Basın Yayın İletişim ve Posta Emekçileri Sendikası (Haber-Sen), 12 Kasım itibariyle aralarında 12 kameraman, bir spiker ve üç muhabirin de bulunduğu toplam 25 kişinin İstanbul, Erzurum ve Trabzon'a sürüldüğünü savunarak, TRT yönetimini "kıyıma son vermeye" çağırdı.
Haber-Sen Genel Başkanı Ali Yılbaşı imzasıyla yapılan açıklama, "TRT yönetimi huzuru ve iş barışını bozmuştur. Bozulan huzuru ve iş barışını yeniden tesis etmek artık mümkün değildir. Bundan sonra yaşanacaklardan TRT yönetimi sorumludur" denildi.
Muhabirler İstanbul, Trabzon ve Erzurum'a
Muhabir olarak çalışan, alanında uzmanlaşan Ersoy Kof ve Muammer Demiröz'ün TRT İstanbul Müdürlüğü'ne stüdyo kameramanı olarak görev yapması için görevlendirildiğini belirten Yılbaşı, "Oysa kameramanlık da muhabirlik gibi uzmanlık işidir" dedi.
Buna göre, yıllardır spor spikerliği yapan ve atletizm alanında uzmanlaşan Güven Göktaş Ankara Radyosu'na, Türkiye'nin ilk ve tek maç anlatan kadın spikeri Semahat Özdoğan Türkiye'nin Sesi Radyosu'na, spor Hüseyin Başaran Erzurum'a, spor muhabiri Mustafa Gör Trabzon'a gönderildi.
"TRT'de çalışma barışı bozuldu"
Çok sayıda TRT emekçisinin sürgün edilmesine ilişkin yazının hazırlandığı yönünde bilgi alındığının da belirtildiği açıklamada şu gözlemlere yer verildi:
- İstanbul'a, Trabzon'a, Erzurum'a sürülen çalışma arkadaşlarımızın bir bölümü emekli olmaya zorlanıyor. Daha birkaç ay önce "personel ihtiyacı" gerekçe gösterilerek bir kamera asistanı İstanbul'dan Ankara'ya tayin edilmişken şimdi "ihtiyaç" gerekçe gösterilerek Ankara'dan deneyimli kameramanları İstanbul'a göndermenin başka bir açıklaması yoktur.
- İbrahim Şahin döneminde alınan 86 kamera asistanının 60'ı Ankara'da çalışıyor, İstanbul'da ihtiyaç varsa yeni alınan kamera asistanları niçin İstanbul'da işe başlatılmadı.
- Bu sürgünlerin tek gerekçesi var; TRT yönetimi artık "kendileri gibi olmayan" hiç kimseyi TRT'de görmek istemiyor.
- TRT'de mesleğine, işine, Kurumuna sahip çıkan, işin iyi yapılması için canla başla çalışanlara karşı bir saldırı başlatıldı.
- TRT emekçileri "Ya biat edeceksin ya da biat edeceksin" dayatması ile karşı karşıya. Yılların bilgisi, birikimi ve deneyimi yok sayılıyor. Uzun yıllar içinde oluşmuş yayıncılık kültürü yerle bir ediliyor.
- Türkiye'nin en deneyimli spikerleri bir bir ekrandan çekiliyor, prodüktörlerin program önerileri reddediliyor, alanında uzmanlaşan muhabirlere aktif görevden el çektiriliyor.
- TRT ekranları, radyoları birkaç ay önce işe başlamış ve bırakın Türkçe'yi doğru kullanmayı, konuşmayı bile beceremeyen stajyer spikerlere emanet edildi.
- TRT haber merkezinde birisi Genelkurmayı izlemek üzere toplam iki sarı basın kartı sahibi muhabir kaldı.
- Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı ve TBMM'deki gelişmeleri izlemek ve haber yapmak üzere yürürlükteki mevzuata göre basın kartı sahibi bile olamayacak kişilere görev yaptırılıyor.(EÖ)