Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 13 Aralık’ta katıldığı bir televizyon programında, dış politika gündemini değerlendirdi, soruları yanıtladı. Bakan Fidan’ın açıklamalarında Suriye meselesi ön plana çıktı.
Fidan, 53 yıllık Esad yönetiminin çöküşünün ardından Şam’da kontrolü ele geçiren Heyet-i Tahrir’uş Şam (HTŞ) hakkında dikkat çekici mesajlar verdi.
HTŞ’nin İdlib’deki faaliyetlerini hızlıca Şam’a taşıdığını vurgulayan Fidan, örgütle ilgili bazı endişelerin doğal olduğunu belirtti, uluslararası ve bölgesel güçlere seslendi: “Suriye meselesini diğer konulardan farklı olarak gelin beraber sahiplenelim.”
HTŞ hakkında neler biliyoruz?
Erdoğan’ın Esad’a çağrıları
Suriye meselesinin, “sadece Suriye sahasında değil Türkiye’nin içinde de fiili ve siyasi mücadelesinin verildiği bir konu” olduğunu kaydetti.
Anadolu Ajansı’nın haberine göre, Fidan, Esad yönetiminin bitmek ve tükenmek üzere olduğunun daha önce Türkiye tarafından görüldüğünü söyledi.
Fidan, Rusya ve İran ile yürütülen süreçte bunun defalarca dile getirildiğini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da bu sorunun çözülmesi için bir el uzattığını hatırlattı.
Esad yönetiminin kendi eksikliklerini görecek durumda olmadığını ve yüksek bir savaş psikolojisi içinde olduğunu söyleyen Fidan, “Savaşın olmadığı, çatışmanın olmadığı bir ortamda, 2016’dan sonraki süreçten bahsediyorum. Rejim, iç savaş dönemindeki o adrenalin olmayınca kendi eksikliklerini gördü. Bu aslında bir fırsattı, bunu gidermek için de çalışabilirdi” dedi.
Erdoğan'dan Suriye'yle 'normalleşme' mesajı: Sayın Esed'le görüşmeler yine olur
“Rejim, son anda Rusya ve İran’dan destek alamadı”
Suriye’de muhalif grupların Halep’e neredeyse silah atılmadan girdiğini hatırlatan Fidan, bunun Esad yönetiminin çok zayıf olmasından kaynaklandığını söyledi.
Fidan, Astana süreci hakkında “Bu harekat başladığında işte bu tam da bu anlattığım sebeplerden dolayı yapılması gereken en kritik konu Rusların da İranlılarla konuşup askeri olarak denkleme girmemeleriydi” dedi.
Muhaliflerin, Suriye’de yönetime gelme sürecinin kısa sürede sonuçlanmasının sebebinin arka planda yapılan konuşmalar ve Esad yönetiminin destek alamaması olduğuna dikkati çeken Fidan, Rusların ve İranlıların “hem üstüne yatırım yaptıkları adamın yatırım yapılacak bir adam olmadığını, hem de bölgedeki şartların artık eski şartlar olmadığını” anladıklarını belirtti.
Bakan Fidan, Rusya’nın Suriye’deki alana yayılmış bulunan bütün unsurlarını çektiklerini, alandan üslere çekildiklerini belirterek, “Bundan sonra yani belli ekipmanları ve malzemeleri hava yoluyla muhtemelen taşıyacaklar Rusya’ya ama daha sonra olayın nasıl gelişeceğini yakın ve orta vadede onu aslında üzerinde çalışılan bir konu, takip edeceğiz kaçarı yok” dedi.
Suriye’de 53 yıllık Esad dönemi sona erdi, Şam HTŞ'nin eline geçti
Uluslararası ve bölgesel aktörlere çağrı
Dışişleri Bakanı Fidan, Suriye’de bütünlüğün sağlanmasının “öncelikli” olduğunu vurgulayarak, “Yeni dönemdeki hedefimiz, uluslararası toplumu ve bölgesel aktörleri, Suriye halkına, Şam’da yeni kurulan yönetime destek vermeye, sahip çıkmaya ikna edip, onlarla beraber Suriye’de istikrarı tekrar getirmek” ifadesini kullandı.
Suriye’nin bir yeni güç ve nüfuz mücadelesi alanına dönüşmemesi için Türkiye’nin oldukça duyarlı davrandığını savunan Fidan, HTŞ konusundaki bazı endişeleri son derece normal karşıladığını belirterek, bu endişelerin giderilmesi gerektiğini söyledi.
Bu endişelerin giderilmesi için harekat başladığında Halep düştükten sonra bütün Arap ülkelerinin dışişleri bakanlarıyla ayrı ayrı görüştüğünün altını çizen Fidan, dünyanın bu konuda Türkiye’nin belirttiği parametreleri kabul etmiş durumda olduğunu kaydetti.
Endişeleri gidermek için “bu endişeleri” Şam’daki yönetime ilettiklerini belirten Fidan, onlardan gerekli tavrı ve adımları atmasını beklediğini söyledi.
Bazı ülkelerde endişelerin devam ettiğini belirten Fidan, bölge ülkelerine, “Suriye meselesini diğer konulardan farklı olarak gelin beraber sahiplenelim ve yapıcı bir şekilde, iyi bir şekilde, mutlu bir sonla sonlandıralım, bütün ülkelerin burada ortak bir çabası olsun” çağrısı yaptıklarını söyledi.
