Prof. Dr. Azad Sağlam Selçuk, deprem tedbirleri kapsamında en önemli ayağın eğitim olduğunu belirtti ve “Anaokulundan itibaren depreme karşı eğitimler verilmeli” dedi.
Hakkâri ve Van çevresindeki illerde meydana gelmesi muhtemel depreme dair, yeterli önlemle alınıyor mu? Depreme karşı bölge halkı hazır mı?
Deprem uzmanı Prof Dr. Azad Sağlam Selçuk, yanıtladı.
“Hatay’ın deprem gerçeği biliniyordu”
Deprem ile ilgili uzman görüşleriniz nelerdir?
Deprem dünya üzerinde süregelen en büyük doğa olaylarından biri durumundadır. Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de ve yaşadığımız coğrafyada da yıkıcı depremler hem tarihsel dönemlerde hem de aletsel dönemlerde yaşanmıştır.
Bu depremleri afete dönüştüren biz insanlar canımızı bu depremlerin yarattığı etkiler sonucunda kaybetmişiz, evlerimizi kullanılmayacak hale gelmiştir.
Ülke olarak her depremden sonra bu depremden ders çıkarma gibi bir kelime grubunu sıklıkla kullanıp, iki ve üç ay sonra yaşadığımız her şeyi yani deprem gerçeğini unutarak hayatımıza devam ettik ve etmeye devam ediyoruz.
Her depremden sonra olduğu gibi sıklıkla sorduğumuz sorulardan biri durumuna gelen “büyük deprem nerde ve ne zaman bekliyoruz” sorusundan bir adım öteye geçemiyoruz.
Yerkabuğu biriken gerilimin ne zaman açığa çıkacağını tahmin edemeyebiliriz nerde olacağını yapılan bilimsel çalışmalar ile belirleyebiliyoruz aslında. Bununla birlikte depremlerin tekrarlanma aralığını ve en son ne zaman deprem ürettiği ve gelecekte bir daha hangi aralıkta deprem üretebileceği ile ilgili bilgilere ulaşabiliyoruz.
Mesela Hatay’ın tarihsel dönemlerde depremlere bağlı olarak yıkıldığı ve yüzbinlerce canının kaybedildiği bilinen gerçeklerden biridir.
“Deprem yönetmeliğine uyulmalı”
6 Şubat depremlerine dair değerlendirmeniz nedir?
Ülke olarak maalesef 6 Şubat sabahı felaketin en dehşetlerinden biri olan deprem gerçeği ile uyandık.
11 ilimiz yıkılmış, bunlardan dört tanesi yaşanılmaz hale gelmiştir. Depremlerin üzerinden bir yıl geçti. Sorulması gereken soruların başında bu bölgede deprem olacağı ve yıkıma neden olacağı bilinmiyor muydu? Bu sorunun cevabı aslında biliniyordu.
Yapılan birden fazla bilimsel çalışmanın ışığında hazırlanan raporlarda Doğu Anadolu Fayı üzerinde büyük bir depremin olacağı ve özellikle fayın güneyine doğru bu olasılığın daha fazla olduğu biliniyordu.
Bir bölgede tarihsel dönemlerde deprem olmuşsa mutlaka belli bir yıl sonra (100 yıl sonra veya 600 yıl sonra) aynı bölgede tekrar deprem olacağı gerçeği saklıdır.
Bu sebepten bu depremler bize bölgede ister tarihsel dönemde olsun ister aletsel dönemde olsun yıkıcı deprem yaşamış ise bütün binaların, yolların vb. gibi tüm yapıların deprem yönetmeliklere uygun olarak inşaa edilmesi gerekmektedir.
“Depreme karşı eğitim verilmeli”
Uzman görüşlerine ve ülke olarak depremin fay hatları üzerinde olmamıza rağmen neden depreme karşı hazırlıklı değiliz?
Depremin yarattığı etkiyi afete dönüştüren toplumu oluşturan biz bireyleriz aslında. Depreme karşı neden hazırlıklı değiliz sorusunun cevabı aslında çok basit ve nettir: Eğitim.
Bizler bu gerçeği halen kabullenebilmiş değiliz. Genel olarak depreme ait yönergelerimiz güzel hazırlanmışlardır.
Ancak uygulama ve yaptırım konusunda ülkece eksikliklerimiz yer almaktadır. Örneğin bir ev satın alırken halen evin deprem yönetmeliğine uygun yapılıp yapılmadığını veya zemine uygun bir temel ile inşaa edilip edilmediğini sorgulamıyoruz.
Bunun için yapmamız gereken temel adımlardan biri anaokullarından başlayarak deprem, heyelan, sel vb olayların doğanın yarattığı olaylar olduğunu ve bu olaylardan etkilenmenin tek yolunun doğru işi doğru yerde yapmak olduğunu göstermekte yatmaktadır.
Biz bu ülkede yaşayan insanlar olarak artık bu tür doğa olaylarına karşı dirençlilik göstermek yerine aklımızı kullanarak uygun tedbirleri almamız gerekmektedir.
“Dere yataklarına ev yapmayın”
Van depremini yaşamış bir bölge olarak son zamanlarda Hakkari bölgesinde de ard arda ufak depremler yaşandı. Bunlar neyin göstergesi, buna ilişkin uzman görüşleriniz nelerdir ve bu coğrafik bölgeyi de göz önünde bulundurursak eğer olabilecek depremlere karşı hazırlıklı mıyız?
2011 yılındaki depremi yaşamadan önce aslında bölgede 1900’lü yıllardan 2011 yılına kadar birden fazla yıkıcı deprem meydana gelmiştir.
Bunlardan en önemlisi 1976 çaldıran depremidir. Bu depremde 3940 kişi hayatını kaybetmiş ve o günkü koşullarda yapılan yapılardan yaklaşık 10000 tanesi kullanılamaz hale gelmiştir. Güneyde Hakkari’den kuzeye Doğru Iğdır’a doğru gelindiğinde yıkıcı depremlerin olduğu görülmektedir.
Özellikle 6 Şubat depremlerinden sonra bir çok araştırmacı tarafından biriken gerilimin birden fazla yöne doğru aktarıldığı beliritilmiştir.
Bu yerlerden biri Yüksekova-Şemdinli fay zonu’dur. Bu bölgede uzun yıllardan beri büyük ölçekte bir deprem meydana gelmediği bilinmektedir. Ancak bu depremin ne zaman olacağı hakkında herhangi bir bilgi bulunamamaktadır.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi koordinatörlüğünde MTA, AFAD ve TÜBİTAK işbirliği ile hazırlanan proje kapsamında bölge 2024-2025 yılları arasında detaylı olarak çalışılarak Yüksekova-Şemdinli fay zonunun deprem üretme potansiyeli hakkında daha detaylı bilgi sahibi olunacaktır.
Yaşanacak herhangi bir depremin korkunç sonuçlar yaratmaması için neler yapılmalıdır?
Bir depremin yaratacağı korkunç sonuçlardan çıkmanın en temel yolu, yaşadığımız alanların güvenilir alanlar olduğundan emin olmaktır.
Toplumun en küçük taşı olan biz bireylerin evimizin deprem performans bilgilerine sahip olmakla başlayabiliriz. Uygun yerlere uygun konutların yapılaması için hem kendimiz hem de gerekli kurumları denetlemeliyiz.
Örneğin dere yatağına gidip imarsız ev yapmamalıyız. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Ancak temelde ahlaklı bir birey olup, yapılacak tüm işlemleri ve uygulamaları yönetmeliklere uygun olarak yapmakla başlayabiliriz.
(NK/EMK)