki konuşmasının yerel seçimlere dönük mü yoksa siyasal bir değişimin sonucu mu olduğunu görmek için zamana ihtiyaç olduğu görüşünde.
“Değişim birden değil, sabır süreciyle…”
“Barzani'nin burada gerek sivil toplum örgütleriyle görüşmelerinde gerek diğer temaslarında, 100 yıllık Kürt meselesi mücadelesinde silahtan çok siyasetin ön plana çıkarılması gerektiğini ve her şeyin de birden değil bir sabır süreciyle olması gerektiğini söylemesi önemli.
“Kamuoyunda Barzani'nin buraya gelişi Kürtler arasındaki dayanışma ve gelecek açısından güzel gelişmeler olabileceği umudunu artırdı.
“Seçim dönemlerinde psikolojik ortamı rahatlatmaya çalışıyorlar”
Erdoğan Kürt meselesine farklı zamanlarda farklı üslupla yaklaşıyor. Deneyimler gösteriyor ki, birçok liderin özellikle seçim dönemlerinde psikolojik ortamı rahatlatmaya dönük adımlar atıyorlar.
“Bu seçim için bir yatırım mıdır değil midir diye insanlarda giderek bir güvensizlik gelişti. 16 Kasım'da söylediklerinin bir kısmını insanlar seçim öncesi görmek isteyecek. Seçim öncesi bazı gelişmeler olmazsa kaygılar yeniden artacak.
“Çünkü Diyarbakır'daki konuşmayla başka yerlere gittiğindeki konuşmalar arasında çelişki çıktığında burada umutsuzluk ve güvensizlik artmakta. O nedenle insanlar biran önce cezaevleriyle ilgili ve genel olarak Kürt sorunuyla ilgili düzenleme olmasını istiyor.
“BDP tabanı BDP’de kalmaya devam eder”
“Gerek Barzani'nin gelişinde gerekse diğer görüşmelerde İmralı ile yapılan görüşmelerin altının çizilmesi lazım. Görüşmelerin düzenli gittiği yönünde açıklamaların kamuoyunda rahatlamaya neden olacağı düşüncesindeyim. Öcalan'ın ismi anılmadığı sürece, insanlar tüm söylemlerin oy için atılan adımlar olduğunu düşünüyor.
“Barzani'nin buraya gelişi ve bu meselenin burada konuşulması Başbakan tarafından ağırlanması insanları mutlu etti. Ama Barzani'nin Türkiye'deki Kürtler açısından yeni bir lider olarak algılanması falan söz konusu değil.
“Diyarbakır halkının tam olarak güven duyması için zamana ihtiyaç var. Şu an beklemedeler. Fakat Erdoğan'ın konuşmalarının etkilediğini söyleyebiliriz. Ancak bu etki oya ilişkin değil. Kürt meselesinin silahlar olmadan da çözülebileceği yönünde umutları arttı.
“Dünyada tüm çatışmalardan ve çözüm süreçlerinden sonra bir çok siyasi akım öne çıkabilir. Önemli olan bunların demokratik şekilde kendi aralarındaki tartışmaları, süreci olumlu noktaya dönüştürmeleridir. Burada liderlerin veya siyasi partilerin uzantılarının çok fazla anlamı olmayacaktır. Anlamlı olan halktan örgütlü bir yapının ortaya çıkmasıdır. BDP tabanı BDP'de kalmaya devam edecektir.
“Kürtlerin aleyhine gelişmelerde Erdoğan da Barzani de kaybeder”
“Artık Kürtler olmadan Ortadoğu'da bir şey yapılamayacağı anlaşıldı. Geçmiş dönemde Kürtlerin adı anılmadan çeşitli işler yapılmaya çalışılıyordu. Ancak bugün geldiğimiz noktada Kürler dikkate alınmak zorunda. Kürtlerin şu an dikkate alınmasında da mevcut Federal Kürdistan yönetiminde etkin rol oynuyor.
“Barzani’nin buraya gelişi barış ve demokratik çözüm süreci açısından önemli olduğu kadar Kürtlerin Ortadoğu'daki konumu açısından, birbirleriyle paralel davranmaları açısından anlamlıdır.
“Görünür noktada Rojava'da Erdoğan Barzani PYD'ye karşı ortak hareket ediyor. Görünmeyen kısmı bilmiyoruz. Bu konuda zamana ihtiyaç olduğu düşüncesindeyim. Ama ne olursa olsun Kürtlerin aleyhine bir gelişme olursa burada Erdoğan da Barzani de kaybeder.
“Ahmet Kaya’nın politik malzeme yapılması yanlış”
Başbakan Erdoğan Diyarbakır’dan başlayarak Ahmet Kaya'yı gündeme getiriyor. Ahmet Kaya’nın günümüzde yaşamadığı halde ‘Şurada şunu bunu yapardı’ denilerek politik malzeme olarak kullanması doğru değil.
“Ancak Ahmet Kaya Türkiye'den çıkmak zorunda kaldığında Kürt meselesiyle ilgili sözlerinden bir Başbakanın bahsetmesi de önemli.
“Ahmet Kaya'nın şahsı açısından o gün tehdit edenler, eleştirenler bugün de bazı konulara tepki gösterdiklerinde yarın bu durumda tarih karşısında aynı durumla karşı karşıya kalabileceklerini düşünmeliler.” (EKN)