Suriye: Herkes hem kaygılı hem de umutlu
“HTŞ’yi ‘örgüt’ diye nitelendirip bir köşeye atamazsınız”
“Halkımız bilmeyebilirler. Muhalif gruplar, 5 milyon Suriyeliyi zaten yönetiyorlardı” diyen Fidan, bunun 4 milyonunun İdlib’de olduğunu ve HTŞ’nin son 5-6 yıl içerisinde belediyecilik, eğitim, temel hizmetler verme konusunda tecrübe edindiğini söyledi.
Bakan Fidan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“4 milyon nüfus, birçok ülkenin nüfusuna eşit bir nüfus, Avrupa’da özellikle. Şimdi bu tecrübeyi aslında biz çok hızlı bir şekilde Şam’a yansıttıklarını görüyoruz. Yaptığımız konuşmalardan da biliyoruz. Muhalefet, temel problemin halkın ihtiyaçlarını karşılamak olduğunu biliyor. Bunların karşılanmasının asli ve öncelikli yükümlülükleri olduğunun farkındalar. Bu gerçekten çok umut verici bir şey. Yani bu, dışarıdan ‘örgüt’ diye nitelendirip bir köşeye atacağınız bir şey değil. Bunlar, İdlib’de yürüttükleri faaliyetlerin aynısını hızlıca Şam’a taşıdılar. Tabii ülke geneline yaygınlaştırmaları lazım. Ama bu ilk aşamadaki refleks, ben inanıyorum ki sonraki aşamalarda, bunlar daha kapsamlı daha kucaklayıcı hükümetler kurarak, şu anda iflas etmiş olan bürokrasiyi daha da ayağa kaldırarak kamu hizmetlerinde bir nitelik artışına muhakkak gidilecektir. Ama öncelikli olarak tabii ki bütünlüğün sağlanması gerekiyor.”
HTŞ’nin hükümeti, Mart 2025’e kadar Suriye’yi yönetecek
“YPG artık çok bir zemin bulamayacak”
Fidan, Türkiye’nin PYD/YPG konusunda ABD ile başından beri son derece taban tabana zıt iki pozisyonda olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:
“Burası bizim milli güvenliğimizle ilgili yaşamsal varoluşsal bir konu yani biz bu konuyu mümkün olan en yüksek ciddiyetle ele almış bir ülkeyiz. Bunun hem sahadaki operasyonel araçlarını hem masadaki diplomatik araçlarını da her türlü ciddiyette kullandık şimdi bizim pozisyonumuz hala aynı, hiç değişmedi.”
Fidan, Suriyeli muhaliflerin yıllardır Esad yönetimine karşı savaştıklarını belirterek, “Şimdi vatanlarını tekrar alıyorlar bunlar. Tabii ki ülkenin bütünlüğünü sağlama yolunda adım atacaklar. Bundan sonra olacak olan şu; Şam’daki yönetimin kendi milli bütünlüğünü, toprak bütünlüğünü sağlamak için atacağı adımlar neticesinde YPG’nin artık çok bir zemin bulamayacağını düşünüyoruz” diye konuştu.
Münbiç ateşkesinde ‘Süleyman Şah Türbesi’ detayı
“Ya kendilerini feshederler ya feshedilirler”
Fidan, Türkiye’nin PYD-YPG ile ilgili stratejisine ilişkin şunları kaydetti:
“YPG’nin elimine edilmesi, ortadan kaldırılması bizim stratejik hedefimiz. Yani ya bunlar kendi kendilerini feshederler ya feshedilirler yani yok olurlar. Tabii belli parametreler var o parametreleri belki ifade etmek faydalı olur diye düşünüyorum. Birincisi ifade ettiğim gibi yani biz her ne kadar imkan ve kabiliyetlerimiz buna müsait olsa da ilk etapta Suriye’deki kardeşlerimizin kendi toprak bütünlüğünü, milli bütünlüğünü sağlamayla ilgili atacağı adımlarla bu tehdidi bertaraf etmesine yönelik adımları bekleyeceğiz. Diğer taraftan yani burada özellikle YPG elimine edilirken bölgenin kadim şehirlerinde yaşayan kadim orada yüzyıllardır Kürtlere bir zarar gelmemesi lazım çünkü YPG’nin Araplara yaptığı, Kürtlere yaptığı zulüm her zaman için ortada. Onları baskı ile el altında tutuyor.”
CUMHURBAŞKANLIĞI KABİNESİ ARDINDAN
Suriye'de yeni dönem: Erdoğan Kürtler'in kazanım sağlamasından kaygılı
Fidan, birinci aşamada bir an önce YPG içerisinde bulunan Suriyeli olmayan savaşçıların ülkeyi terk etmesi gerektiğini vurguladı.
İkinci aşamada YPG’nin bütün komuta kademesinin, Suriyeli olanların da ülkeyi terk etmesi gerektiğini vurgulayan Fidan, “daha sonra PKK’lı olmayan kadroların yeni yönetimle bir anlayış birliği içerisinde silahlarını bırakarak, normal hayatlarına dönerek Suriye içerisinde hayatlarına devam etmeleri gerektiğini” dile getirdi.
SDG KOMUTANI ÇÖZÜM İSTEDİ
Mazlum Abdi: "Biz Suriye’de başat bir gücüz. Türkiye bunu artık görmeli"
(VC)