Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
BİA Medya Gözlem 2018 Temmuz, Ağustos, Eylül döneminde merkezileşme ve otoriterleşme derinlik kazandı. Başta ifade özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklere yönelik ihlaller Avrupa Birliği (AB) ve ilgili uluslararası çevrelerde eleştirilerle karşılandı, kınandı.
Yine de AB ile yeniden müzakere zemini arayan Türkiye ile AB ülkeleri arasındaki ilişkilerde esas belirleyici temel hak ve özgürlüklere yönelik ihlaller olmasa da gazeteci-Yazar Ragıp Zarakolu için Kırmızı Bülten çıkarılması, Avusturyalı Max Zirngast'ın Ankara'da "örgüt üyeliği"nden tutuklanması, Almanya merkezli Die Welt gazetesinin muhabiri Deniz Yücel'in "haksız tutukluluk" davası ve benzeri örnekler Avrupa'da gündem oluşturdu.
Temmuz-Ağustos-Eylül 2018 dönemini kapsayan BİA Medya Gözlem Raporu, özellikle “örgüt üyeliği”, “örgüt propagandası” ve “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten yargılanan birçok gazetecinin mahkum edildiğini gösteriyor.
Cumhurbaşkanlığına "hakaret suçu"nu düzenleyen TCK 299, 1 Ekim 2018’e kadar en az 49 gazetecinin hapis, ertelemeli hapis veya para cezası olarak mahkumiyetine zemin oluşturdu.
Rapora göre, söz konusu dönemde en az 304 gazeteci ve medya temsilcisi, “darbecilik”ten “hakaret”e kadar varan suçlamalar nedeniyle toplam 46 ağırlaştırılmış müebbet, 1 müebbet hapis, 3 bin 23 yıl 10 ay hapis, 30 bin TL adli para cezası ile 3 milyon 540 bin TL de manevi tazminat istemiyle yargılandı.
Türkiye’de mesleki faaliyetleri veya siyasi dosyalardan mahpus 123 gazetecinin dosyası da Terörle Mücadele Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatlarına göre sorunlu pratiğe çeşitli açılardan ışık tutuyor.
BİA Medya Gözlem Raporu’nda “öldürülen gazeteciler”, “hapisteki gazeteciler”, “saldırı, tehdit ve engellemeler”, “cezasızlık / hak aramaları”, “soruşturmalar, açılan-süren davalar, kararlar”, “hakaret, kişilik hakları ve tazminat davaları”, “yasaklamalar, kapatmalar, toplatmalar”, “Anayasa Mahkemesi”, “AİHM” ve “RTÜK” gibi bölümler yer alıyor.
123 gazeteci hapis
Türkiye’de mesleki faaliyetleri veya siyasi dosyalardan yargılanan 123 gazeteci, gazetecilik ve politik davalar çerçevesinde 1 Ekim’e hapishanede girdi. Hapishanedeki 123 gazeteciden 36’sı halen yargılanıyor, 31’i mahkum olarak dosyalarını istinaf mahkemesine veya Yargıtay’a taşıdı. 27’si hükümlü, 29’u da hapiste iddianame bekliyor.
Geçen yılın aynı döneminde 122 gazeteci cezaevindeydi. Mahpus gazetecilerden 75’i Cemaat medyası, 28’i de Kürt medyasındandı.
Tutuklu gazetecilerin 73’ü Gülen Cemaati’ne yakın kapatılan medya kuruluşlarında çalışıyordu, 36’sı da Kürt medyasındandı. Bu dönemde, tutuklu gazeteciler “Darbecilik”, “Anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs”, "FETÖ, PKK, MLKP, DHKP-C, TKEP/L, Direniş Hareketi gibi silahlı örgütlerle işbirliği veya yardım" suçlamalarla karşılaştılar.
Gözaltılar
Temmuz-Ağustos-Eylül 2018 döneminde yedi gazeteci gözaltına alındı. Gazetecilerden 5’i “Kürt Sorunu” bağlantılı soruşturmalar çerçevesinde gözaltı yaşadı.
Geçen yılın aynı döneminde 14 gazeteci veya medya çalışanı gözaltına alınmıştı. Gazetecilerden yedisi “Kürt Sorunu”, dördü de “FETÖ” bağlantılı soruşturmalar çerçevesinde gözaltı yaşamıştı.
