Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu’nun (FIDH) 38. Kongresi boğaz turu ile sona erdi. Yeni yönetim kurulu seçimlerinin ardından teknede bir araya gelen insan hakları savunucuları kongreden umutlu, İstanbul’dan mutlu ayrıldıklar.
bianet’e konuşan FIDH geçmiş dönem başkanı Souheyr Belhassen ile yeni başkan Karim Lahidji kongrenin Türkiye’deki çözüm sürecinde denk gelmesinin önemli olduğunu ifade ettiler. Lahidji ile eşit oy alan tüzük maddesi gereğince seçilemeyen Kolombiya'da CCAJAR üyesi Luis Guillermo Perez Casas kongrenin insan hakları savunucularının dayanışmasının bir örneği olduğunu ifade etti.
Belhassen: Savunucuların taleplerini hükümete ilettik
"Harika bir kongreydi.Türkiye için çok önemli bir dönemde, müzakere sürecinde gerçekleşti. Bence Türkiye’deki sivil toplum da bizi karşılamaktan memnundular, çünkü biz bir anlamda yetkililerin karşısında onların dili olduk, söylenmesi gerekenleri ilettik. Politik tutuklularla, Muharrem Erbey ile, Pınar Selek ile ilgili görüşlerimizi ifade ettik.
"Sanırım herkes de şunu fark etti, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül forum salonundan ayrılırken Erbey’in eşinin ve iki çocuğunun elini sıktı, bence bu bir işarettir.
"Ayrıca Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başkanı ve Savcısı da burada bizimleydi. Başkan ile Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay arasında resmi olmayan ama etkili bir iletişim olduğunu düşünüyorum. Bu durum Türkiye’nin Roma Statüsü’nü kabul etmesi ve UCM’nin yetkisini tanıması yönünde olumlu bir adımdı.
"İki günlük forum esnasında da çok önemli konular tartışıldı. Dünyanın pek çok ülkesinden gelen katılımcılar geçiş sürecinde ifade özgürlüğünü, inanç özgürlüğünü, adaleti tartıştı. İfade özgürlüğü oturumunda Fazıl Say’ın bize gönderdiği videoyu gösterdi. Tüm bunlar dahilinde, işlediği konular, konuları ele alış biçimiyle bu kongre FIDH’in tarihindeki en önemli kongrelerden biriydi."
Lahidji: Türkiye halkı için ifade özgürlüğünü sağlamalı
"FIDH’in tarindeki en geniş katılımlı kongreydi. Seçimlerimizi ve ardından ilk uluslararası yönetim kurulu toplantımızı yaptık. Tarihimizde ilk defa 22 kişilik yönetim kurulumuzda dokuz kadın üyemiz var. Bu bizim için inanılmaz bir devrimdi.
"Kongrenin Türkiye’deki diyalog sürecinde denk gelmesi çok önemliydi. FIDH olarak bu PKK ile hükümet arasında yürütülen bu görüşmeleri yakından takip ediyoruz ve umut verici buluyoruz.
"Ayrıca forumun kapanışında konuşan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün konuşmasının öncesinde ve sonrasında tutuklu Muharrem Erbey’in ailesini selamlamasında son derece olumlu buluyoruz. Umut ediyorum ki Erbey en kısa sürede serbest bırakılacak. Erbey’in ötesinde keyfi olarak tutuklanmış tüm siyasi mahpusların da serbest bırakılmasını umuyoruz. Daha çözülmesi gereken çok sorun var.
"Türkiye ne yazık ki dünyada en çok gazetecinin cezaevinde olduğu ülkelerden biri. Arap ülkelerinin yakından izlediği bir ülke olarak bu kadar çok gazetecinin hapsedilmesi Türkiye’nin ne yaratmak istediği prestije ne de demokratikleşme sürecine yakışmaktadır. İfade özgürlüğünün garanti altına alınması kalkınmanın ve demokratikleşmenin temelidir. Türkiye cezaevlerinde bulunan siyasi tutukluları ve gazetecileri sadece uluslararası bir gereklilik olduğu için değil ayrıca Kürt halkı da dahil olmak üzere kendi halkına umut ve güven vermesi açısından bir zorunluluktur.
Casas: Asıl kazanan federasyon oldu
"Tarihi bir kongre geçirdik. FIDH tarihinde ilk defa seçimlerde iki aday da eşit oy aldı ama sonunda federasyon kazandı. Bizler bir aileyiz, insan hakları savunucuları ailesiyiz. İstanbul'a ilk kez geliyorum. Çok güzel bir şehir, İstanbulluları, buradaki herkesi çok seviyorum." (EA)