Fotoğraflar: Af Örgütü
Uluslararası Af Örgütü, kadın hak savunucularını kutlamak için hak ihlallerine, baskıya karşı mücadele eden, ülkelerine ve topluluklarına adalet getirmek için çalışan, cinsiyet temelli şiddet, yoksulluk ve ayrımcılığa karşı toplumdan dışlanan gruplara alan açan on dört kadının öykülerini paylaştı.
Aída Isela González Díaz, Meksika Aída Isela González Díaz, Kuzey Meksika'da Chihuahua'daki yerli halkların haklarını ve topraklarını savunan ASMAC'ın (Sierra Madre Birliği) yöneticisi. ASMAC üyeleri ve topluluk liderleri maden şirketleri ve silahlı suç örgütlerinin çıkarlarına karşı geldikleri için sürekli tehdit, saldırı ve ölüm tehdidi altında. Chihuahua hem yerli halkların en çok ötekileştirildiği, hem de kadın cinayetlerinin en yüksek olduğu eyaletlerden. 22 yıldır bu topluluklar için çalışan Díaz bölgedeki girişimleriyle, ortaklık ağları kurarak, BM ile iş birliği yaparak Meksika hükümetine ulaşmayı başardı. Sağlık sisteminde yerli halklardan kadınların karşılaştığı ayrımcılığı ortaya koydu ve annelerin sağlık hizmetlerine erişimini kolaylaştırdı. |
Noura Ghazi Safadi, Suriye Avukat Noura Ghazi Safadi, Suriye'nin gözaltındaki insanların haklarını savunan kadın liderliğindeki ilk örgütlerden olan Özgürlük İçin Aileler'in (Families for Freedom) kurucu ortağı. Safadi, 2015'te yasa dışı idam edilen aktivist eşi Bassel Khartabil Safadi'nin anısına 2018'de "Nophotozone" isimli bir STK kurdu. "Nophotozone" Suriye ve Lübnan'da gözaltına alınan kişilere, ailelerine ve gözaltında kaybedilenlerin ailelerine yasal destek veriyor. |
Irina Maslova, Rusya Irina Maslova, St. Petersburg'da seks işçilerinin insan haklarını savunan, seks işçilerine yasal destek ve sağlık hizmetlerine erişim sağlayan "Silver Rose" (Gümüş Gül) hareketinin kurucusu. Maslova on yılı aşkın bir süredir seks işçilerini HIV'ye karşı koruma, seks işçilerinin ihlal edilen insan haklarını savunma, etiketleme ve ayıplamayı durdurma çalışmalarının yanı sıra yasal düzenlemeler için lobicilik yapıyor ve seks işçiliğini yasallaştırarak seks işçilerinin koşullarını iyileştirmeye çalışıyor. |
Iduvina Hernández Batres, Guatemala Elli yıldan uzun bir süredir hak savunuculuğu yapan Batres, Guatemala'nın 1960'tan 1996'ya kadar 200 bin kişinin öldüğü, çoğu yerli halklardan on binlerce kişinin gözaltında kaybedildiği iç karışıklıklar sırasında gazeteciliğe başladı. 1980'de partneri öldürüldüğünde Meksika'ya kaçmak zorunda kalan Batres 2000'de Guatemala'ya döndüğünde SEDEM'i (Asociación para el Estudio y Promoción de la Seguridad en Democracia, Demokraside Güvenliğin Teşviki ve Araştırılması Birliği) kurdu. Batres'in çabaları sonucunda Meclis 2008'de hak ihlallerinin ortaya çıkarılması ve sorumluların adil yargılanması için çok önemli bir adım olan Kamusal Bilgiye Özgür Erişim Kanunu'nu kabul etti. |
Zofia Marcinek ve Izabela Możdrzeń, Polonya 2015'te iktidara gelen hükümetin ifade özgürlüğü ve barışçı toplantı hakkını ihlal ettiği, kadınların insan haklarını kısıtlamayı amaçlayan değişiklikler yapmaya başladığı Polonya'da Marcinek ve Możdrzeń 2016'da kürtajın yasaklanmasına karşı "Kara Pazartesi" protestolarının önemli bir parçası oldu. Marcinek ve Możdrzeń, Polonya feminist hareketini yeniden canlandıran gruplarla kadın, LGBTI, göçmen ve engelli insanların hakları için çalışıyor. |