2017 boyunca da 31’i Fethullah Gülen Cemaati'ne yakın medya kuruluşlarında, 20’si Kürt medyasında çalışan, beşi uluslararası medyadan toplam 85 gazeteci gözaltına alınmıştı. Darbe girişiminin yaşandığı, OHAL’ın uygulamaya girdiği 2016’da bu sayı 201 idi.
Polis şiddeti
2018’in Temmuz-Ağustos-Eylül döneminde 13 haberci saldırıya uğradı; ikisi de tehdit edildi. Özellikle Cumartesi Anneleri/İnsanları eylemlerinde dokuz haberciye yönelik müdahale polis şiddetini gündeme getirdi.
Geçen yılın aynı döneminde bir Suriyeli kadın gazeteci öldürülmüş, en az iki gazeteci fiziki şiddet, altısı tehditle karşılaşmış; biri saldırı girişimi yaşamıştı. Bir gazete sözlü; bir haber sitesi de siber saldırıya uğramıştı.
2017 boyunca bir Suriyeli kadın gazeteci İstanbul’da öldürülmüş, 20 gazeteci, bir gazete ve bir yayınevi saldırıya uğramıştı. Ayrıca, 12 gazeteci ve beş medya kuruluşu da tehdit edilmiş, beş haberci de sözlü saldırıya maruz kalmıştı.
47 müebbet isteniyor
Temmuz-Ağustos-Eylül 2018 döneminde 12 gazeteci veya medya temsilcisi “darbeye iştirak” suçlamasıyla toplam 35 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanıyordu. 11’i bu suçlamadan beraat etti. “Casusluk” veya “Devlete ait gizli belgeleri temin ve yayımlamak” iddiasıyla 10 gazeteci toplam bir ağırlaştırılmış müebbet, bir müebbet ve 454 yıl hapis istemiyle yargılanıyor. Bu davalardan biri beraatle sonuçlandı. “Devletin birliğini bozmak” iddiasıyla 10 gazeteci toplam 10 kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle karşı karşıya bulunuyor.
Rapor döneminde 125 gazeteci, “örgüt yöneticiliği”, “örgüt üyeliği”, “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek”, “örgüte yardım” gibi suçlamalar nedeniyle toplam 1.912 yıl hapisle yüz yüze kaldı. Bunlardan 13’ü toplam 114 yıl hapse mahkum edilirken 16’sına açılan dava yeniydi.
Söz konusu üç ay içerisinde 60 gazeteci veya medya çalışanı “örgüt propagandası” veya “örgüt açıklamalarına yer vermek” gerekçeleriyle toplamda 423 yıl hapis istemiyle yargılandı; Beşi toplam 15 yıl hapisle cezalandırılırken ikisi aklandı; 10’una davaysa yeniydi.
Yedi gazeteci, “kin ve düşmanlığa tahrik”ten toplam 10 yıl 6 ay hapis istemiyle yargılanırken biri ertelemeli 6 ay hapse mahkum edildi. Birine dava yeni açılmıştı. Altı haberci hakkında, “devlet kurumlarını aşağılamak” suçlamasıyla 12 yıl hapis cezası istendi; üçü aklanırken biri 6 ay hapse mahkum edildi. Bir haberciye halen TCK’nın 301. Maddesi temelinde soruşturma geçiriyor. Öt yandan, altı gazeteci de biri yeni olan davalar kapsamında “suç ve suçluyu övmek”ten 12 yıl hapisle yargılandı.
Dört gazeteci, “Suç işlemeye alenen tahrik” gerekçesiyle toplam 20 yıl hapis istemiyle yargılanıyor. Bu davalardan biri yeniydi. İki haberci, “soruşturmanın gizliliğini ihlal”den altı yıl hapis; biri “haberleşmenin gizliliğini ihlal”den üç yıl hapis istemiyle yargılanıyor. Üç yıl hapisle yargılanan bir gazeteci de, “özel hayatın gizliliğini ihlal”den ertelemeli 10 ay hapisle cezalandırıldı.
