İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) İnsan Hakları Kolu bugün “İşkence, kötü muamele ve hak ihlallerinin yaşandığı kuyu tipi hapishaneler kapatılsın” bağlığıyla ortak basın açıklaması yaptı.
Açıklamada, F tiplerinin ardı sıra inşa edilen S ve Y tipleri ile tutuklulara yönelik tecridin derinleştirildiği belirtildi:
“Yüksek güvenlikli kategorisinde olan F tipi hapishanelerin kapasitesinin artırılmış hali olan S ile yüksek güvenliklilerin kapasitesi artırılmış hali olan Y tipi hapishaneler, sadece ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen mahpuslarla sınırlı kalmayıp olağan kapatılma mekanına dönüşmüş durumda.”
Adalet Bakanlığı verilerine göre 2020 yılında 23, 2021 yılında 32, 2022 yılında 22, 2023 yılında 16 adet çeşitli tiplerde ceza infaz kurumu açılması ve yine Adalet Bakanlığı’nın 2024 yılı performans programına göre; 2024 yılında 12 ceza infaz kurumunun daha açılması hedefleniyor.
2021 yılından itibaren de “S Tipi Ceza İnfaz Kurumu”, “Y Tipi Ceza İnfaz Kurumu” ve “Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu” adları altında, son verilere göre Y tipi 22 hapishane, yüksek güvenlikli 22 hapishane ve S tipi 7 hapishane olmak üzere toplam 51 yeni tip hapishane kullanıma açıldı.
“Gardiyanlar, artık tek başınasınız diyorlar”
Hak örgütleri, mahpusların büyük kısmının tek kişilik hücrelerde çok az kısmının da üç kişilik odalarda tutulduğu bu yeni tip hapishanelerin en belirleyici özelliğinin, gerek mimari yapıları gerekse de gündelik uygulama rejimi ile tecrit/izolasyon koşullarını daha da ağırlaştırması olduğunu belirtti:
“Mahpuslar günün en az 22,5 saatini hücrede geçiriyor ve ‘tek başına hücreye kapatılma/solitary confinement’ düzeyine ulaşan uygulamalar rutine dönüşüyor.”
Açıklamada, mahpus mektuplarına da yer verdiler:
“Teksiniz. Gardiyanlar, artık tek başınasınız diyorlar. Açık havaya hiç çıkamazsınız. Güneşi, bulutları, kuşları ve göğü göreyim diyemezsiniz. Belli saatlerde çıkabildiğiniz, kuyudaymışsınız hissi uyandıran bir havalandırma var sadece. Herkes bu insanlık dışı mekânların kapatılmasını talep etmeli.”
Hücreler 12-13 metrekare
Açıklamada, hapishanelerin mimarisine dair şu bilgiler yer aldı:
“Yüksek güvenlikli hapishanelerde her blokta beş koridor (kısım) ayrı bir blok olarak inşa edilirken, hücrelere “modül” adı verilmektedir. Hücrelerin kapıları, kulübeden basılan otomatik düğmeyle açılıp kapanmaktadır. Bu kulübeye Lokal Kapı Paneli (LKP) denilirken, ayrıca LKP’leri izleyen Merkezi Kapı Paneli (MKP) bulunmaktadır. Böylece tutukluların her hareketi izlenirken, tüm iletişim ise megafon ve butonla sağlanmaktadır.
‘Modül’ hücreleri banyo-tuvalet ve mutfak tezgahıyla birlikte 12-13 metrekare büyüklüğünde olurken, “güneşlik” denilen ve apartman boşluğuna benzeyen boş bir alana açılan birer pencere yer almaktadır.
Birinci ve ikinci katlarda bulunan pencereler, demir korkuluk dışında eleğe benzeyen çelik bir ağla kapatıldığından gökyüzünü dahi görmek mümkün olmamaktadır. Kafesi andıran bu pencerelere (güneşlik) hücrelerin içini görecek şekilde kameralar takılmıştır.
