"Yeni Ceza Yasası yeni mağdurlar yaratacak" başlığıyla yayımlanan basın açıklamasında, değişikliklerin kamuoyunun beklentilerini karşılamadığı belirtildi.
Açıklamada, yasanın düşünce özgürlüğüne yönelik bir tehdit oluşturduğu ve insan hakları açısından sakıncalı maddeler içerdiğe dikkat çekildi.
Yasal reformlar boşa çıkabilir
Duyulan kaygı, "Düşünce özgürlüğünü sınırlandırmanın, çoğulcu demokratik yapıyı güçlendirdiğini savunan bir yüksek yargı kurumu karşısında, her bir bireyin yeni TCK hakkında derin endişe duymaması herhalde mümkün değildir" sözleriyle dile getirildi. Açıklama ile yasadaki düzenlemelere şu eleştiriler getirildi :
"Türklük, temel milli yararlar, suçu ve suçluyu övme, devlet güvenliği, iç ve dış siyasal yararlar" kavramlar soyut ve tartışmalı olduğu kadar, kesin sınırlara sahip değil ve uygulamaya göre değişebilir; sorunlu kararlara yol açacak.
Özellikle "Kamu Barışına Karşı Suçlar" başlığı altında düzenlenen, 214-219 arası maddeler (Suç işlemeye tahrik, Suçu ve suçluyu övme, Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama, Kanunlara uymamaya tahrik, Ortak hüküm-Suçu basın yoluyla işlenmesi halinde ağırlaştırma, Görev sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma) suçları, uygulamada anayasal güvenceye kavuşturulmuş olan düşünce ve ifade özgürlüğü ile uyuşmayan, kanunun amaçlamadığı sonuçlar doğurabilir.
Düşünce ve ifade özgürlüğü ile sınırlı olan davranışların cezalandırılması tehlikesi bulunduğunu ifade eden örgüt temsilcileri, düzenlemelerin Anayasa, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve uyum yasalarıyla uyuşmadığı, yapılan yasal değişiklikleri boşa çıkarabileceği uyarısında bulundu.
Birçok madde özgürlükler için sakıncalı
Aktivistler, "Defalarca değiştirilen 312. madde hâlâ düşünce suçu ve suçlusu ürettiğine göre, yeni TCY de yeni düşünce suçluları yaratacak" dediler.
Platformda yer alan insan hakları örgütleri, "Görev sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma" başlıklı 219. madde, "Basın yoluyla örgüt propagandası" başlıklı 220/son maddesi, "Şapka ve Türk harfleri" ile ilgili 222. madde, "evlenme olmaksızın, dinsel evlilik töreni yaptırılması"na ilişkin 230. maddenin 5 ve 6 fıkrası, "Kanuna aykırı eğitim faaliyeti yapanları" cezalandıran 263. maddenin yasadan çıkarılmasını istediler.
Aktivistler, "sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesinin cezalandırılması"nı sağlayan 280. madde ile "suçluyu kayırma" suçuna ilişkin 283/3. maddede değişiklik yapılmasını talep ettiler.
"Devleti tahkir ve tezyif" başlıklı 159. maddenin geçmişte yarattığı sakıncalara işaret eden insan hakları örgüt temsilcileri, bu maddenin yerine getirilen "Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını aşağılama" başlıklı 301. madde ile ilgili de endişelerini dile getirdiler. Açıklamada, "eleştiriler, aşağılama olarak algılanıp cezalandırılabilecektir. Hiç olmazsa 'aşağılama' kavramı yerine 'hakaret' kavramı kullanılmalı" denildi.
"305. maddedeki "temel milli yararlara karşı hareketler" ibaresi, ifade özgürlüğüne yönelik açık bir tehdittir" diyen aktivistler, "Halkı, askerlik hizmetinden soğutacak etkinlikte teşvik veya telkinde bulunanlara veya propaganda yapanlara" (318. madde) ceza öngörülmesini eleştirerek yeni düzenleme yapılması çağrısı yaptılar.
Açıklamada, "Askerlik hizmetinin giderek profesyonelleştiği, vicdani red hakkının bir çok ülke kanunlarında yer almasının yanında, eski TCK'daki benzer düzenleme nedeniyle çok sayıda dava açıldığı ve kamuoyunda tanınan bir çok kişinin yazı ve düşünceleri nedeniyle yargılandığı da hatırlanmalı" denildi. Örgütler, işkence suçlarına zamanaşımı kuralının kaldırılmasını talep ettiler. (EÖ/TK)