İstanbul’un Kadıköy ilçesi Mühürdar mahallesinde bulunan Haldun Taner’in büstü parçalandı. Türk tiyatrosunun en önemli isimlerinden olan Taner’in büstünün kim tarafından parçalandığı tespit edilemedi.
Haldun Taner’in büstünün parçalandığını ise eşi Demet Taner Twitter’dan duyurdu
Bu sabah öğrendim biraz önce ,şaşkınım Mühürdar'ki Haldun Taner büstünü parçalamışlar Yazıklar olsun pic.twitter.com/VeJKRnf62L
— demet taner (@demettaner) 15 Ekim 2016
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden ve Kadıköy Belediyesi’nden açıklama yapılmazken, Kadıköy Belediyesi’nin eski belediye başkanı Selami Öztürk saldırıyı twitter’dan eleştirdi.
Kadıköy Mühürdarda Haldun Taner'in büstüne yapılan saldırı Sanata ve sanatçılara yönetimin bakış açısının sonucudur. Yazıklar olsun.
— Av.Selami Öztürk (@Av_SelamiOzturk) 15 Ekim 2016
Haldun taner kimdir?
Öykü, tiyatro ve kabare yazarı, öğretim üyesi ve gazeteci.
16 Mart 1915’te İstanbul’da doğdu. 7 Mayıs 1986’da İstanbul’da hayata gözlerini yumdu.
Haldun Taner Cumhuriyet dönemi tiyatrosunun ve edebiyatının önemli isimlerinden biridir.
Galatasaray Sultanisi'ndeki orta öğrenimini 1935 yılında tamamladı. Mezuniyetinden sonra devlet tarafından Heidelberg Üniversitesi'nde öğrenim görmek üzere Almanya’ya gönderildi. Siyasal Bilgiler alanındaki öğrenimini geçirdiği ağır tüberküloz nedeniyle 1938’de yarıda bıraktı ve yurda döndü. 1938-1942 yılları arasında Erenköy Sanatoryumunda tedavi gördü.
Yüksek öğrenimini 1950’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Filolojisi Bölümü’nde tamamladı. 1950-54 yıllarında üniversitenin sanat tarihi kürsüsünde asistanlık yaptı.
Edebiyat yaşamına gençlik yıllarında yazdığı skeçlerle başladı. "Töhmet" adlı ilk öyküsü Yedigün dergisinde "Haldun Yağcıoğlu" takma ismiyle 1946'da yayınlandı. New York Herald Tribune Gazetesi'nin 1953'te İstanbul'da düzenlediği öykü yarışmasında "Şişhaneye Yağmur Yağıyordu" öyküsüyle birinci oldu. 1956'da Varlık Dergisi’nin araştırmasında yılın en beğenilen öykücüsü seçildi.
Asistanlığı sırasında yazdığı “Günün Adamı” oyunu, İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda sahnelenmeden yasaklandı. Asistanlığı bırakıp Viyana’ya tiyatro bilimi eğitimi için gitti. 1955-1957’de Max Reinhardt Tiyatro Akademisi’nde öğrenim gördü. Viyana’daki bazı tiyatrolarda reji asistanı olarak çalıştı. 1957'de tekrar Türkiye’ye döndü. İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü'nde edebiyat ve sanat tarihi, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi ile İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde tiyatro tarihi okuttu Bir yandan da Tercüman Gazetesi’nde (1952-1960) köşe yazıları yazmayı ve oyun yazarlığını sürdürdü.
1950’lerde oyun yazmaya başlamış olan ve tiyatrodaki ilk eserlerinde dramatik türün başarılı örneklerini veren Haldun Taner, ardından epik tiyatro denemelerine girişmişti. Türk Tiyatrosu’ndaki ilk epik tiyatro örneği olan "Keşanlı Ali Destanı" adlı oyunu ile dünya çapında tanındı. Bu oyun yurtdışında Almanya, İngiltere, Çekoslovakya, eski Yugoslavya'nın çeşitli kentlerinde oynandı. Atıf Yılmaz tarafından sinemaya aktarıldı (1964). Daha sonraki dönemlerde konularını güncel olaylardan alan siyasal-sosyal taşlamaların ağır bastığı oyunlar yazdı. Epik tiyatro ve kabarenin alanında verdiği yapıtlar çağdaş Türk tiyatrosunun klasikleri oldu. Eşsiz bir arı Türkçe kullanan Haldun Taner, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının ve tiyatrosunun önde gelen yazarları arasına girdi.
