Haberin İngilizcesi için tıklayın
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla üreticinin elinde kalan ve onlardan alınan soğan ve patates dağıtımı başladı.
Valilikler, kaymakamlıkların resmi törenle yaptıkları dağıtımın görüntülerini paylaştı, sosyal medyadan tepki yağdı.
1977 tüp kuyruğu (Türkiye'de ambargo var)
— Ayşe Aydoğdu (@ay_moon_ay) April 14, 2021
2021 Patates soğan kuyruğu (Türkiye'de ambargo yok AKP var)#128MilyonDolarNerede pic.twitter.com/0YdzuCpLUj
Patates dağıtma töreni. Nisan 2021, Türkiye#128MilyarDolarNerede pic.twitter.com/I0rngwTMHy
— Evrim Kuran (@evrimkuran) April 14, 2021
Foggo: Pandemi boyunca sürmeli
Derin Yoksulluk Ağı’ndan Hacer Foggo da özellikle pandemi döneminde yoksulluğun derinleştiğine dikkat çekerek, yoksul haneler için bu girişimin önemli olduğunu ancak dayanışma gösterilen kişilerin teşhir edilmemesi gerektiğini söyledi.
Foggo, şöyle dedi:
“Bence önemli patates doyurucu bir besin. O kadar açlık var ki ben dağıtılan yapılan hiçbir şeyin neden yapıldığını sorgulamıyorum.
“Hatta patates soğan yeterli değil. Elbette bunların showa dönüştürülmemesi gerekiyor. Hak odaklı yapılması gerekiyor bu dayanışmanın.
“Sadece patates değil sebze de dağıtılmalı. Covidli aileler var gıdaya erişemiyorlar. Hepsine soruyorum. “Covid tespit edildi ertesi gün gıda gelmiyor” diyorlar.
"Düzenli olarak sebze meyve ihtiyacı var bu destekler sistematik olarak yapılmalı. Bizim araştırmalarımızda da vardı. Anneler yetersiz besleniyor. Çocuklarda da aynı problem var. Çocuklarda öfke patlamaları oluyor. Çünkü evde kapalı besine ulaşamıyor. Hak odaklı bir dayanışmadan yanayız, devlet de bu patates ve soğan dağıtımına bu bakış açısıyla yapabilir diye öneriyoruz."
TIKLAYIN - "Fazla yemeği olan var mı?" çığlığı
Aysu: Çiftçiler için harekete geçilmeli
Tarım uzmanı ve çiftçi Abdullah Aysu da bianet'e yaptığı değerlendirmede, çiftçinin elinde patates kalmayacağını patateslerin tüccarların elinde kalmış olabileceğini söyledi.
Türkiye'deki çiftçilerin büyük bir kısmının soğuk hava deposu bulunmadığını ve patatesleri muhafaza edecekleri bir alan olmadığını belirterek, "Bu patatesler öncesinde tüccarlara satılıyor. Tüccarlar da satamadıkları ellerinde kalan ürünleri devlete verince bu bedava dağıtma meselesi olmuş" dedi.
Bir ürünün tarladan çıkıp İstanbul'da markete gelene kadar üzerine birçok maliyet eklendiğini söyleyen Aysu İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) çiftçiyi destekleyen projesini örnek bir proje olarak gösterdi.
Derin Yoksulluk Ağı'nın raporlarından“Günlük iş bulunca onu yapıyor, inşaat işi olur, hamallık olur. O parayla faturaları denkleştirip ödüyoruz.” Ruhşen, Beyoğlu “Buranın ev sahibi yok, Milli Emlak’a bağlı, yirmi senedir burada oturuyorum, benden önce kaynanam oturuyordu. Buranın sahibi devlet borç gönderiyor ama su bağlamıyor. "En büyük hayalim de musluğu çevireyim bir suyum aksın, makinem olsun, çamaşırlarım dönsün, kendi kendine temizlensin. Elektrik de yok burada, çocuklar da istiyor rahat etsin ama elimizden gelen bu. Ben de isterim düzgün gideyim, her şey evimde olsun, ama yapacak bir şey yok. Tek oda, mutfakla tuvalet aynı yerde, zaten biliyorsunuz musluk akmıyor. Burama kadar geldi ama ne yapacaksın, elektriği mi ödeyeceksin, suyu mu ödeyeceksin, kirayı mı, mecbur, ne yapacaksın, nereye gideceksin. Elde yok avuçta yok, dört tane çocuk var.” Gülbahar, Şişli “Ben çocuklar uyuyunca boncuk işi yapıyorum, satabilirsem onları satıyorum. Üç beş biriktiriyorsak onlarla geçiniyoruz.” Nurdan, Sultangazi “Ben çocuklara bakıyorum şimdi. Hiçbir gelirimiz yok, çöpten geçiniyoruz.” Nur, Çekmeköy “Eşim limona çıkıyor bazen, satarsa 50-60 lira, satamazsa 10 lirayla da gelir.” Aydan, Fatih “Benim evde düzenli çalışanım olsa devletten niye yardım isteyim. Devlet bize erzak vereceğine iş imkânı sağlasın. Konfeksiyon olsa, iş alanları olsa çalışırlar. Çalışsalar devlete muhtaç olmazlar.” Meltem, Beyoğlu “Eşim sabah altıda çıkıyor, sekizde geri dönüyor. Bir iki saat evde kalıp tekrar çıkıyor. Akşama kadar böyle. Ben de evde kalıp ne yapacağım. Ben de onunla çıkıyorum, çocuğu da alıyoruz. Bazen parkın yanından geçerken eşime burada biraz duralım diyorum, çocuğu oyuncaklara bindiriyorum.” Merve, Üsküdar “Küçük çocuğumu alıyordum, sepete oturtuyordum, onunla çalışıyordum. Onu görüp acıyanlar biraz para veriyorlardı.” Gülay, Çekmeköy Cümlelerin tamamı “Pandemi Döneminde Derin Yoksulluk ve Haklara Erişim Araştırması”ndan. Araştırmayı, Derin Yoksulluk Ağı, Heinrich Böll Stiftung Derneği ve Açık Alan Derneği yaptı. Araştırma, Derin Yoksulluk Ağı’nın, saha görüşmeleri kapsamında dayanışma kampanyası ile desteklediği Ataşehir, Beyoğlu, Çekmeköy, Fatih, Şişli ve Ümraniye ilçeleri odakta olmak üzere Avcılar, Esenyurt, Üsküdar, Sancaktepe, Sultangazi ve Sultanbeyli ilçelerinden de toplam 103 katılımcı ile yapılan görüşmeleri kapsıyor. |
(EMK)