*Fotoğraf galerisi için tıklayın.
İç içe yaşadığımız canlılar arasında önemli yeri olan güvercinler ilk evcilleştirilen hayvanlardan biriydi. Tarih boyunca gerek toplumsal hayatta gerekse yarattığı ekonomik değerler bakımından önemli bir yeri oldu. Güvercinin sanata olduğu kadar kültürel değerlere yansıması her zaman görüldü; Başta haberleşme olmak üzere farklı amaçlarla kullanıldı. Güherçile denen gübresi dünya ekonomisinde önemli bir yer tuttuğu gibi kimi savaşlara ve bölgesel çatışmalara yol açtı.
Bazı kültürler güvercinlere çeşitli anlamlar yükleyerek saflığın, aile bağlarının, masumiyetin ve barışın sembolü olarak gördüler. Bazı dinler güvercini kutsal kabul etti. Çeşitli mitler Nuh Peygamber'in tufandan kurtardığı canlılarla birlikte suların çekilip çekilmediğini öğrenmek için güvercini görevlendirdiğini anlatır. Güvercin gagasında bir zeytin dalıyla gelerek suların çekildiğini müjdeler. Kökeni Sümerlere kadar uzanan bazı inançlar güvercinlerin ölen masum insanların yeryüzünde dolaşan ruhları olduğunu anlatır.
Diyarbakır'da farklı yaşlarda kuş besleyicisine rastlamak mümkün; şehirde güvercin kültürü çok eskiye dayanıyor. Sadece Diyarbakır'a özgü yerli güvercin ırklarının 600 yıllık geçmişinden söz ediliyor.
Diyarbakır'a özgü kuş Türleri dört gurupta toplanıyor:
1. Göğsüak Gurubu: Küreng, Atlas, Zeytuni, Gugala, Narinci ciğeri
2. Kekme gurubu: Bozak, Kekme Ciğeri, Kekme Atlas
3. Uçaklı gurubu: Zengu, Yusufi, Kara, Niski
4. Göğsü açık (memeli) gurubu: Parçalı, Siyah Parçalı, Mısırı, Beyaz, Kurugök, Kurukara
Diyarbakır'da Habeş olarak adlandırılan ve cinslerin herhangi bir gurubun özelliğini taşımayan kuşlar da mevcut.
Yerli güvercin türlerinin fazla olması şehirdeki köklü güvercin kültürüne ve yoğun ilgiye dayanıyor.
Günümüzde güvercin besleme bir hobi olarak görüldüğü gibi ticari ve ekonomik yönü de bulunuyor. Güvercin meraklılarının yarattığı piyasa kendi başına bir alem. Çoğu Bağlar semtinde olmak üzere güvercin ve güvercin malzemeleri satan dükkânlar var. Ayrıca "Kuşbaz Kıraathaneleri" kendi içinde sosyal ve ekonomik bir alan. Güvercinler ihale denilen yöntemle kuşbaz kıraathanelerinde alınıp satılıyor. Bir tür açık artırma olan ihaleler oldukça çekişmeli geçiyor. Ayrıca her pazar günü Kurşunlu Camisinin yanında kurulan pazarda güvercin alınıp satılıyor.
Güvercinler genellikle çatısız düz damlarda kurulan ve "pin" denilen kümeslerde besleniyor. Pinin yeri güvenli değilse yanına bir de köpek kulübesi yerleştiriliyor.
Güvercinlerin gübresi eskisi kadar olmasa bile ekonomik değer taşımaya devam ediyor. Özelikle 50-60 kilo gelen Diyarbakır karpuzlarının yetiştirilmesinde güvercin gübresi kullanılıyor. Güvercin gübresi meyvenin iriliğini sağladığı gibi tadının da güzelleşmesine yardım ediyor. Organik tarımın yeniden önem kazandığı günümüzde güvercin gübresine olan ihtiyaç günden güne artıyor.
Diyarbakır'da eskiden gübre ihtiyacını karşılamak üzere yabani güvercinler için kuleler kurulmuş. "Boranxane" (Boranhane) denilen bu kuleler Dicle kenarındaki köylerde bulunuyor. Yabani güvercinlere de "Boran" adı veriliyor. Boran kelimesi Zazaca "boron" dan geliyor.
Diyarbakır'da bu kültürün önemli bir parçası olan güvercin yarışmalarının kökeni çok eskiye dayanıyor. Güvercinleri yarışa hazırlamak için yıl boyunca antrenman uçuşları yapılıyor. Her yıl Nisan ayında başlayan ve Mayıs ayında son bulan yarışmalar farklı parkurlarda gerçekleşiyor. Yakın mesafelerden başlayarak 900 km. uzaklığa kadar çıkan parkurlar var. Diyarbakır'da güvercin yarışları sonucunda verilen ödüllerin ekonomik değeri büyük değil.
Yarışlara katılacak güvercinler arabalarla başlangıç noktasına götürülürken sepetlere yerleştiriliyor. Varış yerinde menzile göre birkaç saat dinlendirilerek yarışa hazırlanıyor. Kuşların yarış sırasında su içmek için bile olsa mola vermeleri istenmediği için selenyum tabletleri veriliyor.
Büyük çekişme güneş doğarken "güvercin dökümü" ile başlıyor. (MB/EKN)
* Fotoğraflar: Mehmet Bektaş - Dündar Uğurlu.
** Bu fotoröportaj Fotoğraf Notları dergisi 2012 yaz sayısında yayınlandı.