P24 Bağımsız Gazetecilik Platformu tarafından Bilgi Üniversitesi Santral Kampüsü'ndeki "Sosyal Kuluçka Merkezi"nde dün düzenlenen "Ayrımcılık ve Habercilik" konulu panele konuşmacı olarak Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevda Alankuş, Apoyevmatini gazetesi sahibi Mihail Vasiliadis ve Turkishtime dergisi Yayın Yönetmeni Barış Soydan katıldı.
Moderatörlüğünü gazeteci Yonca Poyraz Doğan'ın yaptığı panelde katılımcılara haber dilindeki ayrımcılık örnekler sunularak medyadaki ayrımcılığın boyutları ve buna karşı yapılabilecekler tartışıldı.
Panelin açılışını yapan Doğan, ayrımcılığın temel tanımından yola çıkarak habercilik ve ayrımcılık arasındaki ilişkinin önemine dikkat çekti.
Doğan'ın açılış konuşmasının ardından sözü Prof. Dr. Alankuş aldı.
Alankuş: Tüm ayrımcılık biçimlerinin temelinde cinsiyetçilik var
Alankuş medyadaki tüm ayrımcılık biçimlerinin temelinde cinsiyete dayalı bir ayrımcılık olduğunun altını çizerek, önemli olanın dünyaya feminist bir etikle bakmak olduğunu belirtti.
“Haberde cinsiyetçilik sorununun yalnızca kadının ayrımcılığa maruz kalmasıyla sınırlı değil. Kadına erkek egemen sistem tarafından atfedilen özellikler etnik, dini, sınıfsal, politik ayrımcılığa maruz kalan gruplara da atfediliyor. Bu gruplar da aslında ‘kadınlaştırılıyor’. Hakim erkek egemen sistem, temel bir ikilem dünyası yaratıyor. Erkek medeniyet, akıl, kültür gibi saygın değerlerle ilişkilendirilirken kadın, her zaman doğayla, aşırı duygusallıkla, bedenle özdeşleştiriliyor. Dolayısıyla, erkeği ya da erkek gibi kurgulananları bütün ulvi, yüce değerleri atfettiğimiz 'akıl'a referansla temsil ederken, kadın ya da kadın gibi kurgulananları insanı mahcup düşüren bu yüzden de disipline edilmesi gereken dürtüleriyle 'beden'e referansla temsil eden bir zihniyet dünyasıyla karşı karşıyayız".
“Barış gazeteciliği”
Hak odaklı habercilik kavramından da söz eden Alankuş, "Ben hak odaklı habercilikle 'barış gazeteciliği'ni aynı kavramlarmış gibi kullanıyorum. Kamusal ve özel hayatta eşitlik, her iki habercilik anlayışının da temelinde yer almaktadır" dedi. Kadir Has Üniversitesi Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi'nin yaptığı son çalışmanın sonuçlarını ve Bianet'in uzun bir süredir düzenli olarak derlediği erkek şiddeti istatistiklerine de yer veren Alankuş, özellikle medyada kadının hem önemli pozisyonlardaki medya emekçisi hem de medyada görünen özne olarak yer alamadığının altını çizdi.
Soydan: Görünmez ayrımcılık türleri var
Daha sonra konuşan Barış Soydan ise, 2015 yılında P24 Kitaplığı'ndan yayınlanan "Ayrımcı Dile Karşı Habercilik Kılavuzu"nu tanıtarak, hedeflerinin, özellikle medyada çalışanların gündelik pratikte yaptıkları ayrımcı haberlerin farkına varmaları olduğunu söyledi.
Uzun yıllardır anaakım medyada görev alan bir gazeteci olarak deneyimlerini aktaran Soydan, "Medya algılarımızı yönlendiriyor. Ancak gazeteciler bunu çoğu zaman sadece usta-çırak ilişkisi içerisinde öğrendikleri klişeleri kullandıkları için yapıyorlar. Bu noktada duyarlı gazetecilerin, yeni nesil genç habercilerin duruma müdahil olmasının iyi sonuçlar doğuracağına inanıyorum" dedi.
Kılavuzdaki örneklere de yer veren Soydan, "Fark ettiğimiz ayrımcılık türleri dışında bir de fark edemediklerimiz var. Örneğin yaş, psikolojik sorunlar, sınıfsal aşağılama gibi konularda daha duyarlı olmalıyız. Biz bu kılavuzda bu tür örneklere de yer vererek bu görünmez ayrımcılığı da görünür kılmak istedik" diye konuştu.
Vasiliadis: Gerçeğin peşinde olmaktan vazgeçmeyin
Panelin son konuşmacısı Mihail Vasiliadis ise hem bir gazeteci hem de Türkiye Rum toplumunun bir ferdi olarak medya ve ayrımcılık ilişkisiyle ilgili düşüncelerini paylaştı.
"Biz, dezavantajlı gruplar, genelde bize yönelmiş ayrımcılığa odaklanırız. Ancak bence asıl çözüm, önce kendi yaptığımız ayrımcılığa, kendi söylemimize dikkat etmekle mümkün olacaktır" diyen Vasiliadis, gazeteciliğin hem insani hem de mesleki olarak büyük bir sorumluluk olduğunu belirterek, medyadaki ayrımcılığın temelinde "gerçeği anlatma" sorumluluğunun yerini tirajı arttırma sorumluluğunun alması olduğuna dikkat çekti.
Panele katılan genç iletişim öğrencilerine öğütlerde bulunan Vasiliadis, "'Hayır' demeyi öğrenmemiz gerekiyor. Bunun bedelleri tabii ki olacaktır ancak bu bedeller, her durumda 'evet' demenin bedellerinden ağır değildir. Gerçeğin peşinde olmaya karar vermek, profesyonel hayatta sorunlar yaratsa da dünyadaki yerinizin anlamıyla ilgili önemli karardır" dedi.
Konuşmaların ardından geçilen soru-cevap bölümünde ise katılımcılar ile konuşmacılar, ayrımcılığın önlenmesinde izlenebilecek toplumsal, profesyonel ve hukuki süreçleri tartıştı. (MÇ/HK)