Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) öncülüğünde “Haber Alma ve Demokrasi Bildirgesi” Uluslararası Paris Barış Forumu Zirvesi’nde kamuoyuyla paylaşıldı.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 70. Yıldönümü vesilesiyle bildirgenin güncellenmesi ihtiyacından yola çıkılarak hazırlanan yeni bildirgeye 12 ülke destek verdi:
Fransa, Kanada, Danimarka, Norveç, İsviçre, Letonya, Lübnan, Litvanya, Senegal, Tunus, Burkina Faso, Kosta Rika.
Bildirgede, günümüz toplumlarında demokrasinin vazgeçilmez bir unsuru olarak bilgiye erişim hakkını etkileyen “özel yaşam”, “şeffaflık”, “çoğulcu toplum” gibi faktör ve değerlere güncel güvenceler öngörülüyor.
Ayrıca, bildirgenin “medya ve gazetecilik” bölümünde, “gazeteciliğin sosyal işlevi”, “gazetecilik etiği”, “gazetecilerin güvenliği ve özgürlüğü”, “editoryal bağımsızlık”, “gazeteciliğin sürdürülebilirliği” gibi parametreler, günümüz medya alanında karşı karşıya kalınan koşulları irdeliyor ve güvence konusu yapılıyor.
Peki, “Haber Alma ve Demokrasi Bildirgesi” nedir? RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu’ndan dinleyelim…
“İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin güncellenmesi gerekiyordu”
“RSF özellikle 2. Dünya Savaşı’ndan sonra kabul edilmiş evrensel metinlerin habercilik anlamında bugünkü toplumlarda artık ihtiyaç karşılamadığına tanıklık etti ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 70. yıldönümü olması itibariyle bu bildirgenin güncellenmesi gerektiğine dair yasal arayışa girdi.
“Süreç, iki ay önce Bilgi ve Demokrasi Komisyonu'nun oluşturulmasıyla başladı. Bu komisyonun başında RSF Genel Sekreteri Christophe Deloire ve Nobel Barış Ödülü sahibi İranlı hukukçu Şirin Ebadi bulunuyor.
“Onların başkanlık ettiği bir komisyon 2 ay boyunca bu metin üzerinde çalışmalarını yürüttüler. Bu komisyonda uluslararası hukukçular da Can Dündar gibi gazeteciler de yer aldı.
“Metin Paris Barış Zirvesi’nde okundu”
“Paris'te gerçekleşen ve dün başlayan Uluslararası Paris Barış Zirvesi sırasında da komisyonun temel metni kamuoyuna duyuruldu.
“Bunun üstüne 12 dünya lideri desteğini açıkladı. Bunlar içerisinde demokratik olarak tanımlanan ülkelerin yanı sıra demokratik geçmişleri toz pembe olmayan ülkeler de yer aldı.”
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nden farklı ne var?
Peki, bu metinde İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nden farklı olarak ne var?
Önderoğlu sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Evrensel bildirgede bilgi alma ve bilgi yayma özgürlüğü çok steril bir ortam içerisinde tanımlanmış.
“Bu hakkı baltalayabilecek sosyal, ekonomik ve dijital teknolojik faktörlerü o zaman içerisinde merkeze alabilecek koşullar olmadığından, çok basit bir tanımdan hareket edilmiş.
“Şimdilik 12 ülke…”
“Bugün internette bir kaç saatini geçiren, sosyal medya kullanan, işine gidip gelen, medyayı tüm çeşitliliğiyle izleyemeyen ama sağlıklı, tolerans değerleri içerisinde toplumda varlık göstermek isteyen herkesi bugünkü koşullar altında tanımlayan bir metinden söz ediyoruz.
“Her ne kadar 12 ülke desteğini açıklamış olsa da ilerleyen uluslararası buluşma ve zirvelerde bu metin programların bir parçası haline gelecek ve buna destek veren çok daha geniş bir yelpaze çıkacak.
“Bir konsensüsle böyle bir metnin sözleşmeye dönüştürülmesi elbette temel hedef ama bugünkü dünyayı da pozitif bir girişim için kolay kolay biraraya gelebilecek bir dünya olarak ne yazık ki göremiyoruz.
“İlk destekleyen ülkeler dikkat çekici”
“İlk destek açıklayan ülkeler arasında Senegal, Tunus gibi ülkeler dikkat çekiyor. Bu ülkeler yakın zamanda çeşitli sosyal buhranlarla yüz yüze gelen ülkeler.
“Tunus parçalanmakla karşı karşıya kalan bir ülkeydi. Arap baharından itibaren demokratik güçlerini oldukça iyi şekilde harekete geçiren bir ülke oldu ve en ileri sosyal sorunlara uluslararası planda dikkat çekmek konusunda öne çıkan bir ülke oldu.
“Egemen ülkelerin de desteğini umuyoruz”
“Kıta Avrupası’ndan birçok ülkeyi yakın zamanda bu metne destek verenler arasında görebileceğiz ama diğer egemen ülkelerin de bu metinden geleceğe dair bir şeyler bulmasını ümit ediyoruz.
“Ortadoğu'daki ülkelerin de, bütün bu sorunlardan mustarip olan ülkelerin de bu metine destek vermelerini bekliyoruz.”
Bildirgenin İngilizce tam metni için tıklayın
Kim ne demişti?Fırat Haber Ajansı'nın aktardığına göre, bildirgeyi destekleyen ülkelerden Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall ve Tunus Cumhurbaşkanı Beji Kaid Esebsi şunları söylemişti: Macron: Cihatçılık ideolojisi ve otoriter rejimlerle karşı karşıyayız"Her tarafta kendisini özgürlük düşmanı olarak ortaya koyan, kontrol etmek, sansürlemek ve kendi modellerini ihraç etmek isteyen, yoğun dezenformasyon kampanyaları başlatan ve gazetecilere saldıran cihatçılık ideolojisi, otoriter rejimler ve aşırı hareketlerin saldırısı ile karşı karşıyayız. "Her ne kadar sosyal ağlar ve internet özgürlüğe yeni alan sunsalar da, aynı zamanda büyük ölçekte düşüncelerin manipüle edilmesi ve medya ekonomisinin kırılganlaşmasına da fırsatlar sunuyor. Sall: Basının düşmanı paranın gücü ve gerici güçler"Bilgi edinme hakkı sadece kalkınmış ülkelere mahsus değildir. Afrika'da, gazetecilerin korunması ve bu mesleğe özgür çalışma koşullarının yaratılması için giderek daha fazla irade ortaya çıkıyor. "Ben bu ülkenin başına geçtiğimden beri hiçbir gazeteci gözaltına alınmadı veya tutuklanmadı. "Basının en büyük düşmanı devlet değil, paranın gücü ve gerici güçler." Esebsi: Tunus'ta haber özgürlüğüne saygı göstermeye hazırlıklıyız"Biz bir Afrikalı, Arap, Müslüman ülkeyiz. Bu halklar arasında genel olarak, ifade özgürlüğünün kuralları çok uygulanmıyor. "Ama Tunus'ta haber özgürlüğüne saygı göstermeye hazırlıklıyız çünkü demokratik bir süreç başlattık." |
(EKN)