2015'te tutuklanan Hakkari eski Belediye Eş Başkanları Dilek Hatipoğlu ve Nurullah Çiftçi, hukuksuzca yargılanıp mahkum edildikten 9 yıl sonra hapis cezalarını tamamladıkları için tahliye edildi.
Hatipoğlu ve Çiftçi 14 Ağustos 2015’te "özyönetim" açıklamasında bulundukları gerekçesiyle gözaltına alınmış, 23 Ağustos 2015’te çıkarıldıkları mahkemece tutuklanmışlardı.
Hakkari 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi, 25 Mart 2016’da Türk Ceza Kanunu'nun 302. Maddesi'nde yasaklanan “Devletin birlik ve beraberliğini bozmak” suçunu işledikleri iddiasını kabul ederek Hatipoğlu ve Çiftçi’yi 15’er yıl ağır hapisle cezalandırmıştı.
Yargıtay 16. Ceza Dairesinin, eş başkanlar ve birlikte yargılandıkları 8 kişi hakkında verilen cezaları bozması üzerine yeniden yapılan yargılamada, mahkeme 26 Ocak 2018’de belediye eş başkanlarını bu kez 11 yıl 3’er ay hapisle cezalandırdı.
Anayasa Mahkemesi: "Adil yargılama hakkı ihlal edildi"
Eş başkanların avukatlarının, “Makul sürede yargılanma, yüzyüzelik ilkesi ve kişi hürriyeti ve güvenlik hakkının ihlal edildiği” gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine (AYM) yaptıkları başvuru sonucunda AYM, eş başkanların duruşmada hazır edilmemesini, “Adil yargılanma hakkının ihlali” olarak değerlendirerek, gerekçeli kararında ortaya koyduğu gerekçelerle yeniden yargılama kararı verdi.
Yerel mahkeme ve Yargıtayın hukuksuzlukta ısrarı
AYM kararı üzerine Hakkari 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen dosya üzerinden yapılan yeniden yargılamada Hakkari Belediyesi eski Eş Başkanları Dilek Hatipoğlu ve Nurullah Çiftçi yeniden 11 yıl 3’er ay hapis cezasına çarptırıldı. Ceza Yargıtay tarafından onaylandı.
Yaklaşık 10 yıldır farklı birçok cezaevinde olan Eş Başkanlardan Hatipoğlu, Ankara Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nden, Çiftçi ise Diyarbakır Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nden tahliye edildi.
Yargıtayın çelişen içtihatları
Hakkari Belediye Eş Başkanlarının cezalarının birden çok kez bozulma ve yeniden yargılamaya konu olmasına karşın sonuçta Hatipoğlu ve Çiftçi'nin 9 yıl cezaevinde tutulmalarına gerekçe gösterilen "öz yönetim" açıklamaları pek çok davada Yargıtayın önüne gelmesine karşın, hemen hemen aynı kelimelerden oluşan açıklamaların kimileri için ilgili Yargıtay daireleri 302. Madde hükümlerinin olaya uygulanmasının hukuken olanaksız ve geçersiz olduğu yönünde de kararlar vermişlerdi.
Bir yerel mahkemenin bir ilçe belediye eş başkanının aynı nitelikte bir basın açıklamasında; “Kendimizi ve kentimizi yönetmek istiyoruz, rejim ve kurumlarını meşru görmüyoruz. Bugünden itibaren kendimizi yönetiyoruz.” şeklindeki ifadesine dayanarak 302. Madde'ye göre verdiği cezayı Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin Esas:2016/6118, Karar: 2017/361 sayılı ve 31 Ocak 2017 tarihli kararıyla bozmuş ve aşağıdaki hükmü kurmuştu:
Sanığın basın açıklaması yoluyla ifade ettiği öz yönetim açıklaması [TCK] 217. maddesi kapsamında “halkı kanunlara uymamaya tahrik” suçunu oluşturmaktadır. Zira bu suçun oluşumu için; failin “halkı” kanunlara uymamaya tahrik etmiş olması gerekir. Halk belli bir bölge veya çevrede yaşayanların bütününü anlatmak için kullanılan bir tabirdir. Halk deyince, belirsiz sayıdaki kimselerin anlaşılması gerekir. O halde belirli kimselerin kanuna karşı gelmeye tahrik bu suçu oluşturmayacaktır. Fail, halkı kanuna uymamaya tahrik etmelidir. Kanunun tümü veya bir kısmına karşı gelmeye, koyduğu kurallara uymamaya, kanunun koyduğu ilkelere veya zorunluluklara aykırı tahrik söz konusu olacaktır. Tahrik, kışkırtma, harekete geçirme, sevketme, akılda olan veya olmayan bir hususun fiiliyata dökülmesi için uyarma anlamlarına gelmektedir. Tahrik edilen eylemlerin gerçekleşmiş olup olmamasının önemi yoktur. Bir kimsenin diğer kişileri etkilemesi ve bu saik ile hareket etmesi yeterlidir. Bu açıklamalar doğrultusunda sanığın öz yönetim açıklaması içeriğinde herhangi bir suçun işlenmesi için çağrı söz konusu olmadığına göre, eylemin kanunlara uymamaya tahrik olarak değerlendirilmesi gereklidir.
Tümü aynı nitelikteki basın açıklamalarının bir bölümünü 302. Madde yoluyla 10-15 yılla, bir bölümünü ise TCK'nin başkaca maddeleri yoluyla cezalandıran Yargıtay içtihatları sonucunda, seçildikleri belediyelerin başkanlığından alınarak, hayatlarının önemli bir bölümünü cezaevinde geçirmeye mahkum edilen HDP'li belediye başkanlarının Anayasa'nın 10. Maddesi'ne aykırı olarak öarptırıldıkları cezalar, 31 Mart seçimleri boyunca en çok tartışılacak konular arasında yer alacak.
Anayasa'ının 10. Maddesi
X. Kanun önünde eşitlik
Madde 10 – Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
(Ek fıkra: 7/5/2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.
(AEK)