Ergenekon Soruşturma kapsamında üç aydan beri Silivri Cezaevi'nde tutulan gazeteci Nedim Şener, bir gün aradan sonra, Milliyet gazetesinden yayımlanan iki haberi nedeniyle dün (2 Haziran) yine hakim karşısındaydı.
23 Ekim 2010'da yayımlanan "Rüşvet paraları ceplerden taşıyor" haber yoluyla hakarette bulunulduğu ve "soruşturmanın gizliliğinin ihlal edildiği" iddiasıyla gazetenin sorumlu müdürü Hasan Çakkalkurt ile birlikte Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ne çıkan Şener, 3 Kasım 2010'da çıkan "Siyah çanta odada yoktu" başlıklı haberde yine "soruşturmanın gizliliğinin ihlal etmek" ile ilgili suçlamalara yanıt verdi.
Şener'i eşi Vecide Şener, annesi Hüsniye Şener ve dayısı Fahri İncedere'nin yanı sıra, Gazetecilere Özgürlük Platformu'ndan ve Basın Enstitüsü Derneği yönetim kurulu üyesi Haluk Şahin, gazeteciler Atilla Özsever ve Murat Sabuncu, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) başkan yardımcısı Turgay Olcayto, Su Yayınları yetkilisi Recep Tatar ve "Ahmet ve Nedim'in Arkadaşları"yalnız bırakmadılar.
Mahkeme başkanının izinli olması nedeniyle değiştiği duruşmada söz verilen Çakkalkurt, yazının çıktığı dönemde sorumlu yazı işleri müdürü olduğunu, yayın politikaları gereği ve gazetecilik anlayışları gereği gizliliği ihlal etmelerinin ve hakaret etmelerinin söz konusu olamayacağını olaya da haber değeri olduğu için basın özgürlüğünün bir gereği olarak yer verdiklerini ifade etti.
CNR ve ITO operasyonunu yazdı; yargılanıyor
Şener de, CNR Fuarcılık ve İstanbul Ticaret Odası (ITO) başkanına yönelik operasyonla ilgili 3 Nisan 2010'da ANKA Ajansı'nı ve İbrahim Yıldız'ı kaynak göstererek yazdığını, haberle ilgili Bakırköy Adliyesi'nde birkaç hakimin ad ve soyadlarının sadece başharflerine yer verdiğini, buna karşın sadece Ferşa Aydın'ın kendisinden şikayetçi olmasını eleştirdi.
Avukatı Yücel Döşemeci de, yaptığı basit bir İnternet aramasıyla Bakırköy Adliyesi'nde birçok F.A.'ya rastladığını bildirdi; "F.A., Bakırköy Adliyesi'ndeki tek F.A. değil" diye konuştu.
Bunun üzerine mahkeme, Bakırköy Adliyesi Adalet Komisyonu'na yazı yazılarak, şikayetin yapıldığı 2008 yılından yazının yayımlandığı 3 Nisan 2010'a kadar adliyede çalışan hakimlerin listesini talep etti. Davaya 1 Kasım'da devam edilecek.
"Karargah soruşturmasını değil siyah çantayı yazdık"
Şener, eski Emniyet müdürü Hanefi Avcı'nın tutuklandığı Devrimci Karargah operasyonunda makam odasında siyah bir çanta içerisinde 90'lı yıllara ait siyasetçi, gazeteci ve bürokratlarla ilgili kasetleri bulunduğu iddialarla ilgili tanık Nazmi Ayhan'ın bu iddiayı reddeden sözlerine yer verdiği için de yargılanıyor.
Suçlamayla ilgili Şener de avukatı Döşemeci de, yayının gizliliği olan Devrimci Karargah operasyonuyla bizzat ilgisinin bulunmadığını, çantayla ilgili iddiaların araştırılmasından ibaret olduğunu söylediler.
Şener'in diğer avukatı Nurcan Çalışkan da, bilgilendirmeye dönük haberlere Ceza Kanunu'nun 285. Maddesinden dava açılmasının soruşturmalarla ilgili hiç haber yapılamayacağı anlamına geleceğini açıkladı. Mahkeme bu dosyayı da incelemeye alarak 3 Kasım için duruşma günü verdi.
Bir beraattan sonra dokuz davası kaldı
31 Mayıs'ta da aynı mahkemeye çıkan Şener, Hanefi Avcı'nın eşi Şenay Avcı'nın anlatımlarına yer verdiği 30 Eylül 2010 tarihli "Kimlikler Görev Gereğiydi" başlıklı haber nedeniyle yargılandığı davadan beraat etmişti. Gazetecinin halen dokuz davası daha var.
Şener, "Ergenekon" soruşturması çerçevesinde 3 Mart sabahı evleri arandıktan sonra gözaltına alınan, üç gün sonra da gazeteci Ahmet Şık ile birlikte tutuklanmıştı. İki gazeteci, Silivri Cezaevi'nde aynı koğuşta haklarındaki somut suçlamaları öğrenmeyi, tahliye edilmeyi ve iddianamelerinin düzenlenmesini bekliyor.
Hürriyet'ten Ayşegül Usta da mahkemedeydi
2 Haziran'da aynı mahkemeye çıkarılan diğer bir gazeteci de Hürriyet gazetesi muhabiri Ayşegül Usta'ydı. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 22 Haziran 2010'da Balyoz soruşturması kapsamında verdiği tahliye kararları işleyen "Tutuksuz yargılama engel olamaz" başlıklı haberi nedeniyle Usta da "soruşturmanın gizliliğini ihlal"den yargılanıyor. (EÖ)