Halil,
lacivert bir gökyüzünde
kayan bir yıldız gibi kaydı.
Bıraktığı parıltılı ışık,
öylesine güçlü ve
öylesine parlak ki,
lacivert gökyüzü üzerinden kayarak giderken,
unutulmaz bir iz bıraktı zihinlerimizde.
Belki "en güzel 100 metreyi" koşmadı Halil. Ama o, yüzlerce ve binlerce metreyi koştu
ve
hep heyecan duydu yaptığı koşudan.
Öylesine heyecanla ve canla-başla koştu ki,
onun koşusu,
hep
göz alıcı bir koşu oldu.
Hayranlık uyandırdı, gönül çeldi ve
inandırdı hepimizi,
bu kadar uzun soluklu koşulabileceğine...
Onun için,
onun yeri başkadır,
arkadaşlarının/ yoldaşlarının/ tanıyanların gözünde.
Halil'in yeri başkadır.
Başkadır,
çünkü,
Halil'in sosyalizme bağlılığındaki
saflık ve katışıksızlık
ve neredeyse bağnazlık,
onun inancındaki gölgelenmemiş parlaklık,
sarsılmazlık ve
adanmışlık,
beğenmesek bile,
gönlümüzde yer etmiştir,
Halil: "inanmış adam".
Sosyalizme olan inancın gücünü,
her yerden,
her mesafeden görmek mümkün oldu
ve
işte bu nedenle,
o bir yıldız gibi kayarken gök yüzünde,
kıpkızıl bir ışık bıraktı,
hepimizin zihninde.
Sosyalizmin hiçbir farklı yorumu,
hiçbir fraksiyon,
hiçbir farklı lider filanın olmaması değil,
herkesle arasındaki bağı güçlü kılan.
Onun bu parlak duruşu,
onunla herhangi bir zaman tanışmış,
beraber çalışmış
herkesi her zaman etkiledi.
Onu eşsiz yapan da,
sanırım,
inandırmasıydı bizleri,
ne olursa olsun,
güçlü durulabileceğine ve
eğer inanıyorsak,
olanca gücümüzle,
ayaklarımızın üzerinde ve
sağlam
bir duruşun,
her zaman
mümkün
olabileceğine...
Onun düşüncelerine olan samimi ve gönülden bağlılığı
gördük
ve bu,
bizi de bir arada tutmaya yetti.
Teşekkür ederiz Halil.
Fırtına, sağanak ve buz gibi dolularla dolu bir ömür yaşadın belki.
Bu fırtınadan sonra
yeşil çimen ve
taze ve toprak kokulu
güneşli günlerin,
bir ekmeği paylaşırcasına dostlukların
ve
sosyalizmin eşitlediği insanlığın
geleceğine böylesine inatla inandığın için
teşekkür ederiz.
Hiçbir zaman gelmeyecek olsa bile,
bu hayalin gerçekleşmesi için uğraşmaya devam etmemiz gerektiğine
bizim de
inanmamızı kolaylaştırdın.
Teşekkür ederiz Halil.
Bir ömür boyu,
arkadaşın olmak çok güzeldi.
Çelimli'nin 65 yılı
Halil Çelimli 68 devrimcilerinden. Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde (ODTÜ) 1965-1970 Sosyalist Fikir Kulübü'nün önde gelen üyelerindendi. 6 Ocak 1969'da Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Ankara'daki Büyükelçisi Robert Komer'in arabasını yakanlar arasındaydı.
Dönemin gençlerinin "Vietnam Kasabı" dedikleri Komer'in daha önce Vietnam'da pasifikasyon harekatını yürüten ekibin başında olması nedeniyle Türkiye'ye gelmesi tepkiyle karşılanmıştı.
Çelimli'nin araba yakılırken, "Bugün burada ikinci kurtuluş savaşının ateşi yakılmıştır" dediği hatırlardadır.
Çelimli sosyalizm mücadelesini 70′li ve 80′li yıllarda Türkiye İşçi Partisi (TİP), Türkiye Sosyalist İşçi Partisi (TSİP) ve Türkiye Komünist Partisi (TKP) saflarında yürüttü, 1990'lı yıllarda Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) ve 68'liler Dayanışma Derneği'nde yer aldı. 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 askeri darbeleri sonrasında hapishanedeydi
Çelimli son ana kadar mücadele etmekten vazgeçmediği kanserden gitti; 13 Mayıs günü Cebeci Asri Mezarlığı'nda Enternasyonal ve Ege türküleri eşliğinde arkadaşlarıyla vedalaştı. (AU/BA)