Ayrıca üç kişilik hücrelerin içerisinde de kamera bulunmaktadır. Havalandırma 63 metrekare büyüklüğünde olurken, birbirini gören iki koridorun havalandırması çapraz hizalarda olacak şekilde tasarlanmış, dört tarafı duvarla örülü hapishane; elektrikli tellerle çevrilmiş, tek açık yer olan tavan dahi tellerle kapatılarak, adeta bir kafes görünümü vermektedir.
Yüksek güvenlikli hapishanelerin pencerelerinde demir parmaklıkların yanı sıra güneş ışığına izin vermeyen sık örülmüş tel örgü bulunması da hem hava almayı hem de güneşten yararlanmayı engellemektedir.
S tipi hapishanelerin en önemli özelliklerinden biri ise hücrelerde kamera bulunmasıdır. Gün içerisinde 22,5 saatini bir hücrede geçiren mahpusların en mahrem halleri bile izlenmektedir.”
İnsan sağlığına etkileri
Hak örgütleri, bu koşulların insan sağlığına etkilerini şöyle sıraladı:
· Fiziksel ve ruhsal sağlığın korunabilmesi için “yeterli, uygun ve değişken dış uyaranlara” ihtiyaç mutlak gerekliliktir. Uzun süren izolasyonun insan sağlığı üzerinde geri dönüşümsüz pek çok zarara yol açtığı bilimsel olarak tanımlanmıştır.
· İzolasyon duysal ve algısal uyaranların azlığı, algı ve duyu bozukluklarının gelişmesine neden olabilmektedir. Bu durum bazı psikiyatrik hastalıklara yol açabileceği gibi, görme ve işitme duyusunda azalma, yer, zaman, mekan oryantasyon bozuklukları, dikkat ve duygu durum bozuklukları gibi problemlere yol açmaktadır. Dış ortamdan tümüyle yalıtılma, bağışıklık sisteminin zayıflaması ile sonuçlanmaktadır.
· Psikiyatrik rahatsızlıklar yaratmasının yanı sıra hücre tipi infaz sistemi; kısa-orta ve uzun vadede fiziksel olarak da birçok hastalığa yol açmaktadır. Dar, küçük ve güneş ışığı almayan bir alanda, yeterince hareket edemeden yaşamanın getirdiği bir yaşam; kas-iskelet sistemi hastalıkları, diyabet, hipertansiyon, kanser başta olmak üzere birçok hastalığa neden olmaktadır.
· Tek kişilik hücrelerin mahpusun hiçbir canlı ile ilişki kurmasına olanak tanımayacak bir biçimde inşa edildiği düşünüldüğünde, havalandırma alanlarının 25 m2, etrafının 8 m yüksekliğindeki duvarlarla çevrili olması bir mahpusun uzun yıllar sadece gökyüzü görerek tüm sosyal ve kültürel çevresinden izole bir biçimde yaşamaya mâhkum edilmesi ve ayrıca dışarıdan sürekli gözetim ve denetim altında tutulması durumu insan haklarına ve insan sağlığına aykırıdır.
Taleplerini de şöyle sıraladılar:
· Yeni hapishane yapımlarını durdurun.
· Ağır hasta mahpusları derhal tahliye edin.
· Ölümlere ve hastalıklara neden olan bu hapishanelerin mimarisini insanlık onuruna yakışır hale getirin.
· Kapatmayı cezalandırma aracı olarak kullanmaktan vazgeçin.
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü verilerine göre, 2 Mayıs 2024 itibari ile toplam kapasitesi 295 bin 328 olan 403 ceza infaz kurumunda toplam 329 bin 151 tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Mahpuslardan 46 bin 442’si tutuklu, 282 bin 709’u ise hükümlü veya hükmen tutuklu. Hapishanelerde 13 bin 891 kadın ile 2 bin 983 çocuk hükümlü ve tutuklu bulunuyor. 1 Nisan 2024 tarihi itibari ile Adalet Bakanlığı verilerine göre; Türkiye genelinde denetimli serbestlik kapsamında 233 bin 824 kişi var.
(AS)