İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi’nden Ömer Kavili, Ankara’da hakimlik sınavı sırasında söyledikleri gerekçe gösterilerek tutuklanan avukat Umut Kılıç ve hakimlik sınavının yapısıyla ilgili bianet’e konuştu.
Hakim adayları, Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin (ÖSYM) düzenlediği yazılı sınavın ardından Adalet Bakanlığında mülakata alınıyor. Avukat Kavili bu mülakat sisteminin “keyfiliğin kaynağı ve suçüstü hali olduğunu” söyledi. Kavili, “O nedenle sözlü sınavların kameraya kaydedilip kamuya açık denetlemeye elverişli olması gerekir” dedi.
Mülakata girenlerin kağıt üzerinden Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na itiraz dilekçesi verme hakkının “kağıt üzerinde olduğunu” belirten Kavili, bunun fiili olarak işlediğine ise tanık olmadığını belirtti.
Avukat Kavili, tutuklu avukat Kılıç’ın açıklamasına göre kendisinde mülakatta “Alevi misin?” diye sorulmasının ayrımcılık suçu olduğunu, “hakimlerin acemi olmadığını, dillerinin sürçmediğini, kasıtlı davrandıklarını düşündüğünü” söyledi.
“Hakimin Kılıç’a tutuklama verdiği kararda da kanundaki laflar sadece tekrarlanmış. Oysa tutuklama kararı yazarken şüphelinin somut hal ve özelliklerinin kanundaki hangi maddelere uygun olduğunun belirtilmesi gerekir. Bu yapılmamış.”
“Hakimler adliyeyi terk etti”
Ömer Kavili, karara ertesi gün itiraz edildiğinde neler yaşandığını da şöyle anlattı:
“Sulh Ceza Hakimlikleri 17-25 Aralık’tan sonra kurulan özel mahkemeler. Bu mahkemelerin kararlarını sadece bir sonraki sıra numarasındaki Sulh Ceza Hakimliği inceler. Kılıç’ı Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği tutukladı, Ankara Barosu’ndan avukatlar hakimin odasına gittiklerinde mesai saatleri içerisinde odasında olmadığını gördüler. Ancak o hakimin havale işlemini yapması gerekiyor. Onu yerinde bnulamayınca 5. Sulh Ceza Hakimliğine gittiler. O hakim de yerinde yoktu.”
“Ankara Adliyesindeki sulh ceza hakimlerinin hepsi mesai saatleri içinde makamlarını terk etmişler. Dilekçenin ‘görüldü’ işlemini adalet komisyon başkanı yapmak zorunda kalmış, onun böyle bir görevi yok. Onun görevi hakimlerle ilgili işbölümünü düzenlemek.
“Kararda sahtecilik şüphesi”
Avukat Umut Kılıç’ın tutukluluğuna yapılan itiraz da Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliğince reddedildi. Hakim Yunus Süer, “tutuklama şartlarında bir değişiklik olmadığı ve kararın kaldırılmasını sağlayacak yeni bir delil ibraz edilmediğinden” tutukluluğun devamına karar verdi.
Avukat Ömer Kavili karardaki imzaya dikkat çekti:
“Tutanakta hem katip hem de hakim adına atılan imzalar birbirinin tıpatıp aynı. Kalem mevzuatına göre zaten eğer karara elektronik imza (e-imza) kaşesi atılırsa oraya imza atmaya gerek yoktur. Oysa orada hem e-imza var hem de iki imza var. Ama imzalar aynı. Bu durum evrakta sahtecilik şüphesi taşıyor. Eğer o imza kaşesi katibe aitse zabıt katibi hakimin yerine kaşe basamaz, hakim de zabıt katibinin yerine kaşe basamaz, imza atamaz.” (AS)
Kılıç'ın tutukluluğuna tepkiler |
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu konuyla ilgili basın açıklamasında şunları söyledi: “Biz bu işin peşini bırakmayız. Sayın hâkim, bu sözleri söyleyen bir avukat değil de bir hakim olsaydı, aynı heves ve heyecanla tutuklama kararı verir miydin? Verdiğin karar, tutuklamanın gerekçesini anlatmıyor. Ancak doğru, sen verdiğin kararla konuşmuşsun; demişsin ki ‘Hakimlerin, devlet büyüklerinin canını sıkan birini burnu sürtülsün diye zindana atarım’. Meslektaşımızın tutuklanmasıyla ilgili bütün hukuki yollara başvurulacaktır. Uluslararası meslek örgütlerimiz, insan hakları örgütleri, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği de hukuksuzluğun geldiği bu son nokta hakkında bilgilendirilecektir.” YARSAV Başkanı Murat Arslan, “Dünyada hakaretin suç olmaktan çıkarılması tartışılırken, alt sınırı bir yıl olan bir suçtan şablon gerekçeyle tutuklama kararı veriliyor. Ben olsam bu hâkimi tekrar hukuk fakültesinde okuturum. Verdiği karar, ceza hukukunda tutuklama ne anlama gelir, bilmediğini gösteriyor” diye konuştu. Yargıçlar Sendikası Başkanı Mustafa Karadağ da “Yeni Türkiye yargısında ne yazık ki tutuklamalar bir cezalandırma yöntemi olarak benimsenmiş ve kullanılmıştır. Bu tür kararlar gerçekten hukuk adına, adalet adına acı veren, insanların adalet duygularını, içlerindeki hukuka olan inançlarını inciten uygulamalar olmuştur” dedi. Çağdaş Hukukçular Derneği de yaptığı yazılı açıklamada, şu ifadeleri kullandı: “Meslektaşımız Umut Kılıç, Hakimlik Savcılık sınavında oldukça yüksek puan almasına rağmen mülakatta elenmesi nedeniyle ikinci kez girmiş olduğu mülakatta Komisyon üyelerine keyfi davranışlarını dile getirmiş ve var olan sistemi eleştirmiştir. Hakaret suç isnadından tutuklama tamamen keyfidir. Hukukla da herhangi bir ilgisi yoktur.” |
* Umut Kılıç’ın serbest bırakılması talebiyle bir de imza kampanyası başlatıldı.