Jackline Nasiwa, Güney Sudan Uluslararası hukuk uzmanı Nasiwa, toplumsal cinsiyet eşitliğini ve barışı sağlama, adalet ve iyi yönetime erişim konularında çalışıyor. Çatışmaların kadınları daha fazla etkilediği, cinsel şiddet, yerinden edilme, ölüm gibi tehditlerin yoğun olduğu bölgede kadın hak savunucularının temel hedefi yönetime katılmak ve öncelikle barışı sağlamak. Nasiwa kişilerin ve grupların uzmanlıklarını paylaştığı ağların kurulduğu bir sivil toplum inşa etmek için çalışıyor. |
Syinat Sultanalieva, Kırgızistan ve Zhanar Sekerbayeva, Kazakistan Devletlerin ayrımcı ve homofobik uygulamalarının LGBTIQ hak savunusu gruplara karşı düşmanlığı arttırdığı Kazakistan ve Kırgızistan'dan Sultanalieva ve Sekerbayeva sosyal, politik homofobi ve transfobiye karşı çalışıyor. Queer feminist hak savunucusu Sultanalieva Orta Asya'nın en büyük LGBTIQ hak örgütü Labrys'te çalışıyor, hükümet yetkilileri, tıp uzmanları ve trans topluluk üyelerini bir araya getiren Sultanalieva'nın öncülük yaptığı çabaların sonucunda ülkede translar artık isimlerini ve kimliklerindeki cinsiyet hanelerini uyum ameliyatı geçirmeden değiştirebiliyor. Sekerbayeva ise lezbiyen, biseksüel ve queer kadınların insan haklarını savunan Kazakistan Feminist Girişimi "Feminita"nın kurucu ortağı. Sekerbayeva LGBTQ hakları için kampanyalarda yer aldı, 2015'te anti-LGBT yasa tasarısının reddedilmesi için çabaların önemli bir parçası oldu. |
Joey Joleen Mataele, Tonga Trans kadınlara karşı önyargının arttığı, iki erkek arasında rızaya dayalı cinsel ilişkinin on yıla kadar hapisle cezalandırılabilir bir suç olduğu ülkesinde Mataele trans kadınların insan haklarını, onurunu savunuyor. Mataele 1992'de diğer trans kadınlarla Tonga Trans Kadınlar Birliği'ni (Tonga Leitis Association) kurdu. Örgüt eşcinsellik ve karşı cinse atanan kıyafetleri giymenin yasallaştırılması için çalışıyor, LGBTI topluluğa güvenli bir alan sunuyor. Barışçıl bir yoldan bağnazlık, önyargı, ayrımcılık ve şiddetle mücadele için trans kadınlar kiliselere giderek insanlarla yüz yüze açık diyaloglar kuruyor. |
Patrícia De Oliveira Da Silva, Brezilya Da Silva, Rio de Janeiro'da Şiddete Karşı Topluluklar ve Hareketler Ağı'nın (Rede de Comunidades e Movimentos contra a Violência) kurucu ortağı. Da Silva, 1993'te evsiz çocukların toplu olarak öldürüldüğü, sonradan polisin yürüttüğüne dair kanıtlar ortaya çıkan Candelaria saldırısından hayatta kalan tek kişinin kardeşi. Çözülmeyen ve cezasız kalan cinayetlerin sayısının en yüksek olduğu ülkelerden biri olan Brezilya'da Da Silva'nın kurduğu ağda saldırılardan hayatta kalanlar ve aileleri, şiddetli, baskıcı, yozlaşmış güvenlik sistemlerini düzeltmek için ve faillerin yargılanması için çalışıyor. Diğer gruplarla birlikte yürütülen çabalar sonucu Candelaria saldırısının sorumlusu üç polis memuru yargılandı ve ceza aldı. |
