Haberin İngilizcesi için tıklayın
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ve Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) bugün yayınladıkları ortak açıklamada Türkiyeli yetkililere Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararına uyarak tutuklu iş insanı Osman Kavala’yı derhal serbest bırakma çağrısı yaptı.
AİHM dün (10 Aralık) açıkladığı kararında Osman Kavala’nın Kasım 2017’den beri keyfi olarak cezaevinde tutulduğuna hükmetmiş, Kavala’nın kötü niyetle ve hukuka aykırı amaçlarla tutuklandığını ve bu şekilde tutukluluk halinin uzatıldığını; bu durumun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) ihlali olduğunu ve Kavala’nın derhal serbest bırakılması gerektiğini belirtmişti.
HRW Kıdemli Hukuk Danışmanı Aisling Reidy konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “AİHM’in kararı, Türkiye’nin Osman Kavala’ya uyguladığı izahı mümkün olmayan zulme bir son verilmesini sağlamalıdır. Türkiye yetkilileri Kavala’yı derhal serbest bırakmalı ve hak savunucularına yönelik baskılara son vermelidir” diye konuştu.
Gardner: Bu ilk karar değil
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Strateji ve Araştırma Yöneticisi Andrew Gardner da şunları söyledi:
“Bugünkü karar, Türkiye’nin, muhalifleri suç sayılan fiilleri nedeniyle değil, onları susturmak amacıyla cezaevinde tuttuğu sonucuna varan ilk mahkeme kararı değil.
“Osman Kavala’nın serbest bırakılması, son birkaç yıldır sivil topluma uygulanan şiddetli baskıların verdiği zararı gidermek ve bugün Türkiye’de insan haklarına gösterilen saygıyı yeniden güçlendirmek için atılması gereken birçok adımın ilki olmalıdır.”
“Muhalifleri hedef alan baskıların bir örneği”
HRW ve UAÖ’nün ortak açıklamasından öne çıkanlar ise şöyle:
“Kavala’nın cezaevinde tutulması, Türkiye hükümetinin muhalifleri hedef alan şiddetli baskılarının yalnızca bir örneğini oluşturuyor. Son üç yıldır hükümet, 1500’ün üzerinde sivil toplum örgütü ve vakfı kapattı.
“Kapatma kararlarının birçoğu, hükümetin ülkeyi kanun hükmünde kararnameler ile yönetmesini mümkün kılan olağanüstü hal döneminde, etkin meclis veya yargı denetimine tabi olmaksızın uygulandı. Barışçıl protestolar bastırıldı.
“Suçlamalar, tutuklamalar, ihraçlar”
“Olağanüstü hal dönemi sona ermesine rağmen hükümeti eleştirenler halen cezai suçlamalarla karşı karşıya kalabiliyor ve uzun süre tutuklu yargılanabiliyor. 100’ün üzerinde gazeteci ve medya çalışanı halen cezaevinde.
“Temmuz 2016’daki darbe girişiminden bu yana 130 bin civarında kamu sektörü çalışanı, terör örgütleriyle bağlantılı oldukları iddiasıyla keyfi olarak işlerinden ihraç edildi.
“Serbest bırakın”
“Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü, keyfi olarak gözaltına alındığı günden bu yana Kavala’nın derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılması çağrısında bulunuyor.
“Türkiye sivil topluma yönelik baskılarına bir son vermeli ve cezaevinde tuttuğu gazetecileri, insan hakları savunucularını ve yetkililerin aleyhlerinde uluslararası tanımlı bir suça ilişkin kanıt sunamadığı diğer tüm sivil toplum mensuplarını serbest bırakmalıdır.”
Ne olmuştu?
Osman Kavala 8 Haziran 2018'de, avukatları aracılığıyla AİHM'e yaptığı başvuruda geçici tutukluluk kararının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin yaşam ve özgürlük hakkıyla ilgili 5. Maddesi'ne aykırı olduğunu ve hakkındaki tutukluluk kararının da siyasi nedenlerden ötürü verildiğini belirtmişti.
Anadolu Kütür Yönetim Kurulu Başkanı olan Kavala, 24 Haziran 2019'da görülmeye başlanan 16 sanıklı Gezi Davası'nın tek tutuklu sanığı konumunda.
Osman Kavala hakkında |
1957'de Paris'te doğdu. Manchester Üniversitesi Ekonomi bölümü mezunu. 1982'den sonra Kavala Grubu'nda yönetici olarak çalıştı. Murat Belge'yle birlikte Türkiye'nin önde gelen yayınevlerinden İletişim Yayınları'nın kuruluşunda yer aldı. Türk-Polonya İş Konseyi, Türk-Yunan İş Konseyi, Center For Democracy in Southeast Europe (Güneydoğu Avrupa'da Demokrasi Merkezi) gibi çeşitli iş ve toplumsal kuruluşların Yönetim Kurulu üyeliklerinde bulundu. TESEV Yönetim Kurulu üyesi, Açık Toplum Enstitüsü'nde Danışma Kurulu üyesi, Helsinki Yurttaşlar Derneği üyesi, Tarih Vakfı ve Diyarbakır Kültürevi'nin destekçisi. |
(TP)