TGS Şube Yönetim Kurulu, açıklamasında, "İdari sorumluları polisin gazetecilere yönelik geleneksel şiddetinin son bulması için bir kez daha göreve çağırıyoruz" denildi.
Basın Konseyi Genel Sekreteri Gökalp Yazır ise, çevik kuvvet polislerinin muhabir Gürsel Eser'i tartaklamasını "kaba bir davranış" olarak nitelendirdi.
TGS ve Konsey : gazeteciye şiddet alışkanlık oldu
Gazeteci Eser'in, Başbakan'ın programını izlerken polisçe yumruklanmasını kınayan TGS, 1952 yılında kurulan sendikanın aldığı ilk kararlardan birinin gazetecilerin görevleri sırasında maruz kaldığı polis şiddetiyle ilgili olduğunu hatırlatarak, "O günden bugüne dek geçen yarım yüzyılı aşkın zamanda, gazetecilik meslek örgütlerinin tüm uyarı ve çabalarına, yetkililerin ise benzer olaylardan sonra üzüntülerini bildirdikleri açıklamalarına rağmen polisin gazetecilere yönelik tutumunda bir değişiklik olmadı" dedi.
"Gazeteciler; başbakanların, valilerin, emniyet müdürlerinin gözleri önünde güvenlik güçleri tarafından tartaklanmaya, yumruklanmaya, tekmelenmeye devam edildi".
YÖK eylemleri sırasında da "Cumhuriyet" gazetesi muhabiri Vedat Arıkan'ın darp edildiği anımsatan TGS, "Benzer olayların yarım yüzyıllık dökümü, gazetecilere yönelik polis şiddetinin kurumun yerleşik bir kültürü olduğunu gösteriyor" diye açıkladı.
TGS tepkisini şöyle sürdürdü : "Böyle bir kurumsal geleneğin oluşmasında en büyük sorumluluk, hiç kuşkusuz, gazeteciliğin bir kamusal hizmet olduğunu, demokrasinin ve temel özgürlüklerin hayat bulmasında yaşamsal işlevi bulunduğunu ve polisin sadece başbakanları değil temel özgürlükleri de korumakla görevli olduğunu anlatamayan ya da buna inanmayan siyasi ve idari görevlilere aittir."
Basın Konseyi de, gazetecilere yönelik şiddetin bir alışkanlık haline gelmeye başladığına dikkat çekerek, bu saldırının sorumluları hakkında gerekli işlemlerin yapılması gerektiğini söyledi.
İletişim özgürlüğüne yönelik bu saldırının üzüntü verici olduğunu kaydeden Yazır, "Bundan sonra bu tür saldırılara engel olacak tedbirlerin alınmasını istiyoruz" dedi. (EÖ)