Miriam González ve Nairovi Castillo, Dominik Cumhuriyeti Seks işçisi ve OTRASEX'in (Dominik Cumhuriyeti Seks İşçileri Örgütü) yöneticisi González, seks işçilerinin polis tarafından maruz bırakıldığı cinsel şiddet ve tacize karşı çalışıyor. Trans kadın ve seks işçisi Castillo ise trans seks işçilerini desteklemek için çalışan CONTRAVEDT'in (Dominik Cumhuriyeti Trans, Travesti Seks İşçileri Topluluğu) kurucu ortağı ve yöneticisi. González ve Castillo polis memurları ve askeri personelle çalışıyor, onlara eğitim veriyor. |
Hortense Lougué, Burkina Faso Lougué 1995'te kadınlar ve kız çocuklarının haklarını savunmak için kurulan ADEP'in (Pugsada Destek ve Uyanış Birliği) yöneticisi. ADEP cinsel sağlık ve haklar hakkında insan hakları eğitimi veriyor, kadın sünnetine ve cinsiyet temelli şiddete karşı çalışıyor. Lougué ve diğer kadın hak savunucuları 2015'te Sosyal Hizmetler ve Ulusal Dayanışma Bakanlığı'nı çocukların evlendirilmesini engellemek için on yıllık bir ulusal strateji geliştirmeye ikna etti. ADEP yasaklansa da uygulamaları devam eden kadın sünnetine karşı ebeveynlere eğitimler ve kız çocuklarına danışmanlık veriyor. |
Sarah Zungu, Namibya San yerli halk lideri ve çevre aktivisti Zungu, Ju/'Hoansi geleneksel otoritesinde konsey üyesi ve doğal yaşamın ve kaynakların koruma altında olduğu N≠a Jaqna Koruma Bölgesi'nin genel başkanı. Zungu topluluk üyelerini barışçıl yöntemlerle anlaşmaya teşvik ediyor, topluluğunun toprakları ve kültürlerini yasadışı yerleşim ve tarım tehditlerine karşı koruyor. |
Han Hui Hui, Singapur Blogger Han Hui Hui sosyal medya aracılığıyla özellikle sağlık ve konut olmak üzere sosyal hizmetlerdeki yetersizliklere dikkat çekiyor. Han Hui Hui darkındalık programları, çocuk hakları, ifade özgürlüğü, demokrasi konularında örgütlere katıldı ve genç aktivistler için demokrasi hakkında eğitim kampları düzenledi. 16 yaşında eğitim sistemi hakkında blog yazmaya başlayan Han Hui Hui, 2014'te eylemler düzenlemeye başladı. 2016'da ceza aldı, yönetim ve halk tarafından kadın olduğu için ayrımcılıkla karşılaştı ama daha çok kadın ve kız çocuğunun bu konularda aktif rol almasını sağladı. |
"Hasiba", Afganistan Savunma avukatı "Hasiba" kırk yılı aşkın bir süredir kadınların haklarını savunuyor. Şiddet gören ya da boşanmak isteyen kadınları temsil eden "Hasiba" işi yüzünden saldırılara uğradığı halde hak savunucularına saldırıların, tehditlerin, sindirme taktiklerinin suç kabul edilmesi için bir yasa tasarısı için çalışıyor. |
Kadın İnsan Hakları Savunucuları Günü Af Örgütü'nün açıklamasında, Kadın İnsan Hakları Savunucuları'na dair şu bilgiler paylaşıldı: İnsan hakları savunucusu kadınlar, insan haklarından herhangi birini savunan kadınlar ile cinsiyet kimliği her ne olursa olsun kadın haklarını savunan veya toplumsal cinsiyet ve cinsellikle ilgili çeşitli konularda çalışmalar yapan kişilerin karşılaştığı belirli zorlukların tanınma mücadelesine işaret eden kapsayıcı bir terimdir. Devletler bugüne kadar PDEP’in yanı sıra insan hakları savunucusu kadınların da aralarında yer aldığı hak savunucularına yönelik belirli taahhütlerde bulundu. Örneğin BM Genel Kurulu 20 yıldan uzun bir süre önce oybirliğiyle BM İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesi’ni kabul etti. Altı yıl önce ise doğrudan konu ile ilgili bir BM Kararı ile insan hakları savunucusu kadınların daha iyi korunmasını hedefledi. Bu karar, insan hakları savunucusu kadınların, kadın oldukları için belirli zorluklarla karşılaştıklarının ve bu nedenle özel koruma ihtiyaçları olduğunun altının çizilmesi noktasında kilit bir adımdı. Fakat buna rağmen hiçbir şey yapmayarak veya bazı durumlarda insan hakları savunucusu kadınlara yönelik doğrudan tehditlerde ve saldırılarda bulunarak onları koruma taahhütlerini görmezden gelen ve zayıflatan devletler, insan hakları savunucusu olan tüm kadınları hak savunucusu olarak tanıma ve koruma altına alma yükümlülüklerini halen yerine getirmiyor. Diğer insan hakları savunucuları gibi hak savunucusu kadınlar da halen tehdit ediliyor, saldırıya uğruyor, suçlu haline getiriliyor, keyfi olarak gözaltına alınıyor, hatta bazen öldürülüyor. Bununla birlikte, insan hakları savunucusu kadınlar, yalnızca kimlikleri ve/veya savundukları hakların kadın hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği ve cinsellikle bağlantılı olması nedeniyle toplumsal cinsiyete özgü saldırı ve zorluklarla (örneğin toplumsal cinsiyet temelli şiddet, ayrımcılık ve dışlanma ile) karşı karşıya kalıyor. Kişilere ve topluluklara yönelik saldırıların yanı sıra, dünyanın dört bir yanında giderek artan sayıda devlet seyahat, ifade, örgütlenme özgürlüğü ve barışçıl toplanma haklarını sivil toplum örgütlerinin mali kaynaklarını, seyahat etmelerini ve resmi kayıt yaptırmalarını ya da barışçıl gösterileri kısıtlamak veya yasaklamak suretiyle sınırlandıran yasal ve idari düzenlemeler getirerek sivil toplumun alanını daraltıyor. Bu tedbirler çoğunlukla, önce, tamamı gittikçe daha çok tartışmaya açılan kadın hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği ve cinsel sağlık ve üreme sağlığı haklarını savundukları için kadınların öncülük ettiği gruplar ile LGBTİ+ gruplarını hedef alıyor. “Geleneksel değerlere” yeniden vurgu yapılması ve feminizm karşıtı anlatılar, iç hukuk ve uluslararası insan hakları hukukunda büyük zorluklarla kaydedilen gelişmeleri tahammülsüz görüşler, propaganda ve komplo teorileri zemininde yeniden tanımlamaya ve zayıflatmaya dönük çabaları körüklüyor. Ancak insan hakları savunucusu kadınlar, maruz kaldıkları her türlü ayrımcılığa, eşitsizliğe ve şiddete rağmen, hatta çoğunlukla bu yüzden mücadele etmeyi sürdürüyor. Hak savunucusu kadınlar tüm güçleriyle gerçekleri söyleyerek olumlu değişimler yaratıyor, taban hareketleri kuruyor ve bu hareketleri güçlendiriyor, böylece de insan hakları ve eşitliğini herkes için geliştirip genişletiyorlar. Uluslararası Af Örgütü bu nedenle tüm devletlere sivil toplum örgütlerinin ve insan hakları savunucusu kadınların bireysel veya kolektif olarak etkin koruma altına alındıkları, insan haklarını şiddete ve ayrımcılığa uğramadan ve cezalandırma, misilleme veya yıldırma korkusu duymadan savunabilecekleri ve bu hakları geliştirebilecekleri güvenli ve kolaylaştırıcı bir ortam sağlama çağrısında bulunuyor. Devletler özellikle şu adımları atmalıdır:
|
(EÖ/EMK)