Sabancı Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ali Çarkoğlu ve Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu'nun "Türkiye'de Toplumsal Eşitsizlik 2009" başlıklı araştırmasına göre, halkın Avrupa Birliği'ne üyelik için olası bir referanduma yanıtı "hayır" oldu.
AB'ye karşı çıkanların oranı 1996'da yüzde 16'yken 2009'da yüzde 41'e yükseldi. Kalaycıoğlu nedenlerden birinin siyasi iktidarın politikalarına duyulan muhalefetten kaynaklanmış olabileceğini belirtti.
Araştırmaya göre, varolan demokrasiden memnun olmayanların oranı 2007'de yüzde 29'ken 2009'da yüzde 50 oldu. Memnun olanlarsa yüzde 52'den yüzde 28'e düştü.Çarkaoğlu Ergenekon gibi soruşturmaların ve ardından yaşanan olayların demokrasiden tatmin konusunda Türk insanını memnun etmediğini söyledi.
Karaköy'deki İstanbul Politikalar Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısı ile tanıtılan araştırma 45 ülkede uygulanacak.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) da katılımıyla gerçekleştirilen araştırma için bin 569 eve gidilerek 65 soru yöneltildi.
Araştırmadan bazı notlar
"Hayatta yükselmenin koşulları nelerdir" sorusuna yüzde 95 "Çalışkan olmak", yüzde 89 "Doğru kişileri tanımak", yüzde 86 "Ebeveynlerin eğitimli olması" ve yüzde 83 "Bireyin hırslı olması" yanıtını veriyor.
Varlıklı bir ailede doğmuş olmak yalnızca deneklerin yüzde 66'sı için önem taşıyor. Cinsiyet yüzde 25, etnik köken yüzde 25 ve mezhep yüzde 27 ile hayatta başarılı olmak için pek önemli koşullar arasında yer almıyor.
"Toplumsal hareketliliğin" ölçüldüğü diğer bir tabloda ise "Türkiye'de yalnızca en iyi liselerden mezun olanların üniversite eğitimi alma şansı yüksektir" yanıtı yüzde 57 ile en fazla kabul gören görüş.
Deneklerin yüzde 48'i "Türkiye'de yalnızca zenginler üniversite eğitiminin maliyetini karşılayabilir" ve yine yüzde 48 oranında "Türkiye'de herkes üniversite eğitimi almakta eşit sansa sahiptir; kadın veya erkek olmak, farklı etnik kökenlerden gelmek veya başka sosyal farklılıklar bu şansı azaltmaz" görüşünde.
Yüzde 39'u hiç çalışmamış
Deneklere yöneltilen "Kazancınız konusunda hangisi durumunuzu en iyi yansıtır?" sorusuna "Hiç çalışmadım" yanıtını verenlerin oranı yüzde 38,9.
Kalaycıoğlu, bu oranın seçmen yaşı nüfusu olduğunu ve bunların çoğunluğunun gençlerden ve kadınlardan oluştuğunu belirterek, "Almanya'da 'kazanç karşılığı hiç çalışmadım' yanıtını veren insan oranı neredeyse yok denecek durumda" dedi.
Hak ettiğinden daha az kazandığını söyleyenlerin oranı yüzde 42,5.
Deneklerin yüzde 90'ı hükümetin bireyler arasındaki gelir farklarını azaltmaktan sorumlu olduğunu, yine deneklerin yüzde 91'i hükümetin işsizlere geçinecekleri kadar gelir bağlamak zorunda olduğunu düşünüyor.
Üç denekten ikisi zenginlerin daha yüksek oranda vergi ödemesi gerektiğini, altı denekten biriyse aynı oranda vergi ödemeleri gerektiğini düşünüyor.
Yüzde 46,3'ü "Yüksek gelirli kişilerin daha iyi sağlık hizmeti elde edebilmelerinin" 'adaletsiz' olduğunu, yüzde 29,6'sı ise "çok adaletsiz olduğunu" düşünüyor.
"Yüksek gelirli kişilerin çocuklarına daha iyi bir eğitim sağlamaları adil midir?" sorusuna ise deneklerin yüzde 43,5'i "Adaletsizdir", yüzde 29,3'ü de "Çok adaletsizdir" yanıtını veriyor.
En çok seçmen ortada
Araştırmada deneklerden kendilerini sağ ya da sol olarak belirtmeleri istendiğinde ise, soldaki yüzde kısmı çok düşük kalırken, en çok yüzdeyi 53 ile merkez sağ ve merkez sol aldı. Çarkaoğlu, "Orta aslında AKP tarafından boş bırakılmış bir yer. Demek ki başka faktörler insanları AKP'ye ittiriyor sadece sağ sol değil" dedi.(BT)