22 medya çalışanı “görevli memura karşı direnmek”ten toplam 66 yıl hapisle yargılanırken üçü de Basın Kanunu’ndaki “kimliğin açıklanmaması”na dair hüküm gerekçe gösterilerek toplam 30 bin TL adli para cezasına mahkum edildi.
Tüm bu suçlamalardan hepsinde 247 gazeteci için istenen cezaların toplamı 46 ağırlaştırılmış müebbet, 1 müebbet hapis, 2 bin 855 yıl 6 ay hapis ve 30 bin TL adli para cezası oldu. Sanık sayısı ve cezalara ilişkin bu hesaplamaya “hakaret” ve “Cumhurbaşkanı’na hakaret”e dair yargılamalar dahil değil.
37 gazeteci “hakaret” sanığı
Temmuz-Ağustos-Eylül 2018 döneminde 32 gazeteci (Ahmet Hakan, Pelin Ünker, Barış Terkoğlu, Çağrı Sarı, Hakan Dirik, Erk Acarer vs) “hakaret” suçlamasıyla açılan ceza davaları kapsamında toplam 75 yıl hapis cezası talebiyle yargılandı. Biri tutarı belli olmayan bir cezaya mahkum olurken bir diğeri için verilen beraat kararı bozuldu.
Çiğdem Toker, Orhan Erinç, Sefer Selvi “kişilik haklarına saldırı” veya “hakaret” iddiasıyla toplam 3 milyon 540 bin TL manevi tazminat istemiyle yargılanıyor.
Geçen yılın aynı döneminde iki gazeteci Ahmet Şık ve Barış Terkoğlu hakaret suçlamasıyla açılan ceza davası kapsamında toplam dokuz yıl sekiz ay hapis cezası istemiyle yargılanırken Melis Alphan beraat etmişti.
2017 yılının tamamındaysa, bir gazeteci 1 yıl 5 ay 15 gün hapis, beşi de toplam 43 bin 840 TL para cezasına mahkum edilmişti. Biriyle ilgili beraat kararı verilmişti.
“Cumhurbaşkanı’na hakaret”
Son üç ayda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ilişkin görüş ve eleştirileri nedeniyle toplam 20 gazeteci toplam 93 yıl 4 ay hapisle yargılandı; yedisi toplam 13 yıl 6 ay 20 gün hapse (10 aylık kısmı ertelendi) ve 14 bin TL de adli para cezası ödemeye mahkum edildi. Ayrıca sekiz gazeteciyle ilgili TCK’nın 299. Maddesinden başlatılan soruşturmalarda sürüyor. Böylece, sadece son üç aylık dönemde 28 gazeteci Erdoğan’a hakaret sanığı ve şüphelisi oldu.
Bu kapsamda Binali Erdoğan, Eren Keskin, Reyhan Çapan, Vural Nasuhbeyoğlu, Deniz Varlı, Fatih Portakal, Fatih Polat, Selma Erdal, Alican Uludağ, Ahmet Şık, Kutlu Esendemir ve Levent Gültekin mahkum olan, soruşturma açılan, sanık ve şüpheli sıfatı kazananlar arasındaydı.
Geçen yılın aynı döneminde, gazeteci Çağlar Özbilgin TCK’nın 299. Maddesi uyarınca ve “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten ertelemeli 11 ay 20 gün hapse mahkum edilmişti. Yazı, görüş ve eleştirileri nedeniyle Ertuğrul Mavioğlu, Çağrı Sarı ve Kazım Kızıl'a “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten yeni davalar açılırken, gazeteciler Hüsnü Mahalli, Ahmet Altan ve Nasuh Mahruki'ye açılan davalar da sürüyordu. Hepsi, toplam 28 yıl hapis tehdidiyle karşı karşıya bulunuyordu. Ayrıca, Ahmet Şık ve Fatih Polat hakkında da, TCK 299’dan soruşturmalar yürütülüyordu. Bu suçlamayla tutuklanan gazeteciler Kazım Kızıl ve Ozan Kaplanoğlu bu dönemde tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmişti.
2017 yılının tamamındaysa 17 gazeteci ve köşe yazarı, 299. Maddesi’nden toplam 8 yıl 4 ay 10 gün hapse (4 yıl 10 ay 10 günü ertelemeli) ve 136 bin 500 TL de adli para cezasına mahkum ediliyordu. Dört haberci beraat ederken, bir dava da zamanaşımından düşmüştü. Yıl sonunda altı gazeteci de yeni davalarla karşılaşmıştı.
