Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) Tunceli'deki iki adayından biri olan hukukçu ve yazar Hüseyin Aygün, Hakkarililerin Kemal Kılıçdaroğlu'nu kapalı kepenklerle karşılamamasını, CHP liderinin Kürt Sorunu'nda bir yıldır yönettiği değişim karşısında "vicdan borcunu ödemeleri" olarak değerlendiriyor.
Hakkarililerin bir yıldan fazla bir zamandır devam eden değişim programına onay verdiklerini düşünüyorum. CHP'deki bu değişimi ilgiyle takip ettikleri ve destekledikleri kanaatindeyim. Hakkari ziyaretinde ortaya çıkan tablo da bunun eseridir. Çok olumlu bir gelişmedir."
CHP'nin Kürt Sorunu kapsamındaki hamlelerinin 12 Haziran Genel Seçimleri ile sınırlı olmayacağına inanan Aygün, "CHP, demokratikleşme yolunda ilerliyor, bu kesin. Türkiye'nin değişimi ve demokratikleşme sancısı CHP'yi de zorluyor. CHP de değişmek zorunda, Kılıçdaroğlu da bu süreci iyi yönetiyor" dedi.
Aygün, CHP'nin Kürt Sorunu politikalarındaki dönüşümün toplumdaki algısıyla ilgili bianet'e konuştu:
Hakkari halkının Erdoğan mitinginde olduğu gibi Kılıçdaroğlu'nu kapalı kepenklerle karşılamadı. Sizce neden?
Kılıçdaroğlu bir yılı aşkın bir süredir Kürt Sorunu'nda CHP'yi değiştirmeye çalışıyor. Azınlıkların veya Türkçeden başka dil konuşan toplulukların anadilde öğrenim hakkı da CHP programına yer alıyor. CHP sözcüleri anadilde eğitimin tartışılabileceğini de zaman zaman söylüyor.
Faili meçhullerin aydınlatılması için komisyon kurulması, siyasal kayıp olaylarının, gözaltına kayıp olaylarının uluslararası standartlara uygun bir araştırma komisyonu kurulması CHP tarafından önerildi ve AKP bu önerileri reddetti.
Bütün bu politikalar, öneriler, kanun teklifleri, programa konan maddeler en başta Kürtleri ilgilendiriyor. Zira faili meçhul kayıtları en başta Kürtleri ilgilendiriyor, Kürtlerin yoğun yaşadığı yerlerde meydana geldi.
Hakkarililerin bir yıldan fazla bir zamandır devam eden değişim programına onay verdiklerini düşünüyorum. CHP'deki bu değişimi ilgiyle takip ettikleri ve destekledikleri kanaatindeyim. Hakkari ziyaretinde ortaya çıkan tablo da bunun eseridir. Çok olumlu bir gelişmedir.
CHP'nin Malatya'dan öteye gidemediğini iddia eden Başbakanın bu sözleri artık gerçekçi değil. CHP'nin her yere gidebileceğini, CHP programının da her yerde ilgiyle takip edildiğini gösteriyor.
Hakkarililerin bir yerde aslında Kılıçdaroğlu'na vicdan borcunu ödediklerini düşünüyorum. Kılıçdaroğlu onlarla ilgili epey şey yapıyor, Kürtlerin büyük bir bölümü de bunu anladıklarını söylemiş oluyorlar.
CHP'nin bu politikası Hakkarililerin tavrının ötesinde BDP ve PKK nezdiden ne kadar bir dönüşüm iradesine karşılık geliyor?
Dersim halkının yönelimi olumlu yönde, onu açık söyleyeyim. Dersim halkının yüzde 80'i şu an CHP'ye yönelmiş durumda. Diğer illerde seçim sonuçlarını görmemiz lazım. Fakat Elazığ'da, Erzincan'da, Diyarbakır'da ve başka bölge illerinde CHP'nin milletvekili çıkaracağı, çıkaramasa dahi çıkarmaya yakın oy alacağı bizzat araştırma şirketlerince söyleniyor. Bu politikaların tüm Kürtler içerisinde bir heyecan yarattığını düşünüyorum.
Dolayısıyla CHP'nin hamlelerinin 12 Haziran'la sınırlı olmadığını söyleyebiliriz, öyle mi?
Tabii. Demokratikleşme yolunda ilerliyor, bu kesin. Türkiye'nin değişimi ve demokratikleşme sancısı CHP'yi de zorluyor. CHP de değişmek zorunda, Kılıçdaroğlu da bu süreci iyi yönetiyor. (EÖ)