6/7 Eylül 1955 kitlesel pogromunun üzerinden 63 yıl geçti. Başta Rumlar olmak üzere Yahudi, Ermeni ve Müslüman olmayan diğer azınlıklara ait 5 bin 317 mekan yakıldı, pek çok kadın tecavüze uğradı; bazıları öldürüldü. 90 yaşındaki rahip Hrisantos Mantas canlı olarak yakıldı.
TBMM’de bulunan iki milletvekili 63 yıl sonra azınlıkların hala “güvercin tedirginliğiyle” yaşadığı bir Türkiye olduğu görüşünde.
TIKLAYIN - Ruh Halimin Güvercin Tedirginliği
HDP Vekilleri Garo Paylan ve Tuma Çelik, 6/7 pogromunu ve bugün ne noktada olduğumuzu bianet’e değerlendirdi.
Çelik: 6/7 Eylül’den farklı bir dönemde yaşamıyoruz
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Süryani Milletvekili Tuma Çelik, 6/7 Eylül olaylarının cezasız kalmasına vurgu yaparak, şu anda toplumsal ayrıştırma politikasının aynı olaylara tekrar sebebiyet verebileceği uyarısı yaparak şunları söyledi:
“Aslında şu anda yaşadığımız koşullar çok farklı olsa da, içinde barındırdığı benzer noktalar var.
“Türkiye’de iktidar maalesef gücünü ayrıştırmadan alıyor, toplumu ayrıştırarak, toplumu birbirine düşmanlaştırarak ayakta durmaya çalışıyor.
“Dolayısıyla bu ayrıştırma birçok sorunu beraberinde getirir. Birçok yeni olaya sebebiyet verebilir.
“6/7 Eylül 1955’ten farklı bir dönem yaşamıyoruz. Halklar ve çocuklarımız böylesi bir katliamlar zincirini yaşamak zorunda değiller. Kendi ülkemizde tedirgin yaşamak zorunda değiliz.
“Geçmişle yüzleşmezsek tekrarlar”
“Bunun yanlış olduğu insanların beynine ancak bir cezalandırma olduğunda kazınır. Ülkemizde maalesef ne 1915 ne 6/7 Eylül pogromu ne de daha sonra yapılan birçok olayla yüzleşilmedi, suçluları cezalandırılmadı.
“Dolayısıyla o yapılanlar bugün de yapılabilir mantığı hala egemen Türkiye’de. Bizim yüzleşme istememizin, geçmişten hesap sorulmasını istememizin nedeni, gelecekte benzer şeylerle karşılaşmamak içindir.
“İnsanların bu tür vahşetleri, bu tür katliamları, soykırımları bir daha yapmaması içindir.”
Paylan: Hrant Dink'in tanımladığı tedirginlik
HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan da cezasızlığa dikkat çekiyor.
Suçların cezasız kalması durumunda tekrarlandığını bildiklerini dile getiren Paylan, 6/7 Eylül benzeri provokasyonların tekrarlanabileceğini, bu nedenle güvercin tedirginliğinin en yoğun şekilde hissedildiği bir dönemden geçildiğini söyledi.
Paylan şunları ifade etti:
“Tedirginlik belki de en üst seviyelerinde. 100 yıllık hafıza her birimizin aklında. Devletin ‘milli’, ‘iç düşmanlar’ gibi retorikleri kullandığı her dönemde azınlıkların başına bir felaket gelmiştir.
“Azınlıklar böyle bir iklimde tekrar başlarına bir felaket gelebileceği bilgisiyle bugüne kadar gelmişlerdir ve Hrant Dink'in tanımladığı ‘güvercin tedirginliği’nin en yoğun olduğu dönemlerden birini yaşıyoruz.
“Belki bizim din insanlarımıza ‘özgürüz’, ‘mutluyuz’ gibi bildiriler imzalatabilirler ama o bildirilerin kendisi dahi özgür olmadığımızı gösteriyor.
“Azınlıklar sessizliğe bürünüyor”
“Azınlıklar ciddi bir kaygı yaşıyor ve maalesef tekrar sessizliğe bürünüyor.
“Böyle ortamlarda yakın zamana kadar konuşmaya, taleplerini iletmeye başlayan topluluklar tekrar sessizliğe bürünürler.
“Başımıza gelenlerin hepsi devlet organizasyonu”
“Bugüne kadar başımıza gelen tüm felaketler devlet organizasyonudur. Bunu çok iyi biliyoruz. Devlet de bir şeyi organize etmek isterse bizim buna karşı yapabileceğimiz hiçbir şey yok.
“Tek güvencemiz toplumun duyarlılığı ve sistemin ehlileşmesidir. Sistem de şu an o ehlilikten çok uzak bir noktada ve devlet içindeki pek çok unsur tekrar bize karşı provokasyonlar organize edebilir.
“Güvencemiz toplum, meclis, yargı ama…”
“Bu bilgiyle yaşıyoruz ama buna karşı yapabileceklerimiz de sınırlı. Güvencemiz toplum vicdanı ama maalesef toplumun vicdanı da şu anda o empatiyi kurmak noktasından çok uzaklaştırılmış durumda.
“Bir diğer güvencemiz de devletin içindeki provokasyonları engelleyebilecek unsurlar ama o unsurlar da işlemiyor. Parlamento işlemiyor, yargı işlemiyor, basın büyük oranda işlemiyor.
“Hesabı verilmemiş suçlar tekrarlar”
“Dolayısıyla yeni provokasyonlar olabilir bilgisiyle yaşıyoruz. Çünkü hesabı verilmemiş her suç tekrarlar. Bunu da çok iyi biliyoruz.
“Azınlıklar, hesabı verilmemiş suçların tekrarlamasıyla aslında karşı karşıyalar.” (PT/EKN)
--------------------------------------------------------------------------------
* Pogrom: Dinsel, etnik veya siyasi nedenlerle bir gruba karşı yapılan şiddet hareketleridir. Bu şiddet hareketleri genellikle evleri, işyerlerini veya ibadet yerlerini tahrip etmek, insanları dövmek, yaralamak, tecavüz etmek veya öldürmekten oluşur.