Haberin İngilizcesi için tıklayın
Diyarbakır Barosu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Diyarbakır Temsilciliği, Diyarbakır Tabip Odası, Hak İnisiyatifi ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi yetkililerinden oluşan bir heyet, Hakkari’nin Şemdinli ilçesi Şapatan (Altınsu) köyüne düzenlenen baskınla ilgili basın metni yayınladı.
Köylülere işkence yapıldığına ilişkin görüntülerin medyada yer aldığına dikkat çeken heyet, Hakkari Valiliği’nin “Güvenlik güçlerinin vatandaşlarımıza işkence yaptığı yönündeki haberler tamamen asılsızdır ve terör örgütünün propagandasını yapma maksadını taşımaktadır” şeklinde açıklamasını ise “Bu açıklama yetkili makamın olaya ilişkin olarak soruşturma başlamadan kesin bir kanaat ve hükme sahip olduğunu göstermektedir” ifadesiyle değerlendirdi.
Köyde yaşananlar
Tıklayın - Şemdinli’de Köy Meydanında Beş Saat Hakaret, Tehdit, Darp
Heyet, basın metninde köyde yaşananları şöyle aktardı:
“05.08.2017 tarihinde Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde PKK’lilerle güvenlik güçleri arasında meydana gelen çatışma sonrasında bir polis memuru hayatını kaybetmiş ve bir polis memuru da yaralanmıştır.
“Olayın vuku bulmasının ardından çatışmanın yaşandığı Altınsu (Şapatan) Köyü sakinlerinden yaşları 17 ile 30 arasında değişen 36 kişi alıkonulmuş, akabinde bu kişilerden 15’i 06.08.2017 tarihinde salıverilmişlerdir.
“Salıverilen 15 kişinin vücutlarının değişik bölgelerinde basında ve sosyal medyada yer alan görüntülerde ağır işkence izleri gözlemlenmiştir.
“Tutulan 21 kişiden yakınları tarafından herhangi bir haber alınamamış ve kolluk güçleri, yakınlarını tutuldukları yer ve akıbetleri konusunda bilgilendirmekten kaçınmıştır.
“Yaşanan silahlı çatışmanın ardından alıkonulan kişiler hakkında 06.08.2017 tarihinde hiçbir yargı organı tarafından usule uygun gözaltı kararı alınmamıştır.
“08.08.2017 tarihi itibariyle tutulan 21 kişi de serbest bırakılmıştır.
“İşkence yapıldığı anlaşılıyor”
“Basında yer alan ve kamuoyuna yansıyan görüntüler itibari ile 36 vatandaşa işkence yapıldığı ve kötü muamelede bulunulduğu anlaşılıyor.
“Ayrıca usulüne uygun bir gözaltı işlemi bulunmuyor ve yasa dışı keyfi gözaltının varlığını gösteriyor.
Uluslararası anlaşmalar ve Anayasa
Türkiye’nin bağlı olduğu uluslararası anlaşmalar ve Anayasa’da yer alan işkence yasağına ilişkin maddeleri de hatırlatan heyet şu ifadelere yer verdi:
“Bilindiği üzere Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasa’nın 17. maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesi, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun 1984 yılında kabul ettiği ‘İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezaya Karşı Sözleşme’ ve içeriği, işkenceyi mutlak bir biçimde yasaklamıştır.
“Anayasanın 17. maddesi ve Uluslararası sözleşmeler taraf devlete, dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti devletine işkence, insanlık dışı ve onur kırıcı muameleye karşı mücadeleye dair negatif yükümlülükler yüklemiştir.
“Valilik iddialar için ‘Örgüt propagandası’ diyor”
Tıklayın - Şemdinli, Şapatan Köyündeki Darp Fotoğrafları Savcılıkta
“Şemdinli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından işkence ve kötü muamele iddialarına karşı kendiliğinden başlatılan bir soruşturma bulunmamaktadır.
“Hakkari Valiliği tarafından 08.08.2017’de yapılan yazılı basın açıklamasından öğrenildiği üzere 10 vatandaş işkence gördükleri iddiasıyla suç duyurunda bulunmuşlardır.
“Hakkari Valiliği ve Şemdinli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından etkili adli ve idari soruşturmalar yürütülerek bu iddiaların aydınlatılması, faillerin tespiti ile adli ve idari yönden yaptırıma tabi tutulmalarını sağlamaları hukuk gereği kaçınılmaz sorumluklarıdır.
“Hakkari Valiliği’nin yazılı açıklamasında ‘Güvenlik güçlerinin vatandaşlarımıza işkence yaptığı yönündeki haberler tamamen asılsızdır ve terör örgütünün propagandasını yapma maksadını taşımaktadır’ şeklinde bir peşin hüküm bulunmaktadır.
“İddiaların araştırılması ile sorumlu Valilik makamının böyle bir açıklamada bulunması hukuk devleti içerisinde kabul edilemezdir.
“Bu açıklama yetkili makamın olaya ilişkin olarak soruşturma başlamadan kesin bir kanaat ve hükme sahip olduğunu göstermekle beraber, yetkili makamlar önünde hak arama özgürlüğünü kullanan vatandaşların suçlu olarak yaftalanması anlamana gelip hak arama özgürlüğü önünde bir engel olarak da görülmelidir.” (EKN)