Haberin Kürtçesi için tıklayın
İnsan hakları örgütleri, “keyfi şekilde gözaltına alınan hak savunucularının serbest bırakılmasını talep etti.
Açıklamada imzası bulunan ve bazılarının yöneticileri de gözaltında bulunan hak örgütleri şöyle: Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği, Eşit Haklar için İzleme Derneği, Hak İnisiyatifi, İnsan Hakları Derneği, İnsan Hakları Gündemi Derneği, Kadın Koalisyonu, KAOS-GL Derneği, Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi, Yurttaşlık Derneği.
TIKLAYIN - BÜYÜKADA'DA GÖZALTINA ALINAN HAK SAVUNUCULARI KİMDİR?
Gözaltına alınanlar da şöyle: İdil Eser (Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü), İlknur Üstün (Kadın Koalisyonu), Nalan Erkem (Yurttaşlık Derneği), Özlem Dalkıran (Yurttaşlık Derneği), Günal Kurşun (İnsan Hakları Gündemi Derneği), Veli Acu (İnsan Hakları Gündemi Derneği), Nejat Taştan (Eşit Haklar İzleme Derneği), Şeyhmuz Özbekli (Hak İnisiyatifi), Ali Garawi (insan hakları eğitimcisi), Peter Steudtner (Almanya vatandaşı insan hakları eğitimcisi).
İstanbul, Büyükada’da 2-7 Temmuz arasında eğitim toplantısı için bir araya gelmişlerdi.
“Gözaltında tecrit karakteri taşıyor”
Hak örgütlerinin açıklaması özetle şöyle:
“Gözaltına alındıktan sonra Büyükada Polis Karakolu’nda tutulan insan hakları savunucuları, savcılığın verdiği kısıtlılık kararı sonucu avukatlarına, ailelerine ve arkadaşlarına haber verme hakkından yoksun bırakıldı.
“Arkadaşlarımızın gözaltına alındığını, saatler sonra, akşam 21.14’te tesadüfen öğrenebildik.
“İnsan hakları savunucularının gözaltına alındığının aileleri dâhil hiç kimseye bildirilmemesi, soruşturmada kısıtlılık kararı olması nedeniyle bilgi alınamaması, söz konusu gözaltıların OHAL hukukunu da aşacak biçimde ‘gözaltında tecrit (incommunicado detention)’ karakteri taşıdığını gösteriyor.
“Çabalarının tanığıyız, hakları sınırlanamaz”
“Gözaltına alınan arkadaşlarımızın insan hak ve özgürlüklerinin korunması ve geliştirilmesi için gösterdikleri olumlu çabaların tanığıyız.
“Daha önce de defalarca vurguladığımız gibi, insan haklarını savunmak temel bir insan hakkıdır.
“Türkiye’nin de bir parçası olduğu evrensel hukuk normlarına göre, OHAL keyfî değil aksine hukukî bir rejimdir ve bir dizi temel (çekirdek) haklar hiçbir şekilde sınırlanamaz.
“Dolayısıyla gözaltına alınan insan hakları savunucularının bu nitelikteki başta yaşam hakkı olmak üzere, işkence ve onur kırıcı muamele yasağı, kişi özgürlüğü ve güvenliği haklarına sonuna kadar saygı gösterilmeli.” (AS)