Cumhurbaşkanı seçildiği Ağustos 2014’te Erdoğan’a yönelik eleştiri ve isnatlar için uygulanmaya başlanan TCK’nın 299. Maddesi, bu tarihten 1 Ekim 2018’e kadar en az 49 gazetecinin mahkum edilmesine zemin oluşturdu.
2.518 haber linkine sansür
Temmuz-Ağustos-Eylül 2018 döneminde özellikle Sulh Ceza Hakimlikleri ve yerel mahkeme kararıyla İnternette çıkan en az 2 bin 518 haber veya linkine erişim yasağı getirildi. Dünyanın en yaygın İnternet ansiklopedisi Wikipedia, birkaç sayfasında Türkiye hükümetini hedef alan içerikler bulunduğu gerekçesiyle 17 aydır Türkiye’de yasak! Söz konusu üç aylık dönemde, bir Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile üç gazete ile bir televizyon kanalı kapatıldı; bir geçici yayın yasağı ilan edildi.
Geçen yılın aynı döneminde ise en az üç medya KHK ile kapatılmış, üç TV Türksat’tan çıkarılmış; iki yayın yasağı kararı yayınlanmıştı; altı dergi hapishanede yasaklanmış; bir siteye ve 14 haber ve yazıya erişim engeli getirilmişti; bir de akreditasyon ayrımcılığı yaşanmıştı. Ayrıca, yasak ve sansür olarak dört olay daha gerçekleşmişti.
OHAL ve KHK nedeniyle sorgulanamaz idari ve cezai sansür uygulamalarıyla geçen 2017 yılında ise, 6 geçici veya daimi yayın yasağı, üç akreditasyon ayrımcılığı, 47 pasaport ve bir basın kartı iptali, KHK ile üç medya kapatması yaşanmıştı. Bu dönemde 10 site, 6 gazete, 97 site haber veya yazısı, 8 kitap, 6 dergi, 3 Twitter mesajı, 8 karikatür de sansüre uğramıştı. Ayrıca, çeşitli 9 sansür olayı daha meydana gelmişti.
AYM
Anayasa Mahkemesi (AYM), Temmuz-Ağustos-Eylül döneminde dördü gazeteci sekiz kişinin başvurusunda Anayasanın güvence altına aldığı ifade özgürlüğü hakkı hiçe sayıldığı gerekçesiyle toplam 68 bin 785 TL tutarında tazminata (mahkeme gideri dahil) hükmetti.
AYM, risk taşımayan, iktidarın güvenlik politikalarına ters düşmeyecek dosyaları belirli ölçülerde gündemine alırken 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra gazetecilere yönelik keyfi tutuklama, ağır tecrit ve basın özgürlüğü ihlaline dayanan şikayetlerle ilgili 11 Ocak 2018’de suskunluğunu bozduktan sonra yeniden etkisini yitirdi.
Birçok gazeteci başvurusu AYM Genel Kurulu’nu beklerken (Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak, Önder Çelik, Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel vs) ve bu yönde yeni başvurular gerçekleştirilirken (İdris Sayılğan, Nedim Türfent vs) yerel Ağır Ceza Mahkemeleri, örneğin AYM’nin Mehmet Altan kararlarını emsal kabul etme konusunda hiç de hevesli gözükmüyor.
AİHM
Temmuz-Ağustos-Eylül 2018 döneminde AİHM, bir yayıncının yaptığı başvuruda Türkiye’yi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. Maddesini ihlal etmekten 2 bin 500 avro (yaklaşık 18 bin 700 TL) tazminat ödemeye mahkum etti.
