10 Aralık İnsan Hakları Günü nedeniyle Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi, Galata Kulesi önünde eylem yaptı.
İnsan hakları savunucusu ve vicdani retçi Halil Savda'nın resminin Galata Kulesi'ne yansıtıldığı eylemde katılımcılar, üstünde Savda'nın resminin bulunduğu fenerlerle insan hakları taleplerini yinelediler.
Bu yıl Uluslararası Af Örgütü tarafından dünya çapında hakları ihlal edilen 14 kişi için gerçekleştirilen "Haklar İçin Bir Mektup Yaz" kampanyasında, "Mektup Yazma Maratonu"nun Türkiye ayağında Halil Savda'nın resmi Galata Kulesi'ne yansıtılarak, vicdani reddin temel insan hakkı olarak kabul edilmesi istendi.
Neden Savda?
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi adına yapılan basın açıklamasını okuyan Türkiye Direktörü Murat Çekiç, bugünün aynı zamanda Uluslararası Af Örgütü'nün 50. yılı olduğunu hatırlatarak kendileri açısından ayrı bir önemi olduğunu ifade etti.
Her yıl olduğu gibi, bu yıl da dünya çapında "Mektup Yazma Maratonu" düzenlediklerini ifade eden Çekiç, Türkiye Şubesi olarak vicdani retçi Halil Savda'nın resmini Galata Kulesi'ne yansıttıklarını söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:
* Halil Savda şu an vicdani retçilere desteğini ifade ettiği için mahkumiyet riskiyle karşı karşıya. 2004'ten beri askerlik yapmayı reddettiği için bir çok defa tutuklandı ve bu zaman zarfında toplam 17 ay tutuklu kaldı.
* Savda, zorunlu askerliğe karşı makaleler yazdı, çeşitli gazetelere söyleşiler verdi, gösteri ve toplantılarda konuşmalar yaptı. Bu faaliyetlerinden dolayı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) halkı askerlikten soğutmayı suç sayan 318. Maddesi kapsamında üç ayrı davayla karşı karşıya.
* Savda, 2008'de çürük raporu aldı. Dolayısıyla bir daha askere çağrılmayacak. Ancak yakın zamanda barışçıl eylemleri nedeniyle 100 gün hapis cezası aldı ve her an hapse girme riskiyle karşı karşıya.
* Savda Uluslararası Af Örgütü'ne 2007'de tutuklu olduğu sırada dört yetkili tarafından tekmelenerek kötü muameleye maruz bırakıldığını söyledi. Kirli bir çaputun ağzına sokulduğunu, üç gün boyunca sandalye ve yatağın olmadığı bir odada çıplak bırakıldığını ve battaniye olmadan beton zeminde uyumaya mecbur kaldığını söyledi.
"Vicdani ret insan hakkıdır"
Vicdani retçilerin askerliği her reddettiğinde çoğunlukla hapse mahkum edildiğini, serbest bırakıldıklarında kendilerine yeni çağrı mektupları gönderildiğini ve kovuşturma sürecinin sonsuza kadar kendini tekrar eden bir hal aldığına dikkat çekilen basın açıklamasında vicdani reddin "kişilik bozukluğu" değil, insan hakkı olduğu vurgulandı.
Türkiye'nin Azerbaycan'la birlikte Avrupa Konseyi'nde olup da vicdani ret hakkını tanımayan iki ülkeden biri olduğunun ifade edildiği açıklamada Türkiye'de askerliğe alternatif sivil hizmetin de olmadığına dikkat çekildi.
Basın açıklamasında, askerliği ya da alternatif sivil hizmeti reddetme hakkının kabul edilmemesinden dolayı tutuklanan ya da gözaltına alınan kişilerin Uluslararası Af Örgütü tarafından "düşünce mahkumu" kabul edildiği ifade edildi. (EKN)