Eğitim, Bilim ve Kültür Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Hakkari Şube üyesi Ali Akman Hakkarili öğrencilerin başarısızlığının çok boyutlu değerlendirilmesi gerektiğini, eğitime önem verilmeyen bir yerde başarı beklenemeyeceğini söylüyor.
Akman, Hakkarili öğrencilerin başarısız olmalarının nedenlerini şöyle sıralıyor:
Türkçe bilmeyen öğrencinin anlama düzeyi
* Öğrencilerin anlama düzeyleri, Türkçe'yi iyi bilmediklerinden çok düşük oluyor. İlk öğretim öğrencileri en az üç dört yıl boyunca Türkçe öğrenmeye çalışıyorlar. Türkçe öğrenene kadar yaşı da büyüyen öğrenci yıllarca öğrenmesi gereken konulardan da geri kalıyor.
* Yıllardır Hakkari'ye branş öğretmenleri uğramıyor. Buradaki branş öğretmenleri de "bir an önce buradan nasıl ayrılabilirim" diye düşünüyor. Zaten yıllarca eğitim tam anlamıyla sekteye uğradı. Buraya gönderilen branş öğretmenleri de tam şehre uyum sağlayacakları zaman buradan ayrılıyor.
Akman, Hakkari'nin yıllardır Türkiye genelinde sonuncu olduğunu hatırlatarak, "Bu başarısızlığın nedenleri ise hiç tartışılmadı. Tartışılsaydı, çözüme yönelik tasarılar da ortaya çıkarılabilirdi" diyor.
Veli ilgisiz, rehber yok
Okul ile öğrenci velisi arasındaki işbirliği ve iletişim eksikliğinden de yakınan Akman, Hakkarili öğrencilerin ÖSS sınavlarındaki başarısızlıklarını da rehber öğretmenin olmamasına ve öğrencilerin öğrenim şartlarına bağlıyor. Akman, Hakkari'de yalnızca bir düz lise olduğunu, burada da 50-60 kişilik sınıflarda ders verildiğini söylüyor.
Hakkari'ye bağlı Yüksekova ilçesindeki Yüksekova Dershanesi öğretmenlerinden Alaattin Özdemir de Yüksekova'daki okulların içinde bulunduğu kötü koşullara dikkat çekerek, ilçede bu yönde yatırımlar yapılması gerektiğini vurguluyor.
Bilgi ve ilgi eksik
Özdemir, en önemli sorunun, öğrencilerde üniversite hakkında bilgi ve ilgi eksikliği olduğunu söylüyor. Hakkari'de üniversite okuma kültürü ve kaygısının olmadığını, öğrencilerin büyük bölümünün sınava hazırlıksız girdiğini söyleyen Özdemir, son yıllarda bunun aşılması yönünde dershane açılması gibi adımların atıldığını da sözlerine ekliyor.
Kendisi de Yüksekovalı olan Özdemir, 1993'te üniversiteyi kazanabilmiş "nadir" Yüksekovalılardan. Sınavı kazanabilmiş olmasını da şöyle açıklıyor: O zaman kimse üniversiteyi kazanma derdinde değildi. Ama benim böyle bir kaygım vardı. Babam da benimle biraz ilgileniyordu. Çalıştım ve kazandım.
OHAL kalkıyor...
Özdemir, Hakkari'de bugün kaldırılacak olan Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamasının eğitim üzerindeki etkisini de şöyle anlatıyor:
* Olumlu etkileri mutlaka olacak. Örneğin şimdiye kadar öğretmen gönderilmeyen köylere öğretmen gönderilecek, Hakkari'ye gelmeye çekinen öğretmenlerin mazeretleri ortadan kalkacak, uzman öğretmenler de gelebilecek, eğitime yönelik yatırımlar artacak, yüksekokul açılabilecek.
"Başarımız bize ait"
Gazi Akdoğan da Yüksekova'da Üniversite sınavını kazanabilmiş "şanslı" öğrencilerden. Akdoğan, şu an İstanbul Üniversitesi Eczacılık bölümünde üçüncü sınıf öğrencisi. Kendisi gibi sınavı kazanabilmiş öğrencilerin istisna olduğunu, öğretmenlerin desteğiyle değil kendi çabalarıyla başarılı olduğunu söylüyor. Akdoğan, Yüksekova'daki başarısızlık hakkında şunları söylüyor:
Yüz bin nüfusa bir lise
* Yüz bin nüfusu olan bir ilçede sadece bir düz lise var. Her yıl 2 bin öğrencinin kayıt yapması gerekirken sadece 600'ü kayıt olabiliyor. Dışarıda kalanlar da meslek lisesine kayıt olmak zorunda kalıyorlar. Bu da başarı düzeyini azaltıyor.
Bu yıl girdiği ÖSS sınavında 208 puan alarak sınavı kazanan Uğraş Kaya ise en büyük sorunun öğretmenlerin ilgisizliği olduğunu söylüyor. Kaya, birçok arkadaşının üniversitenin ne anlama geldiğinden habersiz olduğunu, sınavı da daha çok kendi çabasıyla kazandığını söylüyor. Kendisinin de üniversiteli abisi sayesinde üniversiteden haberi olduğunu belirten Kaya, 9 Eylül Üniversitesi Matematik Bölümü'ne girmek istiyor.(HA/NK)