Mayıs 2017’deki İç Tüzük değişikliğinin ardından Türkiye’den gelen tutuklu gazeteci başvurularıyla ilgili ilk kez 20 Mart 2018’de Şahin Alpay ve Mehmet Altan ile ilgili ihlal kararı alan AİHM, son üç aylık dönemde tutuklu gazeteciler özelinde herhangi bir karar almadı. AİHM’in gerek emsal olması niyetiyle verdiği Şahin Alpay, Mehmet Altan ve Turhan Günay ile ilgili yerel yargı kararlarına gerekse Strasbourg’a başvurduğu halde dosyaları sonuçlanmayan Kadri Gürsel, Akın Atalay, Ahmet Şık, Ahmet Turan Alkan, Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak gibi gazetecilere etkisi son derece zayıf oldu: Birçok gazeteci AİHM kararıyla değil, ceza aldıkları gün mahpus kaldıkları süre dikkate alınarak tahliye olabildi; birçoğu halen hapishanede.
Oysa ki, ağır tecrit altında tutukluluğu süren veya henüz tahliye edilmiş gazetecilerin bireysel başvuru kapsamındaki dosyalarına, BM Düşünce ve İfade Özgürlüğü Özel Raportörü David Kaye, Avrupa Konseyi eski İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks ve dünyada ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanında faaliyet gösteren 13 hak örgütü de müdahil olmuştu.
Cezasızlık
Türkiye'de bir yıl tutuklu kaldıktan sonra Şubat'ta tahliye edilen Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel'in Türkiye aleyhine açtığı 2.9 milyon TL’lik tazminat davası “dava şartları oluşmadığı” gerekçesiyle reddedildi.
Gazeteci-yazar Seray Şahiner’in Bursa’daki otel odası basılarak gözaltına alınmasıyla ilgili şikayetinde takipsizlik kararı verildi. Midyat Emniyet Müdürlüğü’ne yönelik 8 Haziran 2016’daki bombalı saldırıyı haberleştirirken 10’un aşkın gazetecinin güvenlik kuvvetlerinin ve bir grubun saldırısına uğramasıysa 28 aydır cezasız.
Gazeteci Haydar Meriç’in kaçırılması ve öldürülmesi, çok sayıda kişinin telefonlarının hukuka aykırı şekilde dinlenmesiyle ilgili 143 polise ilişkin yargılamalar sürüyor. MHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Sözcü gazetesi yazarı Rahmi Turan’ın kişilik haklarına saldırdığı gerekçesiyle 4 bin TL manevi tazminata mahkum edildi.
RTÜK
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Temmuz-Ağustos-Eylül 2018 döneminde haber, film ve program yayınlarından dolayı TV kuruluşlarına 10 program durdurma cezası ve 19 para cezası verirken radyo kuruluşlarına bu dönemde herhangi bir işlem yapılmadı. Kurul, TV’lere toplam 10 program durdurma, 19 işlem karşılığında da 2 milyon 33 bin 185 TL para cezası verdi.
Medya el değiştirdi: 85 gazeteci işsiz
Temmuz-Ağustos-Eylül 2018 döneminde en az 85 gazeteci, köşe yazarı veya yazı işleri personeli işten çıkarıldı ya da bağlı bulundukları medya grubunun el değiştirmesi nedeniyle işte ayrılmaya itildi.
Geçen yılın aynı döneminde ise 109 gazeteci ve medya çalışanı işten çıkarılmış veya işten çıkmak zorunda bırakılmıştı. Sadece Doğan Haber Ajansı'ndan İzmir'de dört, ülke genelinde 100'e yakın basın emekçisinin işten çıkarıldığı açıklanmıştı. 2017 yılının tamamında ise bu rakam 166 idi. (EÖ/APA)
* Önemli not: Türkiye’de cezaevindeki gazeteci ve medya çalışanların durumu hem ülke içinde hem uluslararası planda farklı şekillerde kamuoyuna yansıyor. Kimi örgüt ve girişimler “gazeteci” oluşlarının temel alarak savunu faaliyetlerinde bulunurken, kimileri de “gazetecilik faaliyetleri kapsamında cezaevinde olup olmadıklarını” esas alıyor. Hatta, aynı kriterde yola çıktıkları halde farklı sonuçlar da elde edebiliyorlar. BİA Medya Gözlem Raporu’nda hapisteki gazeteciler, çalıştıkları medya kuruluşunca gazeteci olarak tanıtılanlar, gazetecilik faaliyeti kapsamı itibariyle herhangi bir tespit ve sonuca gidilmeden, Türk Ceza Kanunu veya Terörle Mücadele Kanunu kapsamında işlem görmeleri dikkate alınarak değerlendirmeye alınıyor.