Bağımsız Hayvan Hakları Topluluğu ve Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde şarbon konusundaki gelişmeler ve canlı hayvan ticareti üzerine basın toplantısı düzenledi.
Canlı hayvan ticareti ve şarbon hastalığı hakkında yapılan basın toplantısına gazeteci-yazar Zülâl Kalkandelen, veteriner Burak Özgüner ve Uzm. Dr. Oğuzcan Kınıkoğlu katıldı.
Katılımcılar basın toplantısında canlı hayvan ticaretinin bir sonucu olarak nitelendirdikleri şarbon hastalığını hayvan hakları perspektifinden ele aldı.
“Talebimiz hayvanların özgür bırakılması”
HAKİM’den yapılan açıklamada özetle şu ifadelere yer verildi:
“Okyanus ötesinden gerçekleştirilen canlı hayvan ticaretine ‘normal’ bir uygulamaymış gibi yaklaşıldı; bu ‘ölüm yolculuğu’ sırasında yaşanan hayvan hakları ihlallerine hiç değinilmedi.
“Türkiye’nin de taraf olduğu Hayvanların Uluslararası Nakliyat Sırasında Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi’ne açıkça aykırı olan bu ticaret, 21. yüzyılda hayvan köleliğini devam ettirip, insan sağlığını hiçe saymakta, ekolojik felaketlere yol açmaktadır.
“İsteğimiz hayvanların ‘iyi koşullarda’ nakliye edilmesi değil, yaşam haklarının tanınması ve özgür bırakılmalarıdır.”
Kalkandelen: Böyle bir ticarette şarbon kesindi
Gazeteci-yazar Zülâl Kalkandelen, Brezilya’da mahkeme kararıyla canlı hayvan ticareti yapan NADA gemisinin durdurulmasının ve yola hayvan çıkarılmayacağının haberinin kendisine ulaştığını ifade etti.
Ancak bu haberden dört, beş saat sonra Brezilyalı aktivistlerden canlı hayvan ticaretinin devam ettiği yönünde bilgi aldığını söyleyen Kalkandelen sözlerini şöyle sürdürdü:
“Brezilya Tarım Bakanı ve kongre üyeleri canlı hayvan ticaretinin devamı için devreye giriyor ve Brezilya Cumhurbaşkanının baskısıyla gemi yola çıkıyor.
“Brezilyalı aktivistler, raporlar ve fotoğraflarla olayı görüntülediler. Ben de bu olayı kamuoyuna bilgilendirmek amaçlı, sosyal medyada elimden geldiğince paylaştım.
“Sonradan, belgelerin alınması ve medyada çıkan haberler dolayısıyla kamuoyu bilgi sahibi oldu.
“Şarbon vakalarının çıkmasına biz şaşırmadık. Çünkü böyle bir ticarette bu netice kesindi.”
Kınıkoğlu: Su ve toprak yoluyla da taşınıyor
Uzm. Dr. Oğuzcan Kınıkoğlu ise gemilerde ölen hayvanların şarbonluysa okyanusa atıldıklarının bilindiğini belirterek, bu hastalığın balıklara da bulaşabileceğini, su ve toprak yoluyla da şarbonun taşınabileceğini ifade etti ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şarbon dışında yüzlerce enfeksiyöz ve kronik hastalık, canlı hayvan ticareti ve hayvansal ürünlerin tüketimi ile daha da yaygınlaşıyor.
“Dünya Sağlık Örgütü'nün etin kanserojen olduğunu açıklamasına rağmen, medya tam tersi yönde haberler yapıyor. Oysa hayvansal ürünleri tüketmeden, insanların sağlıklı yaşaması mümkündür."
Özgüner: 2011’de vergiyi sıfırladılar
Veteriner Burak Özgüner, 2018 yılının sonuna kadar 975 bin hayvanın Türkiye’ye taşınacağını ifade etti ve ekledi:
“Bu tür hastalıklar stres faktöründe de çıkıyor. Hayvanlar üst üste istiflenerek taşınıyor, bağışıklık sistemleri çöküyor. Hayvan sağlığı açısından bu hayvanlar da tehdit oluşturuyor.
“Kamu otoritelerine yıllardır söylüyoruz. Maalesef hükümet bunun birinci dereceden sorumlusu… Bu yanlıştan bir an önce dönülmeli. Yaşam hakkı ranttan ve paradan önemli.
“Şarbonla ilgili Baltık ve Akdeniz ülkelerinden en çok Türkiye’den bildirim geliyor.
“2011’den beri canlı hayvan ticaretinin yasaklanması girişiminde bulunuyoruz. 2011’de hükümetin vergi oranını sıfırlamasıyla bu furya başlamıştı.”
2017’de zoonoz hastalıkları
Tarım ve Orman Bakanlığı'ndan elde edilen ve 2017 yılına ait zoonoz hastalıklara dair veriler şöyle:
TIKLAYIN - On Soruda Şarbon Salgını
(PD/EKN)