Resmi Gazete’de 27 Eylül 2019’da yayımlanan Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu kararıyla Elisabeth Brami ve Estelle Billon’un “Erkek Çocuk Hakları Bildirgesi” ve “Kız Çocuk Hakları Bildirgesi” kitapları muzır neşriyat ilan edilerek toplatıldı.
“Kız Çocuk Hakları Bildirgesi” kitabı hakkında dağıtım ve satış yasağı kararı çıkarıldı. Kitabın yayımcısı ve çevirmeni hakkında “müstehcen sözleri yayınlamak ve yayınlanmasına aracılık etmek” suçlamasıyla dava açıldı.
TIKLAYIN - 4 Çocuk Kitabı "Muzır" İlan Edildi, Yayıncılar Birliği Tepkili
Çevbir (Çevirmenler Meslek Birliği), Yapı Kredi Yayınları ve kamuoyunu çevirmen Burcu Uğuz’a desteğe çağırdı.
“Yargılama sürecini de takip edeceğiz”
Çevbir, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, şöyle dedi:
“Çevirmen meslektaşımız Burcu Uğuz’a Elisabeth Brami’nin yazdığı ve Estelle Billon-Spagnol’un resimlediği Yapı-Kredi Yayınları’ndan çıkan Kız Çocuk Hakları Bildirgesi (YKY, 2017) ve yine aynı yazar ile çizerden Erkek Çocuk Hakları Bildirgesi (YKY, 2017) başlıklı çevirileri için dava açıldığını üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz.
“’Müstehcen yayınların yayılmasına aracılık etmek’ suçu kapsamında düzenlenen iddianamede, çevirmenin hapis cezasıyla yargılanması talep ediliyor. Bu durumu kınıyoruz. Söz konusu iddianame çevirmeni kitabın hem basım, hem yayım hem de dağıtımından, hatta çizimlerinden dahi sorumlu tutuyor.
“Çevbir olarak kitap çevirmenliğinin pratik gerçekleriyle ilgisi olmayan bu tutumu kınıyor, çevirmenlik mesleğinin icra edilmesini zorlaştıran bu tür uygulamalara son verilmesini talep ediyoruz. Meslektaşımızın yanındayız, yargılama sürecini de doğrudan takip edeceğiz.
'Yargılamayı kabul edilemez buluyoruz'
“Düşünce ve düşünceyi yayma özgürlüğü, temel hak ve özgürlüklerimizden biridir ve anayasal güvence altındadır. Temel hak ve özgürlüklerin kullanımı asıl, sınırlandırılmaları istisnaidir. İçeriği son derece öznel ve belirsiz olan, tartışmalı yorumlara açık müstehcenlik kavramı adı altında, nesnellikten uzak bir değerlendirmeyle sınırlandırılması demokratik toplum düzeniyle bağdaşmayan bir uygulamadır ve kabul edilemez.
“Her çeviri kitap, bir ürün olarak birden fazla tarafın –farklı nitelikte de olsa– ortak emeğiyle ortaya çıkarılır: Yazarın, yayınevinin ve çevirmenin ortak ürünüdür. Çevirmen haklarını ve ifade özgürlüğünü savunan bir meslek örgütü olarak, bu ortak üretime imza atan taraflardan herhangi birinin yargılanmasını aynı ölçüde kabul edilemez buluyoruz.
“Bununla birlikte, ifade özgürlüğüne bu tarafların hepsinin aynı şekilde ve yüksek sesle sahip çıkması gerektiğini özellikle belirtmek istiyoruz; şimdiye kadar yalnız bırakılmış çevirmene, yargılama sürecinde destek olunmalıdır. Yapı Kredi Yayınları’nın yanı sıra, kamuoyunu çevirmenin yanında durmaya çağırıyoruz.”
"Yayıncılığımız otosansür-sansür kıskacına sokuluyor"
Türkiye Yayıncılar Birliği, Türkiye PEN ve Türkiye Yazarlar Sendikası; Küçükleri Muzır "Çalışma Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığının atadığı beş birim amirinden oluşan kurulca alınan muzır neşriyat kararları, kitaplara getirilen dağıtım ve satış yasakları, yazarlara, çevirmenlere ve yayıncılara açılan davalar neredeyse ülkemizde rutin, sıradan bir uygulama halini alarak kanıksanmakta ve anayasal bir hak olan ifade ve yayınlama özgürlüğü her geçen gün yıpranmaktadır. Yayıncılığımız bu davalar ve kararlarla sansür ve otosansürün kıskacına sokulmaktadır. "İfade özgürlüğü demokratik toplumun temelini oluşturan ana unsurlardan; toplumun ilerlemesi ve bireyin gelişmesi için gereken temel şartlardan biridir ve vazgeçilmezdir. Demokratik toplum ilkesi de ifade özgürlüğünün korunmasını, zedelenmemesini gerektirir. Ülkemizde gerçekleşen ve yayımlama özgürlüğü ile çelişen bu ve benzeri ihlalleri kaygıyla takipte olduğumuzu kamuoyunun dikkatine sunarız." (EMK)