Fotoğraf: Osman Uras / AA
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Medya Özgürlüğü Temsilcisi Harlem Désir, gazeteci Hakan Aygün’ün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın koronavirüse karşı İBAN vererek halktan bağış istemesiyle ilgili tweeti nedeniyle tutuklanmasına tepki gösterdi.
Désir, paylaştığı Twitter mesajında, “Hakan Aygün’ün Türkiye’de, hükümetin Covid-19’a yönelik bağış kampanyasını eleştirdiği için dini değerleri aşağılamak suçlamasıyla tutuklanmasından üzüntü duydum. Derhal tahliye edilmesi için çağrı yapıyorum” dedi.
TIKLAYIN - Gazeteci Hakan Aygün "Ey İBAN Edenler" Mesajı Yüzünden Tutuklandı
Aygün’ün 31 Mart 2020 tarihli “Ey İBAN edenler” konulu tweeti nedeniyle tutuklanmasına aralarında TGS, RSF, DİSK Basın İş’in de olduğu birçok gazetecilik meslek örgütü, yargının siyasete alet edilmesinin bir göstergesi olarak tepki gösterdi.
TGS: Yargı tacizine son!
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Twitter hesabından “Toplumun bir kesimini incitiyor diye mizah yapmak suç sayılamaz. Şiddete teşvik etmedikçe her şey söylenir. Hakimleri AİHM ve AYM kararlarını uygulamaya çağırıyoruz. Yargı tacizine son!” ifadeleriyle olaya tepki gösterdi.
RSF: Hukuk silah olarak araçsallaştırılamaz
Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) ise, dünyada “en büyük gazeteci hapishaneleri”nden biri olarak gösterdiği Türkiye’de gazeteci tutuklamanın sistemli bir hal almasını eleştirdi.
RSF Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, paylaştığı Twitter mesajında, “Aygün’ün paylaşımı polemik götürebilir, kendini rencide hisseden tepki gösterebilir. Her muhalifi tutuklamak zorunda mısınız? Hukuk silah olarak araçsallaştırılamaz!” ifadelerini kullandı.
DİSK Basın İş: Gözdağı niyetine tutuklama
Cumhurbaşkanı’nın başlattığı bağış kampanyasının kamuoyunda fazlasıyla tartışılır olduğunu bildiren DİSK Basın İş Sendikası da, Aygün’ün tutuklanmasını kınadı ve yaptığı açıklamada “Bir gazeteci, fazlasıyla tartışmalı bir bağış kampanyasına yönelik eleştirileri önlemek için gözdağı niyetine tutuklanmıştır. Aygün derhal serbest bırakılmalıdır” dedi.
TGC: Tutuklu gazeteciler ülkemizin bir utancı
Öldürülen Gazeteciler Günü dolayısıyla bir açıklama yapan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) de, “gazeteciler hakkında açılan davaların önü arkasının kesilmediğine değindi; “Cezaevindeki gazeteci ve yazarların durumu ise gerçekten ülkemizin bir utancı” şeklinde açıklama yaptı.
Ne olmuştu?
Gazetecinin tutuklanmasına bir başka avukat olarak Mustafa Doğan İnal'ın şikayeti neden olmuştu. İstanbul Başsavcılığı'na gönderilen suç duyurusu dilekçesinde, Hakan Aygün'ün 31 Mart'ta sosyal medya hesabı Twitter üzerinden yaptığı paylaşımlarla "hakaret ve iftira içeren cümleler kurduğu" ifade edilmişti.
Bunun üzerine Bodrum'daki teknesinde 2 Nisan’da gözaltına alınan, bilgisayarına da el konulan Aygün, ertesi gün savcılık ifadesinin ardından tutuklanması istemiyle Bodrum Adliyesine çıkarılmıştı. “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” başlıklı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 216. maddesi uyarınca sorgulanan Hakan Aygün sorgusunun ardından tutuklanmıştı.
Aygün, gözaltına alınması öncesi yine Twitter hesabından bir açıklama yaparak, söz konusu tweeti yazanın kendisi olmadığını, sayfasına retweet yöntemiyle gönderilen bir mesaj olduğunu savundu.
Aygün'ün 31 Mart 2020 tarihli "Ey İBAN edenler" konulu tweeti nedeniyle tutuklanmasına tepki gösteren avukatı Ahmet Çörtoğlu, "Üst sınırı üç yıl olan bir maddeyi dayanak yaparak deliller toplanmamış ve sanığın kaçma ihtimali ne binayen diye Hakan Aygün'ü attığı tweetler nedeniyle tutukladılar" demişti. Aygün ise suçlama konusu tweeti kendisinin yazmadığını, retweet olarak sayfasına geldiğini savunmuştu.
Türk Ceza Kanunu ne diyor?Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama Madde 216- (1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (3) Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ortak hüküm Madde 218- (1) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/25 md.) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına kadar artırılır. Ancak, haber verme sınırlarını aşmayan ve eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz. |
(HA)