atv'den sonra NTV'de yayınlanacaktı. Ama olmadı. Büyük markalar haberci gibi programlar dururken, kliplere ve televole tarzı programlara, sponsorluk yapmayı tercih ediyorlar. Oysa toplumun "Haberci" gibi kültürel programlara ihtiyacı var.
Daha da kötüsü, bu özel TV kanallarının "kültürel yayın" anlamında süre ile ilgili kotalarını tamamlamak için haberci programının eski bölümlerini yayınlayarak RTÜK'ü kandırma yolunu seçmeleri...
Sponsor bulamadığı için yayınlanamayan haberci programı ile ilgili olarak en çok üzüntü veren noktalardan biri de programı ilgi ve beğeniyle izleyenlerin tepkisizliği...
Tablo açık: Böylelikle, televizyonlarda niteliksiz yararsız eğlence programlarının reytingi artacak ve halkın bilinçlenmesi de kasıtlı olarak engellenecektir.
Dünya ölçüsünde ilgi yarattığı için Türkiye'nin tanıtımı anlamında da olumlu rolü olan bu programın sürdürülmesi anlamında büyük firmalar kadar öncelikle TRT'nin de sorumluluk alması gerektiğini düşünüyorum.
Yetkilileri ve bakan Yılmaz Karakoyunlu'yu duyarlılığa ve göreve çağırıyoruz.
Ülkemize ve sorunlarına başka bir açıdan neşter vuran ve globalleşen dünyamıza farklı bir açıdan bakan sanatçı yazar Zülfü Livaneli'nin çarpıcı yazısına dikkat çekmek isteriz.
Türkler, ilginçtir ki, İslam dininin gerektirdiği disiplinli yaşam biçimine de pek katlanamıyor. Yoksa, içki ya da cinsel gıcıklamalara açık bir hayat sürmek bu kadar ilgi çeker miydi? Ya da hangi İslam ülkesinde, Ramazan ayında ekranlarda bu kadar çok bacak, meme sergilenir ?
Hal böyleyken Coşkun Aral'ın hazırladığı "Haberci" programının sahipsiz kalmasını bir kez daha düşünmeli...