Devekuşu Kabare'yi (1967), Bizim Tiyatro'yu, Tef Kabare Tiyatrosu'nu kurdu. Küçük Dergi'yi çıkardı. Fıkra yazarlığını 1973’ten itibaren Milliyet’te sürdürdü. Öyküleri ve yazıları Yedigün, Ülkü, Yücel, Varlık, Küçük Dergi, Yeni İnsan dergilerinde de yayınlandı.
Filme de alınan "Kaçak" (1955) ile "Dağlar Delisi Ferhat" (Lütfi Akad ve Orhan Kemal'le birlikte, 1957) adlı senaryoları sırasıyla Türk Film Dostları Derneği'nin senaryo ödülünü ve Basın-Yayın Senaryo Armağanı'nı kazandı. “Sancho'nun Sabah Yürüyüşü” (1969) ile Bordighera Uluslararası Mizah Festivali Öykü Ödülü'nü, tiyatro dalında da “Sersem Kocanın Kurnaz Karısı” (1971) oyunuyla 1972 Türk Dil Kurumu Tiyatro Ödülü'nü kazandı. Sedat Simavi Vakfı 1983 Edebiyat Ödülü'nü Pertev Naili Boratav'la paylaştı.
Milliyet Gazetesinde "Deve Kuşuna Mektuplar" başlığı altında haftalık köşe yazıları yazan Taner, güncel olayları değerlendirdiği bu yazılarda yaşadığı dönemin bir çeşit edebi belgeselini sundu.
Yazarlığının yanı sıra İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsünde ve Edebiyat Fakültesinde, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde edebiyat, sanat tarihi ve tiyatro dersleri veren Haldun Taner, Milliyet Gazetesi yazarlığı yaparken 7 Mayıs 1986’da İstanbul’da yaşamını yitirdi.
Adı, İstanbul Şehir Tiyatroları’nın Kadıköy’deki sahnesine verildi. Bilgi Yayınevi, bütün eserlerini dizi halinde yayınladı. Milliyet gazetesi Haldun Taner anısına 1987’den beri her yıl Haldun Taner Öykü ödüllerini düzenliyor.
Eserlerinden bazıları:
Tiyatro oyunları
Günün Adamı (1957), Dışardakiler (1957), Ve Değirmen Dönerdi (1958), Fazilet Eczanesi (1960), Timsah (1960), Lütfen Dokunmayın (1961), Huzur Çıkmazı (1962), Keşanlı Ali Destanı (1964), Gözlerimi Kaparım, Vazifemi Yaparım (1964), Eşeğin Gölgesi (1965), Zilli Zarife (1966), Vatan Kurtaran Şaban (1967), Bu Şehr-i İstanbul Ki (1968), Sersem Kocanın Kurnaz Karısı (1969), Astronot Niyazi (1970), Ha Bu Diyar (1971), Dün Bugün (1971), Aşk-u Sevda (1973), Dev Aynası (1973), Yâr Bana Bir Eğlence (1974), Ayışığında Şamata (1977), Hayırdır İnşallah (1980), Marko Paşa (1985), Aleyna'nın kızı (1985).
Öyküleri
Geçmiş Zaman Olur Ki (1946), Yaşasın Demokrasi (1948), Şişhane'ye Yağmur Yağıyordu (1950), Tuş (1951), Onikiye Bir Var (1953), Ayışığında Çalışkur (1954), Sancho’nun Sabah Yürüyüşü (1964), Konçinalar (1967), Kızıl Saçlı Amazon (1970), Yalıda Sabah (1979), Şeytan Tüyü (1980).